Marmaris'teki orman yangınında yanıt bekleyen soru
Gazeteci Necati Doğru, Marmaris'teki orman yangınının faili olarak tutuklanan Sacit Ayhan ile babasının ifadesi arasındaki çelişkiye dikkat çekerek, jandarmanın olayı neden araştırmadığını sordu.
DUVAR - Marmaris'in Bördübet mevkiindeki ormanda, 21 Haziran akşamı başlayan yangında 4 bin 800 futbol sahası büyüklüğünde ormanlık alan yandı. Küfre Koyu'nda 2 benzin bidonuyla yakalandığı ve suçunu itiraf ettiği belirtilen Sacit Ayhan tutuklandı. Konuyu bugünkü köşe yazısında ele alan Sözcü yazarı Necati Doğru, Sacit Ayhan ile babasının ifadesi arasındaki çelişkiye dikkat çekerek, “Baba ile ormanı yaktığını itiraf eden sarhoş oğul ve karakol tutanağı arasında uyumsuzluk doğdu. Baba ayrı söylüyor. Sabotajcı oğul ayrı. Tutanak ayrı havada” dedi.
Sacit Ayhan'ın ifadesinde “Babam bana arsa verecekti, vermedi. Babam ile tartıştım. Kafayı çekip sarhoş oldum. 2 bidona benzin koyarak ormana gittim, ormanı yaktım. Alevlerin içine kendimi de atacak, kendimi de yakacaktım. Can tatlı geldi yanmayı göze alamadım. Ben yangından kaçtım, orman yandı…” dediğini hatırlatan Doğru, baba Kadir Ayhan'ın ifadesinin ise “Aramızda bir arazi mevzusu yok. Çünkü benim Marmaris'te bir karış arazim yok. Ben ormanda arıcılık yaparım. Ormanı çok severim. Ekmeğimi ormandan kazanırım. Oğlum denizde balıkçı, denizi çok sever, hep dalış yapardı. Neden böyle bir şey söyledi bilmiyorum" şeklinde olduğuna dikkat çekti.
“Sarhoş olduğu söylenen sabotajcı balıkçı Sacit Ayhan'ın, aynı zamanda Orman Genel Müdürlüğü'nde 3 yıl ‘yangın söndürme işçisi’ olarak çalıştığı da ortaya çıktı. Deniz ve orman aşığı bir insan kafayı çekip ağacı, yeşili, canlıyı, çiçeği yakma cinnetine düşüyor! Kim inanır! Nasıl inanır! Bu dağları zümrüt yeşili ve denizi atlas mavisi cennet bölgenin gerçek sahibi yerli insanlarının hemen hepsi ya balıkçı ya arıcı ya orman söndürme işçisi yoksul kimseler…" diyen Doğru, şu soruları gündeme getirdi: "Babanın Marmaris'te bir karış toprağı olamadığına göre karakolda tutanak hazırlayan jandarma komutanlarımız; ‘varlığı olmayan bir arazi için baba ile oğul arasında tartışma çıkmasının da mümkün olamayacağını'… hiç düşünmediler mi? Sormadılar mı? Arkadaş! Babanın arazisi yok. Bu öfke! Bu hiddet! Bu cinnet niye!"