Marvel evrenine melez bir halka

'Shang-Chi ve 10 Halka Efsanesi', Asya kökenli bir oyuncunun/ kahramanın yer aldığı ilk Marvel yapımı olarak kayıtlara geçti. Film, Uzakdoğu sinemasıyla akrabalık bağları da kurmaya çalışıyor haliyle. Marvel hayvanlarını mutlu, eğlencelik bir şey arayanları ise memnun edecektir.

Şenay Aydemir sinesenay@gmail.com

Marvel’in sinema evreni öylesine büyüdü ki, yeni bir filmi izlemek için sinemaya gittiğimiz de yaklaşık on dakika süren bir güç gösterisi izliyoruz. Önce son Avengers filmi ile biten birinci evrenin hissi bir geçici karşılıyor bizi izleyeceğimiz film öncesinde. Bu duygu dolu tarihi geçişin ardından, asıl olarak bizi gelecekte nelerin beklediğine dair bir bilgi akışı geliyor. 2023 yılına kadar izleyeceğimiz yeni Marvel filmlerinin gösterim tarihleri ve karakterleriyle tanışıyoruz. Yeni bir halkanın inşa edilişini ve Avengers’ın yeni evrenini tanıyoruz bu ön bilgiyle…

“Shang-Chi ve 10 Halka Efsanesi” filminin gidişatından Avengers evreninin bir parçası olacağını anladığımız Shang-Chi de bu karakterlerden birisi. Bugün itibarıyla yeni Marvel halkasının 25. filmi olarak vizyona giren film aynı zamanda başrolünde Asya kökenli bir oyuncunun/ kahramanın yer aldığı ilk yapım olarak kayıtlara geçiyor. Filme kaynaklık eden Shang-Chi çizgi romanı 1972’de tasarlandı ve bir yıl sonra yayınlandı. Başta kung fu olmak üzere Uzakdoğu sporlarına ilginin yoğun olduğu bir dönemde böylesi bir çizgi roman karakteri inşa etmek anlaşılır görünüyor. Bir başka anlaşılır olan şey ise Marvel evreni hızlı gelişirken siyah ve kadın kahramanlardan sonra Asyalı bir karakteri de çemberine alma ihtiyacı hissetmesi. Sinema kulislerine göre Shang-Chi ilk kez 2001’de sinemaya aktarılmak istense de mesele ile ciddi olarak ilgilenilmesi birkaç yıl öncesine dayanıyor.

“Short Term 12”, “The Glass Castle” ve “Just Mercy” filmleriyle dikkat çeken Destin Daniel Cretton’ın yönettiği film için eğlenceli bir fantezi/ aksiyon melezi diyebiliriz. Cretton’un önceki küçük bütçeli işlerinde birlikte çalıştığı Andrew Lanham ve büyük prodüksiyonların yakın dönemde öne çıkan isimlerinden Dave Callaham (Cehennem Melekleri serisi, Wonder Woman 1984 vb.) ile birlikte kaleme aldığı senaryo Marvel evreni üzerine inşa ediyor hikayesini ama iyi- kötü meselesi oradaki kadar keskin değil. Üstelik görsel olarak da başka filmlere, evrenlere referans yapmaktan geri durmuyor.

Xu Wenwu adlı Çinli bir lider, nasıl olduğu bilinmese de bir yerden bulduğu on halka ile büyük güçlere sahiptir. Tarih boyunca bu karakterin halkaların sağladığı güç ile ortalığı yakıp yıktığına ve gücüne güç kattığına dair bir özetle başlıyor hikaye… 1996 yılında başka alemlere açılan bir kapıdan geçmek için gittiği gizemli ormanda, kapının koruyucusu olan kadın savaşçı Li’ye aşık olup düzgün bir hayat yaşamaya karar verir. İki çocukları olur. Ancak Li’nin ölümü üzerine eski kötü haline geri dönecektir. Bu sırada baba zulmünden kaçan Shaun ve kız kardeşi Xialing, Amerika’da gizli bir hayat sürmektedir. Bir gün babaları bütün şiddetiyle geri dönünce iki kardeş hem babalarıyla yüzleşmek hem de dünyayı kurtarmak zorunda kalırlar.

“Shang-Chi ve 10 Halka Efsanesi” ilk olarak bir büyüme/ hesaplaşma hikayesi. Oğulun babayı alt edip rüştünü ispat etme sürecini anlatan o bildik hikaye. Bu hikayeyi fantastik klan aksiyon tozunun yüksekliği ve finale doğru kurduğu mekânsal evren. Eğlenceli kılan ise son dönemin yükselen oyuncularından Awkwafina tarafından canlandırılan esas oğlanın kankası Katy. Buna filmi Marvel evrenine bağlamak için gelen misafirleri de eklememiz gerekiyor.

Filmin melezliğine gelirsek. Açılışta, özel güçleri olduğu halde kim olduğunu anlaması için başına türlü belalar gelmesi gereken gençler var. Bunu hemen her Marvel filminde olduğu gibi kötü adamlarla esas oğlanın kapıştığı bir toplum taşım aracı sahnesiyle ufak ısınmalar takip ediyor. Ardından Las Vegas’a gidip inşaat halindeki bir gökdelenin iskelelerindeki uzun kavga sahneleri izliyoruz ki, gerçekten iyi çekilmişler. Finale doğru, hikayenin başında biraz tattığımız Uzakdoğu dünyasına geri dönüyoruz. Bundan sonrası “Kaplan ve Ejderha”dan başlayarak ağaç dallarının eğilip büküldüğü, yaprakların birer silaha dönüştüğü o Çin filmlerinden estetiğini. Bir süre sonra “Avatar” ile “Narnia Günlükleri” arasındaki cennette yaşadıktan sonra Uzakdoğu gerçeküstücülüğü ile Avrupa gotiği arasında bir yerden çıkıp gelen yaratıklarla yapıyoruz finali. İçinde klişelerden bolca var mı, tabii ki var. Peki, bunlar işliyor mu, işliyor.

Marvel evrenini sevenler, merak edenler memnun ayrılacaktır. Kalanı için hafta sonunda eğlence arayanlar mutlu olacaktır.

Tüm yazılarını göster