Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanları çeşitli programlara katılmak ve bazı temaslarda bulunmak üzere sık sık yurt dışına çıkar. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş da göreve gelmesinin ardından çok sayıda yurt dışı seyahati gerçekleştirdi. Kurtulmuş’un son iki seyahati ise kendisinden önceki Meclis başkanlarının uygulamaları dikkate alındığında ayrıca “haber değeri” taşıyor.
Meclis İçtüzüğü’ne göre Meclis başkanları Ankara dışında bulunduğu zaman, görevlerini yerine getirmek üzere, başkanvekillerinden birisini kendisine yazıyla vekil olarak tayin ediyor. Görevlendirilen Meclis başkanvekili Meclis başkanına vekalet ediyor, Meclis başkanına ait yetkileri kullanabiliyor.
2015 yılından bu yana Meclis Başkanlığı'nı sırasıyla İsmet Yılmaz, İsmail Kahraman, Binali Yıldırım ve Mustafa Şentop yaptı. 4 Meclis başkanının da vekalet bırakırken tercihleri AK Partili Meclis başkanvekili ya da Cumhur İttifakı ortağı MHP’li Meclis başkanvekili oldu. CHP’li Meclis başkanvekilleri ve HDP’li Meclis başkanvekillerine ise görevlendirme yapılmadı. Meclis başkanları için vekalet verme açısından bir sınırlama yoktu ama birçoğu “tarafsızlık” yerine “siyasi” davranmayı tercih etti.
14 Mayıs seçimlerinden sonra Meclis Başkanlığı'na seçilen AK Parti Milletvekili Numan Kurtulmuş ise uzun yılların ardından farklı bir tutum alan Meclis Başkanı oldu. Kurtulmuş yurt dışı seyahatlerinde AK Partili Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ ve MHP'li Meclis Başkanvekili Celal Adan dışındaki CHP ve HDP’li Meclis başkanvekillerine de ‘vekalet’ görevi verdi.
İlk görevlendirme Kurtulmuş’un 23-24 Ekim’de Kırım Platformu II. Parlamenter Zirvesi dolayısıyla Çekya’ya gidişi üzerine yapıldı. Çekya’nın başkenti Prag'a giden Kurtulmuş, yerine 2 gün vekalet için CHP’li Meclis Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca’yı görevlendirdi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş bugün de iki günlük bir ziyaret için Bosna Hersek’te. Uluslararası Saraybosna Üniversitesi’nin 2023-2024 Akademik Yılı Açılış Töreni'ne katılan Kurtulmuş Bosna Hersek Temsilciler Meclisi'ni ziyaret edecek, ikili görüşmeler gerçekleştirecek, ayrıca EUFOR Türk Temsil Heyeti Başkanlığı'ndaki askerlerle bir araya gelecek. Kurtulmuş bu ziyaret için de HEDEP’li Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’e vekalet verdi. Yani Önder 2 gün boyunca Meclis Başkanı.
Meclis başkanvekilleri Meclis Başkanlığı'nca hazırlanıp onaylanan bir nöbet çizelgesi kapsamında her hafta başkan adına Meclis Genel Kurulu’nu yönetiyor. Ancak Genel Kurulu yöneten Meclis başkanvekillerine “vekalet” ayrımı yapılması, bu görevin verilmediği Meclis Başkanvekilleri için “Güvensizlik” anlamına geliyordu. Usulen yürütülen bir vekalet görevinde yapılan ayrımın kalkmış olması doğru olan. Ancak o kadar çok normal dışına çıkıldı ki, bize de “normali haber yapmak” düştü.
CHP’DE 'TARİHİ' KURULTAY
CHP’nin 38. Olağan Büyük Kurultayı’na sayılı günler kaldı. Seçim yenilgisinin ardından startı verilen kurultay sürecinde “değişimciler” yola çıktıkları günün çok ilerisinde. İstanbul il başkanlığı seçimini destekledikleri adayın kazanması üzerine moral üstünlük de kazanan değişimciler “kazanıyoruz” diyor. Bir değişimin şart olduğunu ama bunun Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde yerel seçimin ardından gerçekleşmesinin daha doğru olacağını düşünen “genel merkezciler”e göre ise kurultayı 100-150 oy farkla yine Kılıçdaroğlu kazanacak. Birçok yönetici Kılıçdaroğlu’nun 750-850 arasında oyla seçimi kazanacağına kesin gözüyle bakıyor.
Kurultaya 2 gün kala iki taraf da iddialı. Rengini belli etmeyen delege sayısının 150-200’ü bulduğu söylenen tabloda başa baş bir genel başkanlık seçimi yaşanacak görünüyor. Kurultayda genel başkan adaylarının konuşmalarının ve salonun genel havasının da en azından delegeler üzerinde yüzde 10 etki yapacağı hesapları var. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve rakibi Grup Başkanı Özgür Özel’in konuşmaları ve son dakikaya kadar yapacakları yeni hamlelerin olasılığı kurultayı daha da heyecanlı kılacak görünüyor.
Sonuç olarak CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu “başa baş” geçecek kurultayı kazansa da bu siyasi bir zafer olmayacak, partide değişim tartışmaları bir süre sönümlense de devam edecek. Özgür Özel’in kazanması ile de tartışmalar bitmeyecek, bu süreç yeni birçok gelişmenin ve tartışmanın fitili ateşleyecek. Özel’in kazanması durumunda CHP’de nasıl bir süreç yaşanacağını hep birlikte izleyeceğiz ama bugünden ilan edebileceğimiz somut bir sonuç üretecek. O sonuç da uzun yılların ardından ilk kez bir kurultayda mevcut genel başkanın rakibine yenilerek kaybetmesi olacak. Bunun geçmişte ne CHP’de ne de diğer partilerde örneği olmadığını söyleyen birçok siyasetçi de kurultayı Özel’in kazanmasının ortaya çıkaracağı en büyük mesajın, “Değişebiliyormuş” olacağını söylüyor.