Magda Fissas: Yunanistan'da faşizme direnişin simgesi

Yunanistan'da faşist Altın Şafak'ın suç örgütü ilan edildiği duruşmada gözler bir kişinin üzerindeydi: Rapçi oğlu Pavlos Fissas'ın Altın Şafak'ın saldırısında öldürülmesi sonrası faşizme karşı büyük bir dirençle mücadele eden anne Magda Fissas...

Abone ol

DUVAR - “Başardın. Oğlum. Pavlo.” Altın Şafak’ın 2013'teki saldırısı sonucu hayatını kaybeden Yunanistanlı sanatçı Pavlos Fissas’ın annesinin dün Atina’da, faşist-neo-Nazi örgütün yargılandığı davanın sonucunun açıklanmasından sonra haykırdığı bu sözcükler büyük yankı buldu. Yedi yıl boyu Yunanistan adalet sisteminde büyük mücadele veren Magda Fissas, gerek komşu ülkede, gerekse de dünyada faşizmle mücadelenin bir simgesine dönüşmüş durumda. 

Magda, oğlunun 2013 sonbaharında Altın Şafak üyesi bir katilin bıçaklı saldırısıyla öldürülmesi sonrası ilkin evine kapanmış ve dış dünyayla bağlantısını kesmişti... Oğlunun cinayet dosyasının açılması ve Altın Şafak’ın yargılandığı davanın başlamasıyla beraber ön plana çıktı ve Yunanistan kamuoyunda, faşizme karşı farkındalık yaratmak amacıyla sesini yükseltti. 

Magda yedi yıl boyunca yerel ve yabancı basına demeçler verdi; biricik oğlunun davasını yakından takip etti. ‘Kâbus’ olarak nitelediği bu dönemde Yunanistan ve dünya halklarındab modern faşizm ve neo-Nazi tehlikesine karşı seslerini yükseltmelerini talep etti. 

'OĞLUM BİR DAHA BENİMLE KONUŞAMAYACAK'

“Oğlumu en son [cinayetin işlendiği gün, 18 Eylül 2013] akşamüstü saat 5.30’da gördüm. Selamlaştık. Kız arkadaşı ve bir dostu ile beraber maç izleyecekleri bir yer aramaya gideceklerini söyledi. Genellikle futbol müsabakalarını babası ile izlerdi. Ancak o gün maçı babası ve diğer arkadaşları ile izlememeyi tercih etti. Arkadaşlarının farklı bir planı vardı. Sabah birlikte kahve içmeyi kararlaştırdık. Ve sonrasında birbirimizden ayrıldık. Oğlum bir daha benimle konuşamayacaktı”.

Rap sanatçısı Pavlos Fissas’ın annesi Magda için hayat yedi yıl önce bir eylül günü tamamıyla değişti. Altın Şafak’ın ekonomik kriz ortamından istifade edip Yunanistan parlamentosuna girdiği sol kesimlerin yanı sıra mülteci ve göçmenlere saldırdığı bir ortamda Fissas, Pire yakınlarında faşist bir grubun saldırısına uğrayacak ve sonrasında Altın Şafak üyesi bir katilin bıçak darbeleri sonucunda hayatını kaybedecekti. Yunanistan polisi (Ellas) saldırı boyunca ‘seyirci’ pozisyonunda kalacak, Pavlos’un yaralarına geç müdahale eden tıbbi ekip ise genç sanatçının hayata tutunmasına yardımcı olamayacaktı. 

ÇİFTÇİ BİR AİLENİN KIZI

18 Eylül 2013 tarihinde kendisini bir kâbusun içerisinde bulan Magda cinayet gününü takip eden ilk dönemde iç dünyasına kapanacak ve oğlunun yasını tutacaktı. Oğlunun sesini bir daha duyamamanın acısı ile mücadele edecekti...

Magda 1960 yılında Etoloakaranania’da çiftçi bir ailenin yedinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesinin kökenleri, Osmanlı İmparatorluğu’na karşı bağımsızlık mücadelesi veren Yunanistan devriminin öncülerinden Yorgos Karaiskaki’ye uzanıyor. Magda’nın doğup büyüdüğü dönem Yunanistan açısından monarşi ve cunta süreçlerinden demokrasiye geçişin sancılarının yaşandığı bir sürece tekabül etmekteydi... 

Magda şimdi, oğlunu kurban verdiği faşizme karşı mücadelede en ön saflarda yer alıyor. Ülkede merkez ve muhafazakâr kanadın Altın Şafak ve aşırı milliyetçi unsurlarla dirsek temasına girdiği bir esnada, yükselen faşizme karşı sesini yükselten Magda, Pavlos’un öldürülmesi sonrası ve Altın Şafak’ın yargılandığı dava süreci boyunca verdiği mülakatlar ve yaptığı açıklamalarla faşizm tehlikesine dikkat çekti. 

MAHKEME SALONUNUN DIŞINDA 'PAVLOS' DİYE HAYKIRDI

Yunanistan yargısı, 7 Eylül 2020'de (dün) Altın Şafak’ı suç örgütü ilan etti ve böylece Pavlos’un katilleriyle beraber cinayetin azmettiricileri de hüküm giydi. Magda, kararın açıklandığı esnada kendisini mahkeme salonunun dışarısına ataarak Pavlos’un ismini haykırdı. 

Magda, dünkü karara rağmen modern Yunanistan’da faşizm tehlikesinin son bulmadığını düşünüyor. Ona göre faşizmle mücadelede daha yapılacak çok şey var.

Dünkü mahkeme kararından kısa süre önce Magda’nın Yunanistan medyasına verdiği bir demeç ise yasına ışık tutar mahiyette: “Pavlos ile her şeyi konuşurduk. Ancak aramızdan ayrılmadan evvel, son bir kez onu ne çok sevdiğimi kendisine söylemeyi isterdim. Zamanı geri döndürebilsem ve bir şansım olsa, oğlumun önüne geçmek ve o bıçak darbelerini onun yerine ben almak isterdim”.