Mabel Matiz: 'Top, tüfek, dönme diye yaralayamazsınız'
Sanatçı Mabel Matiz, hakkında sosyal medya üzerinden homofobik söylemler üreten bir takipçisine uzun bir yazıyla cevap verdi. Matiz, "Şu konuda bir anlaşalım istiyorum artık sevgili arkadaşlar: top! tüfek! ibne! dönme! ve benzeri hitap şekilleriyle insanları, beni, yaralayamazsınız" dedi.
DUVAR- Mabel Matiz dün Konya'da Hz. Mevlana'nın türbesini ziyaret ettiği sırada iki hayranı fotoğraf çektirmek istedi. Hayranlarının teklifine olumlu cevap veren Matiz bir süre sonra başka bir hayranının uyarısıyla çekilen fotoğrafın altına yazılan homofobik yorumu gördü. Ardından kişisel sosyal medya hesabından açıklama yapan Mabel Matiz "Tuhaf hissettirdi" yorumunu yaptı.
Mabel Matiz'in homofobik söylem sonrası yaptığı açıklamanın tam metni şu şekilde:
"Merhabalar. Bugün canımı sıkan bir şeyden bahsetmek istiyorum. Yukarıdaki post, dünkü Hz. Mevlana ziyaretimiz sırasında, türbe kapısı önünde, kibarca benle fotoğraf çekilmek istediğini belirten iki genç arkadaşımdan birine ait. Birlikte çekildiğimiz fotoğrafımızı bu metinle paylaşmış. Yer bildirimi ve hashtag yapmayı da ihmal etmemiş. Bir başka dinleyicimin yorumu sayesinde
Ama dün bulunduğumuz yerin özelinde düşündüğümde fazla düşüncesiz, kalpsiz ve tutarsız buldum bu hali. Belki çok uzun süredir ilk defa içim cız etti. Ben de buraya bir not düşmek istedim. Şu konuda bir anlaşalım istiyorum artık sevgili arkadaşlar: top! tüfek! ibne! dönme! ve benzeri hitap şekilleriyle insanları, beni, yaralayamazsınız; Bu kelimeler benim için herhangi bir hakaret / aşağılama / alay / ötekileştirme hissi asla asla asla içermiyor, içeremez.
Üzüntüm de şunla ilgili zaten: isterim ki sizin için de içermesinler. İsterim ki öncelikle kendi benliğinizi sevip ona saygı duyun. İsterim ki dünyadaki yerinizi bulmak için daha faydalı kelimeler kullanın. İsterim ki hep bir sorunuz olsun. İsterim ki size ait olmayan ezbere bilgilerle yürümeyin. İsterim ki sevginin karşısında diliniz de kalbiniz gibi tertemiz kalsın. İsterim ki bilerek konuşun. İsterim ki Mevlana’nın kapısına neden gittiğinizi bilerek gidin. İsterim ki güzel olduğunu düşündüğünüz şarkılar varsa orada ne konuşulduğunu biraz olsun hissedin.
İsterim ki kadın ya da erkek ya da herhangi bir kimlik ile herkes tek başına şapşahane bir birey olabilsin. İsterim ki bu cümleler bir işe yarasın. İsterim ki şarkılar şiirler kalbinize değsin. Çoğumuzun gözü bağlı şekilde sabah akşam ben! ben! ben! diye şuursuzca bağırıp durduğu bu yeni çağ ortamında çok mu şey istiyorum? Bilmiyorum. bu aralar Instagram’dan da çok sıkılıyorum. Söyleyeceklerim bu kadar. Sevgiyle.”