Medyanın yeni patronları: Bismilliler, Bulls, RE-PİE

Medya yapılanması ‘havuz’ ve oldukça geniş yelpazeye yayılan ‘muhalif’ etiketine sahip iki ana kamp halinde. Siyasetteki durumla gayet uyumlu bir durum. Ancak 2024’te bir üçüncü güç daha yavaş yavaş beliriyor. Özellikle ikisi medyada ciddi alımlar yapan borsacılar. Kim bunlar ve siyasetle nasıl ilişkileri var?

Bahadır Özgür bozgur@gazeteduvar.com.tr

Türkiye’de medya uzun süredir iki ana kamptan oluşuyor. İktidara yakın olan ve ‘havuz’ olarak anılanlar bir taraf, ‘muhalif’ etiketine sahip geniş bir yelpazeye yayılmış olanlar diğer taraf. Siyasetin iki ana bloklu yapısıyla uyumlu bir durum. Ama bir üçüncü medya oluşumu da yavaş yavaş yükseliyor. Şimdilik ‘hibrit’ bir görünüme sahip. İktidar ve muhalefetin ana akım çizgisini temsil edenler sık sık bir arada görünüyorlar. Yayın çizgileri ileride ne olur bilinmez. Dolayısıyla biz değişimin esas kodlarını taşıyan sermayeye bakalım. Zira yeni patronlar, inşaattan borsadaki yatırım fonlarına kadar uzanıyor.

Peki kim bunlar?

***

Yalıkavak Marina vakası ile kamuoyunun daha yakından tanıdığı Mübariz Mansimov’un Ekol Tv’si dikkat çekiyor lakin yeni medya yapılanmasının aktörlerinden birisi kesinlikle Bismilli inşaatçı Necat Gülseven. Ailenin 2015’te kurduğu Gülseven Turizm Otelcilik adıyla bir şirketi var. İktidara yakın olan ve yoğun inşaat ihaleleri alan Met-Gün İnşaat’ın sahibi Metin Güneş ile ortaklığı ve bir takım ilişkilerine dair iddialar sık sık gündem oluyor. Bazılarını hatırlayalım.

Mesela; Alaattin Çakıcı’nın 12 Kasım 2020 günü sosyal medya hesabından “Alaattin Çakıcı, Four Seasons otelde dostlarıyla akşam yemeğinde birlikteler. Necat Gülseren, Cihan Çakıcı, Tevfik Karaaslan, Veysi Nazlıcan” notuyla paylaştığı fotoğraf epey tartışılmıştı. Gülseven’in adı en son Gazeteci Timur Soykan’ın, Birgün’de yazdığı ve Anadolu Adliyesi’ndeki ‘rüşvet çarkı’ iddialarında da geçmişti.

Necat Gülseven önemli bir medya patronu haline dönüştü. Gülseven Medya Grubu’na bağlı TV 100 kanalı, Show Radyo, Radyo Viva, Bizimev Tv ve Medyatava.com yer alıyor. Medya grubu Instagram hesabındaki duyuruda bu yayınları tek tek sayıyor. Fakat künyelerindeki şirketler resmi olarak doğrudan grubun içinde görünmüyor. TV 100, On Digital Medya Organizasyon’a; Medyatava, Yeşil Mavi Prodüksiyon’a; radyolar ve Bizimev TV, 3N Medya İnşaat AŞ’ye bağlı. Hepsi tek ortaklı ve tamamı Bismilli isimlerin üzerinde. En son Gerçek Gündem internet haber sitesinin bağlı olduğu 7B Medya Görsel Sanatlar el değiştirdi. Şirketin tek yöneticisi Bismilli Aslan Dayangaç.

***

Medyadaki sürpriz değişim ise borsa kökenli iki sermaye grubunun hamleleriyle geldi. Türkiye’de ekonomi basınının kurucusu olan 43 yıllık Dünya Gazetesi yılın başında satıldı. İmtiyaz sahibi Umut Güner. Onu Beşiktaş futbol kulübünde Fikret Orman başkanlığındaki yönetimden hatırlıyoruz. Borsa yatırımcısı.

Dünya Gazetesi’nin bağlı olduğu şirket Dünya Yatırım Holding. 2 Nisan 2024’te kuruldu. Güner küçük ortak. Büyük ortak ise Bulls Yatırım Holding AŞ. 2015’te aracı kurum yetkisini aldıktan sonra jet hızla büyüdü. Pek çok halka arzı yönetti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeğeni Usame Erdoğan’ın da ortağı olduğu Bin Ulaşım ve Akıllı Şehir Teknolojileri’nin (BinBin) halka arzını da gerçekleştirdi.

Bulls’un ortakları arasında ilginç isimler var. Kemal Akkaya iyi bilinen bir borsacı. Diğeri, Kültür ve Turizm Bakanı’nın yardımcısı olan Batuhan Mumcu’nun eşi Neslihan Mumcu. Üçüncü ortak ise Lydia Yatırım Holding. Lydia’nın ortaklık yapısına baktığımızda Enver Çevik karşımıza çıkıyor. Çevik aynı zamanda Usame Erdoğan ile 1000 Yatırım Holding’in kurucularından. Enver Çevik’i merak edenler Google’da veya Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) arama yaparsa, son 20 yılın en ‘kudretli’ borsacılarından birisini tanıyacaktır zaten. Yine Neslihan Mumcu da Lydia’nın hissedarlarından.

***

Medyaya yeni giren bir başka sermaye grubu RE-PİE Portföy Yönetim AŞ. Bir başka borsa yatırımcısı ve girişim sermayesi. O da 2015 yılında kuruldu. Türkiye tarihi için sihirli bir milat olsa gerek 2015!

Medyada en büyük alımı RE-PİE gerçekleştirdi. Doğan Holding’in bünyesinde bulunan Doğan Burda Dergi Grubu’nu satın aldı. 59 dergi, 21 web sitesi, 20 adet de tablet ve mobil uygulamaya sahip. RE-PİE bir portföy yönetim şirketi. Gayrimenkul, girişim sermayesi, menkul kıymetler ve emeklilik olmak üzere 85 adet fonu bulunuyor. Girişim sermayesi olarak özellikle teknoloji eksenli şirketlere yatırım yapıyor.

Belki merak edenler vardır. YouTube’da son zamanların gözde spor programlarının yapıldığı ve GittiGidiyor’un kurucularından Zafer Tolga Kabataş’ın girişimi olan Vole platformu için de RE-PİE Vole Girişim Sermayesi Fonu kuruldu.

RE-PİE’nin gayrimenkul fonları arasında bir tanesinin üzerinde özellikle biraz duralım. Türkiye’nin en büyük ‘soylulaştırma’ projelerinden birisini kapsıyor çünkü. ‘Soylulaştırmayı’ uzun uzun anlatmaya lüzum yok aslında. İstanbul’da Sulukule, Tarlabaşı projelerini saysak yeterli olur.

Özeti şu: Kentsel dönüşüm ile orada yaşayan fakirler kovulur, yerine lüks konutlar, iş merkezleri inşa edilerek zenginlere satılır.

İzmir’de de 2007 yılında Kemeraltı ve Çevresi Kentsel Yenileme Alanı Projesi ilan edildi. 2012’de ise gayrimenkul değerini artırmak ve yatırımcılara pazarlamak amacıyla sermayedarların, odalar ve borsaların, gayrimenkulcülerin ortak olduğu Tarihi Kemeraltı İnşaat Yatırım Ticaret AŞ. (TARKEM) kuruldu. Ortaklık yapısı şöyle: yüzde 40 kamu, yüzde 10 oda ve borsa birlikleri, yüzde 50 özel sektör. RE-PİE’nin fonu da buradaki mülkleri ‘nitelikli’ yerli ve yabancı yatırımcılara pazarlamakla görevli.

RE-PİE’nin ortaklarının 2014’teki yerel seçimde İzmir’de AKP’nin adayı olan Binali Yıldırım’ın projelerini hazırlayan ekip olduğu da haber yapılmıştı. Yıldırım’ın seçim programı 1414 projeyi kapsayan ‘Hayat İzmir’di. (TARKEM gerçeği ile ilgili daha ayrıntılı bilgi için bu işi uzun süredir araştıran Ali Rıza Avcan’ın yazılarına bakılabilir.)

Ayrıca 2017 yılında CHP Balıkesir İl Başkanı Ender Biçki de RE-PİE yöneticileri Mehmet Ali Ergin ve Caner Bingöl’ün, dönemin Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur’un danışmanları olduğunu, Balıkesir’de imar planlarını onların yaptığını iddia etmişti. Uğur iddiaları yalanlamıştı.

***

Türkiye’de sermayenin medyayı ele geçirmesi büyük oranda 1990’larda gerçekleşti. Kârlı bir yatırım alanı olmadığını biliyoruz. Dolayısıyla medyadaki el değiştirmeler ve yatırımlar siyasetle daima ilişkili oluyor. Bir kısım girişim amacına ulaşamadan, bekleneni veremeden sönüp bitiyor. Bir kısmı ise siyasette gerçekten bir güce dönüşebiliyor.

Bu son gelişmelerin nereye evrileceğini kestirmek zor. Ama yatırımların iktisadi olmaktan ziyade siyasetle bir ilişkisi olduğu muhakkak.

Tüm yazılarını göster