Meloni, İtalya için ne ifade edecek?

İtalya’da faşizmin yenildiği II. Dünya Savaşı’nın sonundan bu yana ilk kez faşist bir siyasetçi başbakan olacak. Peki bu durum İtalyanlar ve diğerleri açısından ne anlama geliyor?

Abone ol

Sofia Ammassari & Duncan McDonnell

“Una vittoria storica”, yani “tarihi bir zafer”. İtalya’nın önemli gazetelerinden Corriere della Sera’nın internet sitesi, pazar gecesi İtalya’da gerçekleştirilen genel seçimlerde sandıkların kapanmasının ardından, yayımlanan sonuçlara böyle tepki gösterdi. Tahmin edilen oy oranı yüzde 40-45 arasında olan Giorgia Meloni öncülüğündeki sağ koalisyon, Alt Meclis’teki (Yasama Meclisi’ndeki) 400 sandalyenin en az 230’unu kazanarak net bir çoğunluğa ulaşıyor.

Meloni’nin partisi İtalya’nın Kardeşleri, sağ kulvardaki en büyük kazanandı ve çeşitli anket şirketleri, oyların yaklaşık yüzde 25’ini alacağını tahmin ediyordu. Bu, Matteo Salvini’nin yaklaşık yüzde 8-9 oy alacağı düşünülen Lig Partisi’nin ve eski başbakan Silvio Berlusconi’nin Forza İtalya’sının hemen altında olduğu düşünülürken, iki ana müttefikinin toplamından daha fazlaydı.

Yalnızca dört yıl içinde İtalya’nın Kardeşleri, sağ kulvardaki küçük bir aktörden büyüğe evrildi. İtalya’nın Kardeşleri partisi, 2018’de Lig’in kazandığı yüzde 17.4’lük ve Forza İtalya’nın yüzde 14’lük oy oranına kıyasla toplam yüzde 4.4’te kaldı. Ve biraz daha geri gidersek, İtalya’daki sağ koalisyon, yirmi yılı aşkın bir süredir merkez sağ popülist bir partinin (Forza İtalya) egemenliğinden artık faşist bir partinin (İtalya'nın Kardeşleri) egemenliğine geçti.

İtalya’nın Kardeşleri’nin kazandığı zafer birkaç ilki simgeliyor. İtalya’da ilk kez bir kadın başbakan olacak. Hem İtalya hem de Batı Avrupa, Mussolini’nin çöküşünden ve İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden beridir ilk kez faşist bir çoğunluk hükümetine sahip olacak.

GIORGIA MELONI KİMDİR?

1990’ların başında Roma’da işçi sınıfının yaşadığı bir bölge olan Garbatella’da ortaya çıkan post-faşist İtalyan Toplumsal Hareketi’nde bir aktivist olarak politik hayatına başlayan Meloni, mirasını inkâr etmeyen bir siyasi ortamda öne çıktı. 1996 yılında Fransız televizyonuna verdiği bir röportajda, Mussolini’nin “iyi bir politikacı” olduğunu ve “yaptığı her şeyi İtalya için yaptığını” belirtti.

Meloni, artık İtalya’nın faşizmi tarihe gömdüğünü söylese dahi, partisinin siyasi köklerinin izleri varlığını sürdürüyor. Mesela, partisinin sembolündeki alev, post-faşist İtalyan Toplumsal Hareketi’nden alındı ve son dönemde politikacılarının ve destekçilerinin faşist selamlar verdiği örnekler sergilendi.

Meloni ve partisinin kazandığı başarı, Berlusconi’nin 1994’te siyasete başlamasına dek uzanıyor. Berlusconi’nin Merkez sağ Forza İtalya hareketi, iki küçük faşist partiyi (ülkenin zengin kuzey bölgesinin ayrılığını savunan Lig hareketi ve Ulusal İttifak) o yılki genel seçimleri kolayca kazanan bir koalisyonda bir araya getirerek meşrulaştırdı. Neredeyse 30 yıl sonra, çok yakında iktidara gelecek olan koalisyon aynı üç bileşeni içeriyor olsa da artık iç dengeleri büyük oranda değişti.

Kimi yorumcular yeni hükümetin temsil edeceği senaryo üzerine odaklanırken, ortada tarihi bir değişiklik yaşanıyor. Sağ politikadaki sarkaç, Berlusconi’nin 1990’larda ve 2000’lerde faşist uzantıları olan merkez sağ popülist hükümetlerinden, 2022’de Meloni’nin merkez sağ uzantıları olan faşist popülist hükümetine kaydı.

SONUÇLAR İTALYAN SİYASETİ AÇISINDAN NE ANLAMA GELİYOR?

Sağın genel başarısı içinde kazananlar ve kaybedenler mevcut. Bariz biçimde Meloni bunlardan ilki, Salvini ise ikincisidir. Partisini 2013-2019 yılları arasında canlandıran siyasetçi Salvini, Temmuz 2019’da yapılan anketlerde yüzde 35’in üzerinde olan desteğinin bugün yüzde 10’un altına dek indiği büyük bir düşüşe tanık oldu. Yalnızca açık bir halefinin olmaması Salvini’yi partisinin liderliğini yitirmekten kurtarabilir.

Sol siyasetteki ana parti olan Demokrat Parti için kötü bir gün daha… 2018 genel seçimlerinde yüzde 20’nin altına düşmelerinin ardından, bu sefer daha iyisini yapmaları da pek mümkün görünmüyor. “Aşırı sağı durdurmanın” ötesinde bir kampanya teması bulamamaları ve daha geniş bir koalisyon kuramamaları, İtalyan soluna uzun süredir ket vuran stratejik beceriksizliği iyice ortaya çıkardı.

Bu seçimin bir başka “ilki” ise, savaş sonrası İtalyan tarihinde ilk defa üçte ikinin altına inen ve 2018’de yüzde 73’ken 2022’de yüzde 64’e gerileyen katılım oranı oldu. Bu durum, kendilerine Dünya’yı vaat eden ve bunun çok azını vermiş olan onlarca yıllık politikacılar nedeniyle özellikle güneydeki nüfusun büyük kesiminde hayal kırıklığı yaşanan bir ülkenin imajını gözler önüne seriyor.

Ekonomi ve dış politika açısından İtalya kısa vadede pek değişmeyebilir. Meloni, İtalyan ve uluslararası seçkinler karşısında sorumluluk sahibi bir lider olduğunu göstermeye istekli olacak. İşveren federasyonu “Confindustria” gibi güç sahibi iç çıkar grupları el altında tutulmalı. Covid sonrası onarım planı ile İtalya’yı destekleyen Avrupa Birliği de öyle.

Ne var ki, faşistlerin “halk düşmanları” dediği etnik, dini ve cinsel azınlıklar; göçmenler; ve yeni rejimi eleştirmeye cesaret eden hakimler, aydınlar ve gazeteciler gibi kesimler açısından pek çok şey değişebilir. Meloni’nin kısa süre önce dile getirdiği üzere, “Uzun yıllar boyunca başlarını eğmek ve inandıklarını söylememek” zorunda kalan faşist İtalyanlar için de gidişat değişecek. 

Yazının orijinali The Conversation sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)