1 Haziran'da Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı görevine
geldi Nihat Özdemir. Atanmış olarak göreve getirildiğini
hatırlatalım mı? Yıldırım Demirören'in bahis ihalesini alarak
sessizce, dâhice(!) ve derinden uyguladığı futbol federasyonu
başkanlığından ayrılma planı sonrası, yerine gelebilecek tek isim
olan Nihat Özdemir tek adaylı seçimde(!) görevi aldı. Federasyon
içerisinde Tayyip Erdoğan'a daha yakın başka bir isim yok çünkü.
İstanbul Havaalanı'nı yapan, sonra da batırıp çekilen Limak
Holding'in Onursal Başkanı Nihat Özdemir, 18 Haziran'da Kulüpler
Birliği Başkanı Fikret Orman'la bir basın açıklaması yaptı:
"İnşallah Türk futbolunun marka değerini arttırmakla başlamak üzere
bütün sorunlarımızı tek tek masaya yatırdık ve bununla ilgili
çeşitli komisyonlar kurma kararları vererek yolumuza devam
ediyoruz."
Nihat Özdemir'in ilk icraatı ise ülke futbolunun marka değerini
somut olarak düşürmek oldu. Uzun bir süredir, kulüplere ödeme
yapamayan, belki de ödeme yapmamakta direterek istediği indirimi
elde edene dek ödeme yapmayan BeINSports ile anlaşma sağlanmasına
ön ayak oldu Nihat Özdemir. Nihayetinde kulüplere nakit akışını
sağlaması açısından olumlu bir adım olarak görülebilir. Fakat
ortada çok da olumlu bir durum olmadığını vurgulamak, yaşananın en
hafif tabirle, "Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek"le eş değer
olduğunu dile getirmek gerek. BeINSports istediği indirimi alana
dek, maçlarınız yayınlanmaz restiyle adeta dize getirdi TFF'yi.
Zira yerine çıkıp ben bu ligi yayınlarım diyebilecek biri de
çıkmadı. TFF de BeINSports'a yayınlamazsan tazminatını ödersin,
ayrılırsın diyebileceği bir yayıncı adayı koyamadı önüne. Çünkü
yayınlayacak başka biri yok bu ligi, pardon ligleri. Siz pek
umursamasanız da BeINSports sadece Süper Lig'in değil, 1. Lig'in de
yayıncısı. Yani ilk yapılan toplam 500 milyon dolar + KDV değeri
olan anlaşma iki ligin yayını için ödenen paraydı.
6 Ağustos Salı akşamı Nihat Özdemir, NTV'de Rıdvan Dilmen'in
yorumcu ve Murat Kosova'nın da moderatör olduğu "Körler sağırlar
birbirlerini ağırlar" isimli programda, başkanken ilk vaadi olan
ülke futbolunun değerini arttırma hedefini gerçekleştiremediğini
itiraf etti. Özdemir, uzun süredir BeINSports'un zarar ettiğini
ifade etti. Yani eldeki malzeme para kazandırmıyor. Pazarlanabilir
değil, değerlenebilir hiç değil. Özdemir'in bir açıklaması var ki
facialardan biri orada ortaya çıkıyor. Söylediklerine göre
BeINSports'u Türk futbolunun stratejik bir ortağı kabul etmişler.
BeINSports gibi yabancı sermayeli, sadece edeceği kâra ya da
minimum zarar etmeye yönelik adımlar atan küresel bir şirketi Türk
futbolunun stratejik partneri kabul etmiş Nihat Bey son üç senedir.
Beklentisi neydi ve ne tür stratejik partnerlik vardı, bu konuda
bir açıklama yok tabii ki. Laf olsun torba dolsun cümleleri bunlar.
Biraz da sorumluluğu BeINSports'a atalım da oklar onlara
yönelsin.
Türk futbolunun stratejik partneri olmaz, stratejisini
belirleyen bir yönetimi olur onun da adı Türkiye Futbol Federasyonu
Yönetim Kurulu'dur. Yayıncı kuruluş sadece stratejik plan içindeki
bir araç, bir sıçrama tahtası olabilir. Öyle ki SKY Televizyonu ile
dünya futbol yayınlarının en büyük tekeli BeINSports'tan bile
kendine bir artı kazandıramayan Türkiye Futbol Federasyonu Yönetimi
ile karşı karşıyayız. Zira BeINSports sayesinde tüm dünyada doğal
olarak yapılan Süper Lig yayınlarından diğer ülkelere açılarak bile
bir gıdım değer elde edilememiş.
Özdemir, yayıncı kuruluş ile indirime gidildiğini söyleyerek de
ligin oynanmasının önünü açan, kurtarıcı gibi gösterilse aslında
ligin marka değerinin azaldığını kabul eden kişi oldu. Yayıncı
kuruluşun ödemeyeceği kısmı, takımlar alacakları sponsorluklarla
reklamlarla kapatabilir düşüncesine girenlere hatırlatmakta yarar
var: Sadece yayınlanışından bile zarar edilen bir ligin takımına
hangi marka yüksek değerli bir sponsorluk kontratı sunar ki? Ligin
değerinin düşmesi, sponsorların, reklam verenlerin de önerecekleri
tekliflerin düşmesi demektir. Kümülatif bir düşme var yani
değerde.
Mevcut yayıncı kuruluşla Kasım 2016'da yapılan ilk sözleşme
bile, kur sabitlemesi, yarısını TL yarısını dolarla ödeme
opsiyonlarıyla zaten sorunluydu ve gün geçtikçe reelde de ülke
futbolunun değerini düşürüyordu. En son yenilenen sözleşme,
rakamların revize edilerek ülke futbolunun marka değerinin
düşürülmesinin ıslak imzası oldu. Artık 500 milyon dolar + KDV
değil, 410 milyon dolar + KDV ediyor bu ülkede futbolun değeri.
Dikkat Süper Lig'in değeri 410 milyon dolar + KDV değil. Kasedi
biraz daha geri sararak, yukarıda da hatırlattığım gibi, BeINSports
2016'da yayın ihalesini alırken iki ligin yayın hakkını aldı. Yani
Süper Lig'in değeri değil düşürülen, iki ligin birden yayın değeri
yani marka değeri düşürüldü.
Aynı İstanbul Havalimanı inşaatında bu ülke insanını
borçlandırarak işin içinden ayrılan Nihat Özdemir, TFF Başkanı
olarak ilk icraatında da bir günde herkesi borçlandırdı...
*İşin ekonomik yönünü iyice anlayabilmek için Ekonomist Tuğrul
Akşar'ın T24 için yazdığı makalesine bakmanızı
öneririm.
**Üç senedir bu köşeyi bana özgürce yazabilme olanağı sağlayan
Gazete Duvar'ımızın da üçüncü yaşı kutlu olsun! Nice yaşlara, nice
yazılara!