Maymun çiçeği virüsü Türkiye’ye gelir mi?

Maymun çiçeği virüsünün Covid-19 benzeri bir salgına dönüşmesinin zor olduğunu ifade eden uzmanlar, yine de aynı anda pek çok ülkede ortaya çıkan virüse karşı tedbirli olunması uyarısında bulundu.

Abone ol

ANKARA - Dünyada ve Türkiye’de Covid-19 salgını henüz gündemdeki yerini korurken, son haftalarda Orta ve Batı Afrika’dan yayılarak birçok Avrupa ülkesinde tespit edilen maymun çiçeği virüsü sağlık otoritelerini alarma geçirdi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), ilk olarak 7 Mayıs günü İngiltere’de ortaya çıkan ve sonrasında birçok Avrupa ülkesine yayılan maymun çiçeği virüsünün 80 kişide görüldüğünü açıkladı.

Bu aşamada virüsün takibi genişledikçe vakaların da artacağı vurgulanırken maymun çiçeği virüsü, son 2 haftada aralarında İsrail, İsviçre, Avusturya ve Güney Amerika olmak üzere 10’dan fazla ülkeye yayıldı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, hafta sonu yaptığı Twitter paylaşımda, virüse Türkiye'de rastlanılmadığını söyledi ve kamuoyuna "müsterih olma" çağrısında bulundu. Bakan Koca’nın yaptığı paylaşımda, “Hayvan kaynaklı olan, bazen insanlara da bulaşan bu hastalık bir pandemiye yol açmaz. Semptomların genellikle 2-3 hafta içinde kendiliğinden düzeldiği bilinmektedir. Afrika’da görülen hastalığa ülkemizde rastlanmamıştır” denildi. Dünyada endişeyle izlenen yeni virüsü uzmanlarla konuştuk.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı

‘BULAŞMASI KOLAY DEĞİL, ÖLÜM ORANLARI DÜŞÜK’

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’ya göre virüsler, hayvanların doğal hayatına yapılan müdahalenin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. “Dün Covid-19, bugün maymun çiçeği virüsü yarın ise başka virüsler” ifadelerine yer veren Fincancı, “Maymun çiçeği virüsü, yağmur ormanlarındaki özellikle kemirgen türü canlıların taşıdığı bir virüs. İnsanlar bu alanlara girip işgal edince biz de bu hastalıkla karşı karşıya kaldık” dedi.

Maymun çiçeği virüsünün ancak yakın temas ile mümkün olduğunu söyleyen Fincancı, bir kişiden diğerine lezyonlar, vücut sıvıları, solunum damlacıkları, yatak örtüsü ve benzeri kontamine materyallerle yakın temas yoluyla bulaşabileceğini kaydetti. Fincancı, virüsün normal şartlarda çiçek hastalığından daha hafif seyrettiğini; ancak zaman zaman ağır vakalara da yol açabildiğini ifade ederek, “Son zamanlardaki vaka-ölüm oranı yüzde 3-6 civarındadır” dedi.

‘VİRÜSÜN TAKİBİ YAPILMALI, LABORATUVAR ÇALIŞANLARI AŞILANMALI’

Söz konusu virüsün yayılımını ‘toplumsal hareketliliğin artmasına’ bağlayan Fincancı, alınabilecek önlemleri ise şu şekilde sıraladı:

“Çiçek hastalığına göre daha hafif belirtileri olan bir hastalık maymun çiçeği hastalığı. Bu virüs toplumsal hareketliliğe bağlı olarak Türkiye’de de görülebilir. Özellikle bu virüsünün takibinin yapılması, yurtdışı girişlerde taramaların uygulanması, korunma yollarının bakanlık tarafından açıklanması gerekiyor. Ayrıca da taramaların incelendiği laboratuvardaki çalışanların aşılanması da önemli bir tedbir. Dünyada da laboratuvar çalışanları aşılanıyor.”

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı ve Klinik Derneği üyesi Prof. Dr. Bülent Ertuğrul

‘VİRÜSÜN ENDEMİK OLDUĞU BİR BÖLGEDEN BAŞKA ALANLARA YAYILIYOR OLMASI RİSKLİ OLDUĞUNU GÖSTERİR’

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı ve Klinik Derneği üyesi Prof. Dr. Bülent Ertuğrul’a göre ise virüsün endemik olduğu bir bölgeden başka alanlara yayılıyor olması bilimsel araştırma ve önlem gerektirir. Virüsün, Orta ve Batı Afrika’da endemik olarak bulunan bir hastalık olduğunu ifade eden Ertuğrul şunları söyledi:

“Covid-19 gibi kolayca bulaşan bir virüs değil ancak bu kadar çok ülkede yeniden ortaya çıkması insanlarda tedirginliğe yol açıyor, açmalıdır da. Çünkü normalde virüsün endemik olduğu bir bölgeden başka alanlara gidiyor olması o virüsün riskli olduğunu gösterir. Bu da durumun bilimsel nedenlerinin araştırılmasını zorunlu kılar.  Daha çok kemirgenlerde bulunan bir virüs olması sebebiyle farklı ülkelere hayvan ticareti yoluyla da yayılmış olabilir; bu da bir ihtimal. Şu an bulaş yolları araştırılıyor. İklim değişikliği de bu tür virüslerin endemik olduğu bölgelerden dışarıya yayılması için yardımcı faktör görevini de görebiliyor.”

‘PANDEMİYE DÖNÜŞMESİ ÇOK OLANAKLI DEĞİL’

Prof. Dr. Ertuğrul, “Maymun çiçeği virüsünün pandemiye dönüşmesi bulaşma yolu bakımından çok olanaklı değil; ancak tedbiri de elden bırakmamak gerekiyor” dedi ve ekledi:

“Hastalığın başlangıcında yüksek ateş, baş ağrısı, lenf bezi şişmeleri meydana gelirken ardından vücutta döküntüler ve içi su dolu kesecikler oluşarak ilerliyor. Çiçek hastalığı benzeri bir virüs ancak çiçek hastalığından daha hafif seyrediyor. Bundan yaklaşık üç-dört ay önce Nijerya’dan gelen ve bu semptomları gösteren bir hasta vardı.  O dönem aklımıza gelmemişti ama şimdi maymun çiçeği miydi acaba diye düşünüyoruz. Böyle bir hastalıkla karşılaşmanız durumunda izolasyona girilmesi gerekir. Her şeyden önce Sağlık Bakanlığı, bu konuya ilişkin açıklayıcı ve karşılaşma anında yapılması gerekenleri anlatan bir genelge yayınlaması gerekiyor. Orta ve Batı Afrika’dan ülkeye giriş yapanlara tarama testleri yapılabilir. Yani bu konuya ilişkin bir eylem planı oluşturulup sağlık çalışanlarına gönderilmeli ve dikkat edilmesi uyarısında bulunulmalı.”

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Akova

‘VİRÜSÜN AYNI ANDA PEK ÇOK ÜLKEDE ORTAYA ÇIKMASI DİKKAT ÇEKİCİ’

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Akova da maymun çiçeği virüsünün aynı anda pek çok ülkede ortaya çıkmasının dikkat çekici olduğunu ifade etti. Söz konusu virüsün Orta ve Batı Afrika olmak üzere iki tipi olduğunu belirten Akova şunları söyledi:

“Maymun çiçeği virüsü vakası ilk olarak 1970’te ortaya çıkmış ve sonrasında Afrika’da veya o bölgeye seyahat edenlerde görülen bir hastalık halinde seyretmiş. Bu yeni ortaya çıkan daha çok Batı Afrika tipine benziyor. Çünkü bu tipte, hastalığa bağlı ölüm oranları yüzde 1 civarında. Hâlbuki Orta Afrika tipinde ölüm oranları yüzde 10-13’e kadar öngörülebiliyor. Hastalığı taşıyanların büyük çoğunluğu 40 yaş altı genç erkekler ile gay veya biseksüel erkeklerden oluşuyor. Bu virüs esas olarak solunum yoluyla bulaşıyor ancak Covid-19 gibi değil. Daha yakın bir temas sonunda bulaşıyor. Bu yüzden de birden fazla partner konusunda dikkatli olunmalı.”

‘SALGIN HALİNE DÖNÜŞSE DE AŞI VE İLAÇ VAR’

Akova, virüsün şimdilik pandemiye dönüşme riskinin düşük olduğuna dikkat çekerek, “Yine de araştırılmalı, dikkat edilmeli. Henüz bilgi toplanması ve araştırılması gereken bir aşamadayız. Bakıldığında bu virüsün asıl kaynağı da bilinmiyor. Burada maymun ve insan ara konak. Bu virüsün esas olarak kemirgenlerde olduğu tahmin ediliyor. Dolayısıyla o kemirgenden maymuna ve insana bulaşıyor. Ama en azından hızla yayılıp salgın haline dönüşse de çiçek hastalığında kullanılan aşı ve ilaç da virüste etkili. Mesela çiçek hastalığının tedavisi için geliştirilen bir antiviral ilaç, maymun çiçeği hastalığı için de ruhsatlandırıldı” dedi.