'Memurlar, emekliler ve asgari ücretliler seçim değil geçim derdinde'
Birleşik Kamu-İş açıklamasında "Kamu emekçilerini yoksulluğa, asgari ücretlileri, emeklileri açlığa mahkum eden iktidara karşı taleplerimizin seçim değil geçim derdi olduğunu belirtiyoruz" dedi.
DUVAR - Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’ndan yapılan açıklamada, enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında sefalet düzeyine inen maaşların ülkenin en önemli gündemi olduğu belirtilerek açıklamada, “Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; kamu emekçilerini yoksulluğa, asgari ücretlileri, emeklileri açlığa mahkum eden iktidara karşı yurttaşlar adına taleplerimizin seçim değil geçim derdi olduğunu belirtiyoruz” denildi.
Birleşik Kamu-İş’ten yapılan açıklama şöyle:
“Ülkedeki ekonomik kriz, açlık, yoksulluk, işsizlik ve enflasyon 31 Mart yerel seçimlerinin önüne geçmiştir. Yurttaşlar; seçim öncesinde de sonrasında da açlık-yoksulluk arasına sıkıştırılmıştır. İktidar, yurttaşların gerçek gündemi olan, dar ve sabit gelirli aleyhine yaşanan ekonomik krizi seçim gündemiyle örtemez. Seçimden sonra iş, ekmek ve yaşam mücadelesi daha da ağırlaşacaktır
Ekonomik krizin doruğa ulaştığı ve yıkıcı etkilerinin ciddi şekilde hissedildiği yıllar geride kalmamış işçi, memur ve emeklilerin yıllık zam oranları, büyük ölçüde açlık ve yoksulluk sınırı altında kalmıştır. Temel tüketim ürünlerine peş peşe gelen zamlarla halkın satın alma gücü daha önce hiç olmadığı kadar düşmüştür.
Siyasal iktidarın 22 yıllık politikaları ülkemizi iflasın eşiğine getirmiştir. Ekonomi her geçen gün kötüye gitmekte, art ardına gelen zamlar ocakları söndürmüştür. Döviz kurundaki ani artışlar Türk lirasını pula çevirmiştir.
Toplumun büyük bir bölümünü oluşturan üretici, esnaf, emekli, memur, işçi gelecekten umutsuz hale getirilmiştir.
İktidarın acımazlığını ve adaletsizliğini, asgari ücretin 7 bin lira altındaki ortalama 10 bin TL’lik emekli aylığı özetlemektedir. “Promosyon, bayram ikramiyesi” gibi vaatler emeklinin geçim derdini bitirmediği gibi emeklileri daha da öfkelendirmektedir.
İktidarın, açlık sınırı altındaki maaş savunması da ekonomik kriz ve bütçe açığı açıklaması da inandırıcı değildir. Ülkenin kasasını boşaltanlar; emeklilere, asgari ücretlilere ve memurlara gelince bütçe gerekçesini sunmaları gerçekçi değildir. Emeklilere asgari ücret düzeyinde aylığı çok görenler kamuda cömert harcamalar ve yandaş müteahhitlere servet akıtmaktalar.
TÜİK’e göre kişi başı milli gelir 13 bin 110 dolar olmuştur. Bu ortalamanın herkese eşit dağıtılmadığının altını çiziyoruz. İktidar, seçim öncesi emeğiyle geçinen 10 milyon asgari ücretlinin aylığını 524 dolara, 6 milyon emeklinin maaşını 308 dolara ve binlerce memurun maaşını 995 dolara düşürmüştür.
Üzülerek belirtiyoruz ki milli gelirden emeklilere sadece 3 bin 696 dolar düşmektedir.
Bu ekonomik koşulların en iyi kanıtı her ay düzenli olarak yaptığımız açlık ve yoksulluk sınırı araştırmamızdır. 2024 Mart ayı açlık sınırı 20 bin 98 liraya, yoksulluk sınırı ise 57 bin 280 liraya yükselmiştir.
31 Mart sonrasına ertelenmiş birçok zammın olduğunun farkındayız. Şekerden yağa, etten benzine her kalemde günlük fiyat artışları yaşanmaktadır. Esas büyük zamlar, 31 Mart’tan sonra gerçekleşecektir. Başta elektrik ve doğalgaza yüksek zamlar yapılacak ve bu durum en çok alt ve orta gelirli kesimleri etkileyecektir.
İktidar, dar gelirliyi hem enflasyona hem de yüzdelik zamlara ezdirmiştir!
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde verilen vaatlerin ucu açık ve ileriye dönük bırakıldığını memurların yok sayıldığını ve görmezden gelindiğini hatırlatıyoruz.
Yerel seçimler öncesinde talep ve isteklerimizi yeniden açıklıyoruz:
1.derece gelmiş tüm kamu görevlilerine 3600 ek gösterge verilmesini, disiplin affının, gelir vergisinin yüzde 15’e sabitlenmesini, 8077 TL tutarındaki ek ödemenin emeklilik koşullarına yansıtılmasını ve emekli memurlara da verilmesini, memurlara bayram ikramiyesinin, kira ve yol yardımı yapılmasını, polis, asker, infaz koruma memuru vb. sendikaya üye olmasını ve sendika kurma hakkının sağlanmasını istiyoruz.
Birikimli enflasyonun yüzde 15’i aştığı aydan itibaren enflasyon farkının maaş ve ücretlere aylık olarak yansıtılmalıdır. Kamuda mülakat kaldırılmalıdır. Kamuda sözleşmeli çalışan sonlandırılmalı tamamı kadroya geçirilmelidir. Yardımcı hizmetler sınıfı kaldırılmalıdır. Kamuda eşit işe eşit ücret ödenmelidir. Memur ve memur emeklisi bankalardaki promosyonlardan eşit yararlanmalıdır.
Türkiye yüzyılına, kaynak yetersizliğine, refah artışına, TÜİK verilerine, enflasyon rakamlarına, ileriye dönük hayali vaatlere inanmıyoruz!
Enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında sefalet düzeyine inen maaşlar ülkenin en önemli gündemidir.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; kamu emekçilerini yoksulluğa, asgari ücretlileri, emeklileri açlığa mahkum eden iktidara karşı yurttaşlar adına taleplerimizin seçim değil geçim derdi olduğunu belirtiyoruz.”