Mayalara ait en büyük heykel atölyesi keşfedildi

Mayalara ait atölye tamamen şans eseri bulundu. Güney Carolina Rock Hill’deki Winthrop Üniversitesi’nde arkeolog olan Brent Woodfill, yeni keşfi, Guatemala’nın Cobán bölgesinde, arazileri üzerinde inşaat yapmakta olan arkadaşlarından öğrendi.

Abone ol

Lizzie Wade

Guatemala’da araştırmalar yürüten arkeologlar, Maya dünyasına ait bilinen en büyük heykel atölyesini keşfettiler. Bilim insanları geçen hafta bulgularını Amerikan Arkeoloji Derneği toplantısında dünyaya duyurdular.

Bin yıldan uzun bir süredir toprak altında olan atölyede, büyük ihtimalle Maya devlet geleneklerinde büyük önem taşıyan karmaşık ve seri üretim heykelcikler yapılıyordu.

BİNLERCE KALINTIYA ULAŞILDI

Mayalara ait atölye tamamen şans eseri bulundu. Güney Carolina Rock Hill’deki Winthrop Üniversitesi’nde arkeolog olan Brent Woodfill, yeni keşfi, Guatemala’nın Cobán bölgesinde, arazileri üzerinde inşaat yapmakta olan arkadaşlarından öğrendi.

Birkaç ay sonra, Woodfill ve meslektaşları Aragon adı verilen arkeolojik alanı kazdılar ve bir dronla havadan gözlem yaptılar.

Her ne kadar atölye inşaat nedeniyle zarar görmüş olsa da, arkeologlar 400’den fazla küçük heykel parçası, bunları üretmek için kullanılan kalıplar ve ayrıca bilinen diğer Maya atölyelerindekilere benzer binlerce seramik parçası buldular.

İLİŞKİLERİ GÜÇLENDİRMEK İÇİN KULLANILDILAR

Bu heykelcikler, Maya devlet geleneğinde ve ekonomisinde anahtar bir role sahipti; Maya liderlerinin bu heykelcikleri kritik değer taşıyan ilişkilerini güçlendirmek ve kendi tanıtımlarını yapmak için müttefiklerine ve önemli kişilere verdiği düşünülüyor.

Aragón atölyesi, arkeologların bölgede önemli bir şehir kurulduğunu düşündüğü dönemden çok daha önce, yaklaşık M.S. 750 yılından M.S. 900 yılına kadar faaliyet göstermişti. Diğer yandan, yakınlarda bulunan Cancuén gibi kentler, Maya dünyası genelinde 3 yüzyıl süren bir çöküşe neden olan politik bir karmaşa içindeyken, bu bölgenin varlığını koruduğu ve hatta büyüdüğü görülüyor.

Bu bulgular, Aragon’un siyasi ve ekonomik gücün böylesine uzun ve kimi zaman acı verici bir geçiş sürecinde nasıl dönüştüğüne dair önemli ipuçları sunabileceği anlamına geliyor.

* Yazının aslı Science sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)