Geçenlerde Kadıköy yakasında Yemek Sepeti, Getir gibi firmaların hizmetinde çalışan motokuryelerle sohbet ettim. Akşamüstü yorgunluğu her halinden belli olan bir motokuryeye çalışma koşullarını ve kazancını sordum.
30 yaşlarındaki bu arkadaşımızın yanıtı şöyle oldu: “Üç çocuk bakıyorum. Günde aşağı yukarı 12 saatten fazla çalışıyorum. Haftanın her günü çalışmak zorundayım. Ne kadar fazla iş getirirsek ona göre para alıyoruz. Tabii ki trafikte riske giriyoruz, Kullandığım motosikletin masrafları da bize ait. Tüm masrafları çıkardıktan sonra elime 70 bin lira kalıyor”.
Bir başka motokurye de çalışma koşullarını ve kazancını şöyle anlattı: “Ben haftanın 6 günü, günde 10 saat çalışıyorum. İki çocuğum var. Masraflar çıktıktan sonra elime 50 bin lira geçiyor. Aslında çok yorucu bir iş. Daha önce bir lokantada çalışmıştım. Şimdi de çalışabilirim ama oradaki ücret 35-40 bin lira. Aradaki 10 bin liralık fark, çocuklarımın aylık bez ve diğer masraflarının bedeli. O nedenle motokuryeliğe devam etmek zorundayım”.
Motokuryeler aslında işçi olmalarına rağmen sanki tek başına bir işverenmiş gibi sigorta primlerini de kendileri ödeyip Bağ-Kur’lu olmaya çalışıyorlar.
Öte yandan motokuryelerin çok riskli bir meslek haline geldiği istatistiklere de yansıyor. Kurye Hakları Derneği’nin 2024 Raporu’na göre, geçen yıl 6’sı çocuk 63 motokuryenin çalışırken yaşamını yitirdiği saptandı.
KARAVANIN KAZANCI
Yine Kadıköy Kalamış sahilinde dolaşırken dizi çekimleri için yola park eden karavanlar dikkatimi çekti. Bu tür karavanlarda dizi oyuncuları giyinip soyunuyor, giysi ve malzemelerini bulunduruyor, ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Bir karavan sahibine kazancını sordum, cevabı şöyleydi:
“Benim standart bir karavanım var. 8 saatliğine kiralıyorum. Örneğin sabah 10.00’da bırakıp akşamüstü 18.00’de gelip teslim alıyorum. Aylık 60-80 bin lira arasında bir kazancımız oluyor. Daha büyük, donanımı fazla, lüks karavanların kiralık ücreti 100 bin liraya da ulaşıyor. Yani kabaca bir karavan kirası 60 ile 100 bin lira arasında değişiyor.”
DOLAR MİLYARDERLERİ
ABD’in ünlü Forbes Dergisi, her yıl dünyanın en zenginlerinin listesini yayınlıyor. 2024 yılı itibariyle bu listede 33 Türk dolar milyarderinin ismi yer aldı. Türkiye’nin en zengini olan Yıldız Holding’in sahibi Murat Ülker’in serveti 5,1 milyar dolar (178,5 milyar TL).
Koç Holding’in sahiplerinden Rahmi Koç’un serveti ise 2,7 milyar dolar (94,5 milyar TL). Yine Koç ailesinden en zengin iş kadını İpek Kıraç’ın serveti de 3,1 milyar dolar (108,5 milyar TL). Doğuş Holding’in sahibi Ferit Şahenk’in serveti 2,4 milyar dolar (84 milyar TL), Eczacıbaşı Holding’in sahibi Bülent Eczacıbaşı da 1,5 milyar dolarlık (52,5 milyar TL) bir servete sahip.
AKP iktidarı ile yakınlığı olan ve hükümetten çok sayıda ihale alan Limak Holding’in sahibi Nihat Özdemir’in serveti ise 1,9 milyar dolar (66,5 milyar TL). Mevcut iktidarla yakınlığı olan Çalık Holding’in sahibi Ahmet Çalık’ın serveti de 1,5 milyar dolar (52,5 milyar TL).
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı ve Baykar havacılık ve uzay şirketinin sahibi Selçuk Bayraktar ise, 1,2 milyar dolarlık (42 milyar TL) bir servete sahip.
GELİR ADALETSİZLİĞİ
Türkiye, gelir dağılımı eşitsizliği açısından Avrupa’da ilk sırada geliyor, yani ülkemiz Avrupa’da gelir adaletsizliği yönünden en kötü ülke. Türkiye, dünyadaki 130 ülke arasında da gelir eşitsizliği açısından en kötü 28.nci ülke konumunda bulunuyor.
Yine resmi bir kurum olan TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) 2023 verilerine göre de, ülkemizde en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun milli gelirden aldığı pay, yüzde 49,8. En düşük yüzde 20’lik grubun milli gelirden aldığı pay ise, sadece yüzde 5,9.
DİSK-AR’ın (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi) “2002 – 2023 İşçiler Neler Kaybetti?” başlıklı araştırmasına göre de, AKP dönemi ve başkanlık rejiminde bölüşüm ilişkileri kötüleşti.
DİSK-AR’ın araştırmasına göre, başkanlık rejimi (2018) öncesinde milli gelir içinde emeğin payı yüzde 35,3 iken 2022’de bu oran yüzde 25,2’ye geriledi. Buna karşılık milli gelir içindeki sermayenin payı, başkanlık rejimi öncesinde yüzde 48 iken 2022’de yüzde 56,7’ye yükseldi.
Motokuryelerle konuşurken Siirtli bir motokuryenin siyasi konulara da yakınlığı vardı. Bu arkadaşımız “Komünist Başkan” Mehmet Fatih Maçoğlu’nun geçmiş icraatlarını beğendiğini söyleyerek “Ülkemiz için devrimden başka bir çıkış yolu yok” deyiverdi. Ben de gülümseyerek kendisini onayladım.