Mahkemeden Dersim'de özel güvenlik bölgesi kararı: Zarardan devlet sorumlu

Erzincan İdare Mahkemesi, geçtiğimiz yıl özel güvenlik bölgesi ilan edilen Eğriyamaç köyünde tüm arıları telef olan Cafer Zeytin adlı köylünün başvurusunu karara bağladı. Daha önce Zeytin'in zararın tazmin edilmesi için başvurduğu Tunceli Valiliği kararı reddetti. İdare mahkemesi ise, "Zarardan devlet sorumlu" diyerek valiliğin zararın tazmini için inceleme yapmasını istedi.

Abone ol

DUVAR - Erzincan İdare Mahkemesi, geçtiğimiz yıl Dersim'de çıkan orman yangınları ve geçici özel güvenlik bölgesi ilan edilen Eğriyamaç köyünde arıları telef olan köylülerle ilgili önemli bir karar verdi. Operasyonlar nedeniyle arıları telef olan Cafer Zeytin adlı köylü, zararının karşılanması için Tunceli Valiliği'ne başvurdu, ancak valilik bu talebi reddetti. Talebi reddedilen Zeytin, avukatı Hüseyin Aygün ile birlikte kararı Erzincan İdare Mahkemesi'ne taşıdı. Mahkeme, valiliğin 'ret' kararının yerinde olmadığını söylerken geçtiğimiz yıl Dersim'de yaşanan orman yangınları hakkında ise, “Terör örgütü mensuplarının güvenlik güçlerine açtığı ateş neticesinde yangın çıktı” dedi.

OPERASYONLAR SIRASINDA TÜM ARILAR TELEF OLDU!

Cafer Zeytin geçtiğimiz yıl hayvancılık faaliyeti yürütmek için valilikten izin aldı. Valilikten bu talebe olumlu yanıt geldi. Bunun üzerine köylüler köylerinde hayvancılık faaliyeti yürütmeye başladı. İlk zamanlar her şey yolundaydı. Ta ki bölge 'özel güvenlik bölgesi' ilan edilinceye kadar. Jandarma yetkililerince, Eğriyamaç köyü ile ilgili olarak 'özel güvenlik bölgesi' kararı alındığını köylülere sözlü olarak bildirdi. Askeri operasyonlar sırasında 11 Ağustos 2018 tarihinde başlayan ve 26 Ağustos'a kadar devam eden yangınlarda Zeytin'in de aralarında bulunduğu köylülerin arıları zarar gördü. Bunun üzerine köyde yaşayanlar durumu Tunceli Valiliği'ne bildirdi.  Fakat zamanında yardım yapılmadığından dolayı arıların tümü telef oldu.

VALİLİK ZARAR TAZMİNİNİ REDDETTİ: KİŞİNİN KENDİ KUSURU

Arıları telef olan Zeytin de bu gelişmenin üzerine Tunceli Valiliği'ne başvurarak zararının karşılanmasını talep etti. Ancak valilik, 'kişinin kendi kusuru' diyerek bu talebi reddetti. Valiliğin 'ret' kararı üzerine Zeytin, avukatı Hüseyin Aygün aracılığıyla Erzincan İdare Mahkemesi'ne başvuruda bulundu. Buraya yapılan başvuruda, idarenin sorumluluğu hatırlatılarak, adli yardım isteklerinin kabulüne ve Tunceli Valiliği'nin ret kararının iptali istendi. Ayrıca mahkemeye başvuran avukat Aygün, idare mahkemesine Türkiye'nin sosyal hukuk devleti olduğunu da hatırlatarak, devletin sosyal risk ve hakaniyet sorumluluğu ilkelerini göz önünde bulundurulmasını istedi.

İDARE MAHKEMESİNDEN KARAR: ZARARDAN DEVLET SORUMLU

İdare mahkemesi bu talepleri değerlendirerek önemli bir karara imza attı. Mahkeme, özel güvenlik bölgesi ilan edilen Eğriyamaç köyünde yaşayanlara köylerinden çıkmaları ve tarımsal faaliyetlerini durdurmaları yönünde herhangi bir bildirimde bulunulmadığı kararını verdi. Mahkeme bu durumu göz önünde bulundurarak, köyüne giderek arıcılık yapan köylünün zararının 'kendi kusuru sonucu oluşan' zarar olmadığına, bu zararda devletin sorumlu olduğuna karar verdi.

Ayrıca mahkeme verdiği kararda geçtiğimiz yıl kamuoyunda büyük tepki oluşturan Dersim Geyiksu ve çevresinde çıkan orman yangınlarına ilişkin de karar verdi. Mahkeme orman yangının sebebini şöyle açıkladı: "Terör örgütü mensuplarının güvenlik güçlerine açtığı ateş neticesinde yangın çıktı..."

Mahkeme son olarak Tunceli Valiliği Zarar Tespit Komisyonu'nun gerekli araştırma ve inceleme yapmasını isteyerek, “Zarar gören davacının ve idarenin kusurunun göz önünde bulundurulması suretiyle, hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde belirlenmesi gerektiği” yönünde karar verdi.

'ÖZEL GÜVENLİK BÖLGELERİNİN UYGULANMA BİÇİMİNE YÖN VEREN BİR KARAR'

Avukat Hüseyin Aygün.

Davanın avukatı ve aynı zamanda CHP'nin eski milletvekili Hüseyin Aygün bu kararın çok önemli olduğunu söyledi. Aygün, kararla ilgili olarak, “Çok uzun zamandır Türkiye'nin Doğu ve Güney Doğusu'nda insan hakları şikayetlerine de yol açan bir uygulama var. Özel güvenlik bölgeleri kanunundan uyarlı bir uygulama, 15 gün, 30 gün belli bir bölge insanların girişine kapatılıyor. Ve orada operasyon icra ediliyor. Bu güvenli bölge uygulamaları genelde orman yangınlarıyla bazen mal kayıplarıyla, bazen de çok istisnai olsa da can kayıplarıyla ve yaralanmalarla sonuçlanıyor” dedi.

Özel güvenlik bölgesi ilan edilen yerlerde oluşan zararın devletin sorumluluğunda olduğunu, ortaya çıkan zararın devlet tarafından tazmin edilmesi gerektiğinin altını çizen Aygün şöyle devam etti: “Devlet köylülerin olduğu bölgede kalması yönünde eylemli bir müdahalede bulunmadıkça ortaya çıkan zarardan devlet sorumlu olur, birey sorumlu olmaz. Bu karar özel güvenlik bölgelerinin uygulanma biçimine de aslında yön veren bir karar. Yaz aylarında sürekli doğuda ve Güney Doğu'da ortaya çıkan orman yangınları... Karar, orman yangınlarına güvenlik güçlerinin sebebiyet verdiğini ve bir hukuk devletinde bunun sonucu olarak köylünün bu yangından gördüğü zararların tazmin edilmesi gerektiğini ima ediyor.”

Aygün son olarak burada tartışılması gereken soruyu şöyle anlatıyor: “Bu davadaki asıl tartışma şu: Özel güvenlik bölgelerinde meydana gelen bir zarar devletin hanesine yazılabilir mi? Karar, 'birey ve devlet ilişkisi açısından orman yangınları nasıl değerlendirilmeli' sorusunun yanıtını veriyor.”