Mabel Matiz: GQ Türkiye ödül töreninde sansüre uğradım

GQ Türkiye ödüllerine takdim için davet edildiğini ama sahneye çağırılmadığını söyleyen Mabel Matiz "Karakol klibiyle ilgili sansür haberleri ve yoğun gündem sebebiyle vazgeçtiklerini öğrendim" dedi.

Abone ol

DUVAR - Şarkıcı Mabel Matiz, GQ Türkiye dergisinin "Men of the Year Ödül Töreni"nde sansüre uğradığını belirtti.

Sosyal medya hesabından yazılı açıklama yapan Mabel Matiz, törene ödül takdim etmek için davet edildiğini fakat söz konusu ödül verilirken sahneye çağrılmadığını belirtti.

'BİRİNCİ AĞIZDAN ÖĞRENDİM'

Törenin ardından kararının nedenini sorduğunu aktaran Mabel Matiz, "Yazın 'Karakol' klibiyle ilgili sansür haberleri ve yoğun gündem sebebiyle GQ Türkiye ekibinin son gün benle ilgili takdimden vazgeçtiğini, gün boyu kendi içlerinde bunun görüşmelerinin/tartışmalarının yapıldığını birinci ağızdan öğrendim. Bu ilk hikaye değil. Derim kalın. Sansürün kendisini de, olayın geneline hasıl olan dev iletişimsizliği de son derece yanlış ve nezaketsiz buluyorum. GQ Türkiye ekibi ile gün boyu süren görüşmelerimizde kendileri elbette böyle bir sansürün olmayacağını, ekip içinden gelen bilginin gerçeği yansıtmadığını, bunun yalnızca 'organizasyonel bir hata' olduğunu söylediler" dedi.

GQ TÜRKİYE: KASTIMIZ OLMASA DA ÜZDÜĞÜMÜZ İÇİN ÖZÜR DİLERİZ

GQ Türkiye dergisi ise Mabel Matiz'in sahneye çağrılmamasını organizasyon hatası olarak açıkladı. 

GQ Türkiye'den yapılan açıklamada, "Yaşanan talihsizlikte, ifade edildiği şekilde bir kastımız olmasa da son derece nazik bir dille organizasyondan kaynaklı hatamızı ortaya koyan Sevgili Mabel Matiz'i üzdüğümüz için özür dileriz. Bize her daim ilham veren Mabel'i anlıyoruz, bir arada, güzel ve aydınlık bir gelecek hayalini paylaşıyoruz" denildi.

Mabel Matiz'in açıklamasının tamamı şu şekilde:

"Dün ilginç bir gece geçirdim ve sizinle paylaşmak istedim. 1-1.5 ay kadar önce GQ Türkiye ekibinden, Yılın İyileri ödül gecesinde ödüllerden birini takdim etmem yönünde bir rica ve teklif aldım. Kabul ettim ve kendilerine katılabileceğimi kendilerine ilettim.

Kime ödül takdim edeceğim haftalar öncesinden bana ve ekibime bildirildi. İki gün önce bu bilgiler son kez teyit edildi. Dün gece ödül törenine katıldım. Bana bildirilen ve takdim edeceğim ödül sırasında, takdim için başka biri sahneye çağrıldı. 

Bütün ödüller takdim edildi. Tören after'a dönüştükten sonra ekibim aracılığıyla bu değişikliğin nedenini öğrenmek için GQ Türkiye ekibinden, konu hakkında bilgi sahibi bir kişiye ulaştım. Sonucunda öğrendiğim şey beni şaşırttı. Yazın 'Karakol' klibiyle ilgili sansür haberleri ve yoğun gündem sebebiyle GQ Türkiye ekibinin son gün benle ilgili takdimden vazgeçtiğini, gün boyu kendi içlerinde bunun görüşmelerinin/tartışmalarının yapıldığını birinci ağızdan öğrendim. Ne yazık ki bana son andaki bu değişikliği bildirme nezaketi bile gösterilmemişti.

Bu ilk hikaye değil. Derim kalın. Böyle şeyler ara ara oldu, bunlar beni yolumdan, oluşumdan döndürmedi. Döndürmez de. Büyütmemeyi ve yola devam etmeyi hep düstur edindim. Ödül takdim edip etmemek de zaten bir mesele değil. Ancak ana teması 'Co-exist' yani 'bir aradalık' olan, uzun uzun 'bir aradalık' konuşmalarının yapıldığı, sponsorlarla dolup taşmış bir gecede şahsıma yapılan bu nezaketsizliği ve ayrımcılığı yine de paylaşmak, kamuoyunun takdirine sunmak istedim.

Sansürün kendisini de, olayın geneline hasıl olan dev iletişimsizliği de son derece yanlış ve nezaketsiz buluyorum. GQ Türkiye ekibi ile gün boyu süren görüşmelerimizde kendileri elbette böyle bir sansürün olmayacağını, ekip içinden gelen bilginin gerçeği yansıtmadığını, bunun yalnızca 'organizasyonel bir hata' olduğunu söylediler.

Mobbing üzerinden sansürün normalleştirildiği bir ortamda bunu itiraf etmelerini zaten beklemiyoruz. Zaten yoğun olan gündemi bu küçücük meseleyle meşgul ettiğim için affınıza sığınıyorum. Ancak ortak bilincin gelişmesi ve büyük değişimin tam olarak gerçekleşmesi için, bu tür hikayelerin paylaşılmasını önemli buluyorum.

Bizler ancak birbirimizin varlığını kabul ederek, birbirimizi anlamaya çalışarak, birbirimize el uzatarak bir arada olabileceğiz. Ancak o zaman güzel, ferah, daha aydınlık bir yere varabileceğiz. Birbirimizi yok sayarak, birbirimize haksızlık ederek değil. Hayatın her anında bu bilince ihtiyacımız var." (HABER MERKEZİ)