Madem sendikacılık yaptın cezayı hak ettin!
Sendikanın açmış olduğu 20’den fazla davada işverenin sendikal nedenle işçi attığı ispatlanmışken, Yargıtay sendikacılık faaliyeti yürüten işçi ve yöneticiler hakkında verilen yerel mahkeme kararını onamış oldu. “Tümtis üyesi işçilerin sayısını çoğaltmak, aidat gelirini arttırmak" gibi bir gerekçeyle sendikacılara ceza verilmesi akıllara durgunluk verici.
Nuran Gülenç nurangulenc@gmail.com
İşçileri sendikal nedenle atan işverenler karşısında suskun olan yargı, sendikal faaliyet yüzünden sendikacılara ceza verdi. Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS), 2007 yılında Ankara’da faaliyet gösteren Horoz Lojistik Kargo işyerinin ambarlarında sendikal örgütlenme çalışması yaptı. Pek çok sendikal örgütlenmede olduğu gibi, Horoz Lojistik işyerlerindeki örgütlenme de işyeri yönetimin sendikalaşmayı engellemek amacıyla yaptığı baskılarla ve sonrasında yedi sendika yöneticisinin tutuklanması ile gündem olmuştu. Gözaltına alınan yedi şube yöneticisi 6,5 ay hapis yattıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.
Beş yıl süren yargılama sonucunda, 2012 yılında Ankara Özel Yetkili 11. Ağır Ceza Mahkemesi TÜMTİS’in Ankara Şube Başkanı Nurettin Kılıçdoğan’ın da içinde olduğu 14 şube yöneticisi ve üyesi hakkında 1 ila 6 yıl arasında değişen cezalar verdi. Ardından Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin de onamasıyla cezalar kesinleşti. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, hapis cezaların onayarak ibretlik bir karara imza attı. Şube Başkanı Nurettin Kılıçdoğan şu anda hapiste. Diğerleri de cezalarını yatmak için sıradalar.
SENDİKAL FAALİYET SUÇ DEĞİLDİR
Sendikanın yaptığı açıklamaya göre daha sonra çıkarılan bir yasa ile lağvedilen Özel Yetkili Mahkeme, 5 yıl süren ve adil olmayan bir yargılamanın ardından 14 TÜMTİS yöneticisi hakkında “TÜMTİS üyesi işçilerin sayısını çoğaltmak, bu şeklide aidat gelirini arttırmak” ve tatildeki işyerinin çalışmasına mani olarak “iş ve çalışma hürriyetini engellemek“ suçunu işledikleri gerekçesiyle ağır cezalara hükmetti. Sendikanın açmış olduğu 20’den fazla davada işverenin sendikal nedenle işçi attığı ispatlanmışken, Yargıtay sendikacılık faaliyeti yürüten işçi ve yöneticiler hakkında verilen yerel mahkeme kararını onamış oldu.
“TÜMTİS üyesi işçilerin sayısını çoğaltmak, bu şeklide aidat gelirini arttırmak” gibi bir gerekçeyle sendikacılara ceza verilmesi akıllara durgunluk verici. Sendikanın işlevi, çalışanların ekonomik ve demokratik haklarını geliştirmek, işçileri sendikaya üye yapmaktır. İşçiler sendikaya üye olduğunda çalışma koşulları ve ücretlerinde iyileşme olur, sendikanın üyesi artar ve dolayısıyla geliri de artar. Evrensel bir hak olan sendikalaşma hakkının kullanımının suç olmadığı ve olmayacağı bilinir.
“İş ve çalışma hürriyetini engelleme” gerekçesine gelince, bir sendika işçileri sendikaya üye yapmak için vardır, işverenin yapması gereken de işçilerin tercihine saygılı olmaktır. Ne zaman işveren işçilerin sendikalaşma hakkına müdahale eder ve onları tehdit eder, işten atar, işyerinde mobbing uygularsa sendika da doğal olarak üyelerini işverenin baskından korumak için harekete geçer. Buna işyeri önündeki eylemler ve direnişler de dahildir. Barışçı toplu eylem ve hukuki süreç artan baskıları durdurmak için devreye sokulur. Bunların hepsi meşrudur.
Hukuk sistemi işçilerin sendikalaşma hakkını özgürce kullanabilecekleri bir ortamı yaratmalı bunun güvencelerini sağlamalıdır. İşverenin şikayeti üzerine yürütülen yargı sürecinde sendikacılara ve işçilere sopa gösteren bir karara imza atılması, yargı sistemine zaten azalmış olan güveni iyiden iyiye ortadan kaldıracaktır. Bu karar iş hukukunun işçiyi koruma ilkesiyle çelişen, iş hukukunun kazanımlarını hiçe sayan, 19. yüzyılın vahşi kapitalizmini kutsayan bir karardır.
SENDİKALAŞMA ORANLARI YERLERDE
Yargıtay sendikalaşma faaliyetinden dolayı sendikacıları ve üye işçileri cezalandırırken, ülkemizde sendikalaşma oranı ise yerlerde sürünüyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 29 Ocak’ta yayımladığı, Ocak ayı istatistiklerine göre toplam işçi sayısı 12 milyon 700 bin, sendikalı işçi sayısı ise 1 milyon 547 bin. Resmi sendikalaşma oranı ise yüzde 12,18. Ancak bu işçilerin tamamı toplu sözleşme kapsamında değil. Sendika üyesi işçilerin 500 bin işçi toplu sözleşme yapamıyor. Özel sektörde ise toplu sözleşme kapsamındaki işçi oranı yüzde 4 civarında. Kayıt dışı işçiler de dahil 15 milyonu aşkın ücretli çalışanın 14 milyonunun çalışma koşulları, ücretleri ve akıbetleri sermayenin iki dudağı arasında.
Sendikalaşma oranlarının düşüklüğünün temel nedeni, ülkemizde sendikal örgütlenmenin güçlüğü, hukuki prosedürlerin uzunluğu, işverenlerin hazımsızlığı ve akla hayale gelmeyecek sendikasızlaştırma yöntemleridir. Şimdi bunlara sendikal faaliyeti suç sayan Yargıtay’ın ibretlik kararı da eklenmiş oldu.
ULUSLARARASI KAMPANYA BAŞLADI
Kararın açıklamasından sonra, Türk-İş ve bağlı bazı sendikalar yazılı açıklama yaparak Yargıtay kararını kınadılar. Ancak, bu karara karşı daha güçlü bir tepki koymak gerekir. Çünkü, yarın sendikacılığı hakkı ile yapmak isteyen tüm sendikacılar ve işçiler bu karar ve benzerleriyle karşı karşıya kalabilir. Bu olmasın diye uluslararası sendikal dayanışma ağı Labourstart bir kampanya başlattı. Eğer, sizler de TÜMTİS’in yöneticileri ve üyeleri hakkında verilen bu kararı gayri insanı, temel insan haklarına ve uluslararası normlara aykırı ve hukuksuz olduğunu düşünüyorsanız. Aşağıdaki linkten destek verebilirsiniz.