'Maddi sıkıntı içinde olan bir yargı mensubunun adalet dağıtması mümkün değil'

CHP Kocaeli Milletvekili Mühip Kanko, "Maddi sıkıntı içinde olan, huzursuz veya borçlu bir yargı mensubunun adalet dağıtması ve toplum için güvence olması mümkün değildir" dedi.

Abone ol

DUVAR - CHP Kocaeli Milletvekili Mühip Kanko, TBMM Genel Kurulu’nda 8. yargı paketinin görüşmeleri öncesinde hakim ve savcıların yaşadığı ekonomik sıkıntılara ilişkin açıklama yaptı. Kanko, açıklamasında "Maddi sıkıntı içinde olan, huzursuz veya borçlu bir yargı mensubunun adalet dağıtması ve toplum için güvence olması mümkün değildir" ifadelerini kullandı.

Kanko’nun açıklaması şöyle:

“Bugün Türkiye'nin adalet sistemi, sadece hukukun üstünlüğü bağlamında değil, aynı zamanda ekonomik gerçekler ışığında da değerlendirilmeli ve ele alınmalıdır. Yargı mensuplarımızın yaşadığı ekonomik zorluklar, adalet sistemimizin temel direklerinden birini oluşturur. Bu direk sarsıldığında, toplumun adalet anlayışı ve hukuk devleti ilkeleri tehlike altına girer. Mahkemenin bağımsızlığını gerçek manada sağlayacak en önemli teminatlardan biri, mali güvencedir. Mali güvence, hakim ve savcıları herkese, özellikle de davanın taraflarına karşı bağımsız ve tarafsız kılan kritik bir unsurdur. Maddi sıkıntı içinde olan, huzursuz veya borçlu bir yargı mensubunun adalet dağıtması ve toplum için güvence olması mümkün değildir. Hakimin geleceğiyle ilgili endişe taşıması, yargı faaliyetinin sağlıklı bir şekilde yerine getirilmesi açısından son derece tehlikelidir. Hakimlik mesleğinin, fedakarlık ve feragat mesleği olmaktan çıkarılması gerekmektedir. Yargı mensubunun maaş ve emeklilik hakları, onu maddi açıdan rahatlatacak düzeyde yüksek olmalıdır.

'ABD'DE BİR HAKİMİN MAAŞI SENATÖRÜN ALDIĞI PARADAN FAZLA'

Yargının bağımsızlığı ile yargı mensuplarının maaşları arasındaki ilişki, birçok ülkede uygulanan maaş ölçeklerini belirlemiştir. Norveç'te hakimler, hatta hakimlerden daha yüksek maaş alan çok az devlet yetkilisi bulunmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri'nde federal bir hakimin aldığı maaş, bir senatörün aldığı paradan daha fazladır. İngiltere'de ise hakimlerin maaşları özel bir fon tarafından karşılanmaktadır. Bu fon, devlet bütçesine dahil olmayıp, parlamento tarafından bütçe yılında denetlenmeyen ve üst sınırı belirlenmemiş özel bir konsolide fon kaynağından sağlanmaktadır. Avrupa’da kariyer başlangıcında olan Yargı mensubu İskoçya’da aylık 13 bin Euro civarında ücret almakta iken ülkemizde 60 bin TL, yani 1800 Euro almakta. Yoksulluk sınırına çok yakın olan bu maaş politikası maalesef bağımsız yargı sistemini etkileyen önemli unsurların başında gelmektedir. Ev kiralarının çok yüksek seyrettiği ülkemizde büyük şehirlerde göreve yeni başlayan hakim ve savcıların yargılama süreçlerinden daha çok geçim derdine düştüğü bir gerçeklik ile karşı karşıyayız.

'HAKİM VE SAVCILARIMIZ, ENFLASYON KARŞISINDA SAVUNMASIZ'

Büyükşehirler başta olmak üzere, ülkemizin dört bir yanında hakim ve savcılarımız, artan kira fiyatları ve kontrol edilemeyen enflasyon oranları karşısında adeta bir savunmasızlık içinde kalmıştır. Yargı mensuplarımızın maaşları, ekonomik koşulların altında ezilmekte ve bu durum, onların bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerine bağlı kalabilme yeteneklerini tehdit etmektedir. Hükümet, maalesef bu ciddi mesele karşısında geçici çözümler ve yetersiz maaş zamları ile yetinmektedir. CHP olarak, adalet çalışanlarımızın ekonomik refahının sağlanması, yargı bağımsızlığının korunması ve hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi için somut ve sürdürülebilir politikaların hayata geçirilmesinin elzem olduğunu vurgulamaktayız. Adaletin, ekonomik sıkıntılarla boğuşan yargı mensuplarının sırtında yük olmaktan çıkıp, toplumun tüm kesimlerine eşit şekilde ulaşması gerekmektedir.

'YARGI MENSUPLARIMIZIN YAŞAM KOŞULLARINI İYİLEŞTİRECEK DÜZENLEMELER YAPILMALI'

Buradan Adalet Bakanı ve Hükümete seslenmek istiyorum: Artık lafta kalmayan, icraata dökülen, adaleti her vatandaşımıza ulaştıracak adımlar atmanın zamanı gelmiştir. Yargı mensuplarımızın yaşam koşullarını iyileştirecek, onlara ekonomik bağımsızlık sağlayacak ve çalışma motivasyonlarını artıracak düzenlemeler yapılmalıdır. Şeffaflık ve hesap verebilirlik esas alınarak, yargı içindeki rüşvet ve yolsuzluk iddialarının önüne geçilmelidir. CHP olarak, adaletin sadece bir kesime değil, herkese eşit mesafede olduğu bir Türkiye için mücadelemizi sürdüreceğiz. Adalet mekanizmasının tüm çarkları, ancak ekonomik olarak sağlam bir zemin üzerinde işleyebilir. Bu nedenle, hükümetin yargı alanında ekonomik reformları adalet sistemimizin ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirmesi şarttır.”