6.5 milyon memur ve emeklisinin 2024 ve 2025 yıllarına ait ücret ve sosyal haklarının belirlendiği toplu görüşmeler, yine bir tiyatro oyunu gibi sonuçlandı. Gerçek bir toplu sözleşme sürecinin olmadığı ve grev hakkından yoksun olarak yapılan toplu görüşmeler, göstermelik bir oyun gibi cereyan etti.
Kamu çalışanları adına yetkili sendika olan “hükümet yandaşı” Memur-Sen, basın açıklamaları şeklinde “itiraz gösteri”lerinde bulundu, uyuşmazlık AKP Hükümeti’nin ağırlıklı olduğu Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na gitti. Ağustos ayı içinde altı toplantı yapan bu kurul, sonuçta AKP Hükümeti’nin teklif ettiği ücret zammını aynen kabul etti, herhangi bir değişiklik yapmadı.
Kamu Hakem Heyeti’nin kabul ettiği sözleşmeye herhangi bir itiraz hakkı yok, aynen yürürlüğe giriyor. Bu durumda memur ve emeklilerin aylıklarına 2024 yılının ilk altı ayı için yüzde 15, ikinci altı ayı için de yüzde 10’luk bir ücret artışı yapılacak. 2025 yılı için de yüzde 6 artı yüzde 5’lik bir zam söz konusu olacak.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, enflasyon farkı hariç memur ve emeklilerine 2024 yılı için yüzde 25 oranında zam yapıldığını açıkladı. Oysa bu artış, gerçekte yüzde 20,75’tir.
Bu durumu matematiksel olarak şöyle açıklayalım: İlk altı ay örneğin 100 liralık ücret, 115 lira olarak ödenecektir. Yani 115 TL X 6 ay = 690 TL.
İkinci altı ay da 115 TL’lik ücrete yüzde 10’luk bir zam yapılınca 126.5 TL olan ücret, altı ayla çarpılacaktır: 126.5 TL X 6 ay = 759 TL. İki altı ayın toplamı = 1.449 TL olacaktır. Bu rakamı 12 aya böldüğümüzde 120,75 çıkar. Yani 100’ü düştüğümüz zaman yıllık ortalama yüzde 20,75’e gelmektedir.
MERKEZ BANKASI'NIN ÖNGÖRÜSÜ YÜZDE 33
Memur ve emeklileri, 2024 için yüzde 20,75’lik bir ücret artışına mahkum edilmişlerdir. Yani, memur ve emekliler, enflasyonun altında ezilmiş olacaklardır. Merkez Bankası’nın bile 2024 enflasyon tahmini yüzde 33’tür. Yine Merkez Bankası’nın 2025 için enflasyon tahmini de yüzde 25’tir.
Öte yandan yılbaşında 2023 yılına ait enflasyon farkı da ödenecektir. Bu durumda ücret artışı, yüzde 40 dolayına çıkabilir. Ancak enflasyon farkı, zaten çalışanın ve emeklinin yasal hakkıdır. Bunu ücret zammı içinde değerlendirmemek gerekir.
Hükümetle pazarlık yapan Memur-Sen’in teklifi ise şöyleydi: İlk üç ay için yüzde 35, ikinci üç ay için yüzde 10, üçüncü üç ay için yüzde 15 ve dördüncü üç ay için de yüzde 10 artış önermişti. Toplamı, yüzde 70 oluyordu. Kümülatif olarak yüzde 88’e ulaşıyordu. Ancak yukarıda yaptığımız işlemi uyguladığımızda Memur-Sen’in yıllık ortalama ücret artışı teklifi ancak yüzde 60,5’e denk geliyordu. Yani bu “yandaş sendika” da, gerçekte yüzde 80-100 dolayında olan enflasyon oranının altında bir zam teklifi yapmış oluyordu.
Memur-Sen, Kamu Hakem Heyeti’nin teklifine şerh koysa da bir kıymet-i harbiyesi yoktur, yani hiçbir anlam ifade etmemektedir. Çünkü bu heyetin teklifine karşı bir grev hakkı yoktur, hukuki bir itiraz da söz konusu değildir.
SEÇİM VAATLERİ TUTULMADI
KESK Eş Başkanı Şükran Kablan Yeşil, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP Hükümeti’nin Mayıs 2023 seçimlerinde birçok vaatte bulunduğunu söyledi. Şükran Yeşil, “Öncelikle memuru, emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz dediler, tam aksi çıktı. Ayrıca memur alımında mülakatı kaldıracağız dediler, kira yardımından söz ettiler, 3.600 ek göstergeden yararlanmanın kapsamı genişletilecek dediler, hiçbiri gerçekleşmedi” diye konuştu.
KESK Eş Başkanı Yeşil, Memur-Sen’in toplu pazarlıkta sorumlu olduğunu, taleplerinin arkasında durmadığını ve sonuçta düşük zamda “suç ortağı” olduğunu öne sürdü. Yeşil, gerçek bir toplu pazarlığın yapılmadığını, çoğu kez Cumhurbaşkanı’nın devreye girip sözleşme masasının devre dışı kaldığını ifade etti.
KESK’in diğer Eş Başkanı Mehmet Bozgeyik de, ekim ayında başlayacak bütçe görüşmeleri sürecinde daha etkin bir tavır koyacaklarını söyledi. Bozgeyik, “Ülkemizdeki bu derin yoksulluk karşısında Türk-İş, DİSK dahil tüm emek ve meslek örgütleriyle birlikte ortak bir mücadeleyi örgütlemek zorundayız” diye sözlerini tamamladı.