Mahfi Eğilmez: Merkez Bankası faizi indirmeseydi çok daha iyi bir yerde olurduk

"Merkez Bankası faizi yüzde 19’dan 14’e indirmeseydi biz bugün çok daha iyi bir yerde olurduk" diyen iktisatçı Eğilmez, "Faizin boşluğunu bir türlü dolduramıyor" ifadelerini kullandı.

Abone ol

DUVAR - İktisatçı Mahfi Eğilmez, 4 ayda 5 puanlık faiz indirimi sonrası atılan adımlarla 'boşluğun bir türlü doldurulamadığını' söyledi. Sık sık değişen ekonomi politikaları yerine, riskleri azaltmaya odaklanılması gerektiğini beliren Eğilmez, Türkiye’nin 550-600 arasındaki CDS primi ile dünyanın en riskli ülkelerinden biri olduğunu anımsattı ve “Riskler azaltılırsa kur düşer, enflasyon önlenir. Bu yüksek risk primiyle yabancı da yatırım yapmaz” dedi.

'ÇOK DAHA İYİ BİR YERDE OLURDUK'

Dünya'nın aktardığına göre Eğilmez, faiz konusunda yanlış bir yaklaşım benimsendiğine işaret ederek şöyle konuştu: “Eğer Merkez Bankası faizi yüzde 19’dan 14’e indirmeseydi biz bugün çok daha iyi bir yerde olurduk. Ne kur bu seviyelere gelirdi, ne de enflasyon. Bunu çok net görüyorum ben. Herkesin görüşüne saygı duyuyorum ama yanlış bir adım oldu. Karar alıcılar bunu görüyor mu veya görüyorsa bu konuda aynı fikirdeler mi onu bilemiyorum. Faizi indirdiğimizden itibaren atılan adımlara baktığımızda onun yerine birçok enstrüman devreye sokuldu. Kur korumalı mevduat hesabı geldi, başka adımlar da geliyor. Ama faizin boşluğunu bir türlü dolduramıyor.”

'ÜRETİMDE İTHAL GİRDİYE ÇOK BAĞIMLIYIZ'

Ekonomide bu yılın en önemli risklerinden birinin enflasyon olduğunu söyleyen Eğilmez, “Kur riski arttı. Bizdeki enflasyon zaten büyük ölçüde maliyet enflasyonu. Maliyeti de etkileyen en önemli olay kurdaki yükselişler. Çünkü kur yükseldiği zaman ithal girdilerimizin maliyeti artıyor. Üretimde ithal girdiye çok bağımlıyız. Bu nedenle üretim maliyetlerimiz dolayısıyla fiyatlarımız ve enflasyon artıyor” ifadelerini kullandı. 

Eğilmez, “Hiperenflasyon yaşanır mı*” sorusuna ise, “Hiperenflasyon sözü sokakta farklı tanımlanıyor. Hiperenflasyon dediğimiz şey aylık yüzde 50’li enflasyon demektir. Yıllık yüzde 500’lere 600’lere varan… Pek oraya gidecek gibi görünmüyoruz. Ama yüksek bir enflasyonla devam edeceğiz. Türkiye aşağı yukarı 50 yıldır yüksek enflasyonla büyüme yaşıyor. Bazen büyüme küçülmeye dönüştüğü zaman stagflasyona girip çıkıyor. Ama esas itibariyle yüksek enflasyonlu büyüme yaşıyoruz. İnsanlar yüksek enflasyonu bir kriz olarak görmüyor. Halbuki bu ciddi bir kriz" diyerek yanıt verdi. 

'HETERODOKS' POLİTİKALARLA NEYİN KASTEDİLDİĞİ NETLEŞTİRİLMELİ'

Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati'nin işaret ettiği ‘heterodoks politikalar’ hakkında da değerlendirme yapan Eğilmez, 'heterodoks' yaklaşımının doğru ifade edilmediğine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: “Öncelikle heterodoks politikalarla neyin kastedildiğini netleştirmek gerekiyor. Ortodoks karşıtı heterodoks olarak algılanıp öyle anlatılıyor. Gerçeği de belki öyle ama bizde anlaşılan biraz farklı… Heterodoks dediğimiz şey aslında gelirlerin dondurulması; ücretlerin, kiraların, fiyatların dondurulması demek. Bu öyle telaffuz edildiği gibi kolay kolay uygulanabilecek bir şey değil. Bunu Latin ülkeleri uyguladılar ve hepsinde karaborsa ortaya çıktı. Bu uygulama iki üç ay devam ediyor ve daha sonra karaborsa çıkıyor. Bizde de 70’lerde benzer politikalar uygulandı. Margarin kuyrukları, benzin kuyrukları, sigara kuyrukları vs. bunların oluşma nedeni buydu. Fiyat Kontrol Komitesi vardı ve izin verilmezdi fiyat artışlarına, bu nedenle de karaborsa oluşurdu. Heterodoks politika lafını telaffuz ederken bile dikkat etmek lazım, bu bir çözüm değil.” (HABER MEREZKİ)