Merkel, anılarını kaleme aldı: 'Yaptıysam da küçük hatalar yapmışımdır'
Anılarını yayınlayan Merkel, 16 yıllık başbakanlığındaki politikalarını savundu, hataları olduysa bunların 'küçük' olduğunu söyledi. Medya ise Merkel'in hiçbir özeleştiri yapmadığı görüşünde.
ALMANYA – Angela Merkel'in, bir siyasetçi için çok uzun sayılabilecek 16 yıllık başbakanlık yılları, ülkenin sadece idare edildiği, ileriye götüren reformların yapılmadığı bir dönem olarak nitelenir. Medya, uzmanlar ve birçok siyasetçi, Alman ekonomisinin krizde olduğu son yıllarda bu eleştiriyi sıkça dile getiriyor. Hıristiyan Demokratik Birlik Partili (CDU) eski başbakanın, 30 ülkede yayınlanan 740 sayfalık 'Özgürlük' (Freiheit) isimli anı kitabı da, başbakanlığı gibi büyük yankı uyandıracak anılar ve özeleştiri içermediği gerekçeleriyle eleştiriye uğradı. Berlin'de Alman Tiyatrosu'ndaki kitabının tanıtımında Merkel'in kendisi de pek dişe dokunacak sözler etmedi, başbakanlığındaki politikaları savundu, “Yaptıysam da küçük hatalar yapmışımdır” dedi. Enerjide Rusya'ya bağımlılık, 2008'de Ukrayna'nın NATO'ya alınmasına karşı çıkması ile 2015'de mültecilere sınır kapılarını açması, Merkel'e yönelik öncelikli eleştirileri oluşturuyor.
MERKEL: ANILARIMI YAZMAYA 2015'TE KARAR VERDİM
Merkel'in kitabının tanıtımı, 26 Kasım Salı günü akşam saatlerinde başkent Berlin'deki Alman Tiyatrosu'nda yapıldı ve sadece Phönix televizyon kanalından canlı yayınlandı. Kitabın tanıtımı, gazeteci Anne Will ile söyleşi biçiminde oldu, dinleyicilere soru yöneltme imkanı verilmedi. Söyleşiden önce Merkel'in kitabın oluşum süreci ve içeriği hakkında sesli açıklaması dinletildi, ardından kendisi ve Anne Will salona girdi.
Merkel, sesli açıklamasında 2015'te çoğunluğu Suriyeli olmak üzere mültecilere sınır kapılarının açılmasına izin vermesini, siyasi hayatında bir kilometre taşı olarak niteledi, anılarını yazmasına da bu olayın sebep olduğunu söyledi. Merkel, “Bu olayın sebepleri hakkında yorumları başkalarına bırakmak istemedim” dedi. Doğu Almanya kökenli olan Merkel, hayatının 1990 yılına kadar diktatörlükte, 1990'dan sonra demokraside geçtiğini söyledi, bu yaşam kesitlerini de kitabında anlattığını söyledi.
'AİLEM DİKTATÖRLÜKTE BİZE KORUYUCU BİR ORTAM SAĞLADI'
Merkel söyleşide, anne ve babasının kendisine ve kardeşlerine diktatörlükte yönetilen bir ülkede koruyucu bir alan sağladığını söyledi. Eski başbakan, özellikle annesi ile çok yakın bağı olduğunu, onunla her şeyini paylaştığını anlattı. Berlin Duvarı'nın yıkıldığı ve iki Almanya'nın birleştiği 1990'da 35 yaşında olduğunu söyleyen Merkel, “Bu benim için büyük bir şanstı, önümde daha epeyce yol vardı bir şeyler yapmak için” dedi.
Eski Doğu Almanya'da fizik öğrenimini tercih ettiğini anlatan Merkel, “Rejimin doğa yasalarını değiştirecek hali yoktu, o yüzden fizik bölümünü seçtim” dedi. Siyasi hayatında bir Doğu Almanya kökenli olarak kendi partisi içinde bile bazı dışlamalara maruz kaldığını anlatan Merkel, “Başbakanlık yolunda Doğulu olmak mı, yoksa kadın olmak mı zorluk çıkardı?” sorusuna, “Kadın olmak” karşılığını verdi.
'2015'TE MÜLTECİLERE KAPILARI AÇMA KARARI DOĞRUYDU'
Almanya'nın 2015'te büyük çoğunluğu olan Suriyeli mültecilere sınır kapılarını açma kararını savunan Merkel, kapıların açılmaması halinde sorunun daha da büyüyeceği görüşünü savundu. Ayrıca sorunun insani boyutunu düşündüğünü anlatan Merkel, “Ben siyasete insanlar için girdim. Sınır kapılarına dayananlar kitle, topluluk değil, insanlardı” görüşünü ifade etti. Merkel, bir basın toplantısında bu kadar mültecinin topluma uyumlarının nasıl sağlanacağı sorusuna, “Biz başarırız (Wir schaffen das)” karşılığını vermiş, mülteci sorunu büyüdükçe, bu yanıt hep Merkel'e hatırlatılmış, sorunun faturası Merkel'e çıkarılmıştı.
Faşist Almanya İçin Alternatif (AfD) partisinin büyümesi de Merkel'in sınırları açmasına bağlanırken, Merkel, bu bağlamdaki soruya, AfD'nin güçlenmesini engellemek için yasadışı göçün engellenmesini, göçe bağlı sorunların da çözülmesini isteyerek yanıt verdi. Yasadışı göçün engellenmesi için Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin sınır kontrolleri yapmasını eleştiren Merkel, bunun AB içinde serbest dolaşımın kaldırılması demek olduğunu savundu.
TASARRUFA DAYALI EKONOMİ POLİTİKASI SUÇLAMASINI REDDETTİ
Merkel, Will'in, “Sizin döneminiz, tasarrufun ekonomiyi bitirdiği, altyapı yatırımlarının yapılmadığı, Rusya'ya enerjide bağımlı kılınan bir dönem olarak niteleniyor. Buna ne derseniz?” sorusuna, bunların doğru olmadığı karşılığını verdi, altyapı yatırımları yapıldığını, Rusya'dan enerji alımında doğru karar verdiğini savundu. Sosyal alanda iyileşme sağladıklarını belirten Merkel, bürokrasinin azaltılması ile ordunun modernleştirilmesinde Yeşiller'in engeline takıldıklarını ileri sürdü.
Rusya–Ukrayna konusundaki soruları da yanıtlayan Merkel, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Ukrayna'da amacına kısa sürede ulaşacağı konusunda yanıldığını savundu. Merkel ayrıca Putin'in savaşı kazanmaması için Ukrayna'ya yardım edilmesi gerektiğini, bu konuda Avrupa'nın ortak hareket etmesi gerektiğini söyledi.
MEDYANIN ORTAK YORUMU, ÖZELEŞTİRİ OLMADIĞI YÖNÜNDE
Merkel'in anıları Alman medyasında geniş yer bulurken, yorumların ortak noktası, Merkel'in hiç özeleştiri yapmamış olması yönünde oldu. Ayrıca hiç değinmediği konuların da bulunduğu belirtildi. Alman İkinci Televizyonu'ndan (ZDF) Dominik Rzepka, kitabın tümüyle 'haklı çıkma' üzerine kurulu olduğunu, hiçbir özeleştirinin yer almadığını ifade etti. Rzepka, 2015'te sınırların açılmasını, 2008'de Ukrayna'nın NATO üyeliğine karşı çıkılmasını, enerjide Rusya'ya bağımlılık ile altyapı yatırımlarının yapılmamış olmasını, Merkel'in büyük hataları olarak saydı, “Almanları zorlamamak adına gerekli reformları yapmadı” görüşünü savundu.
Berlin'de yayınlanan Die Tageszeitung gazetesinde yer alan yorumda Stefan Reinecke, “Okurlar, siyasetçilerden iktidar kulisinde olanları bilmek ve özeleştiri ister, ne var ki bunların ikisi de yok, büyük hayal kırıklığı” ifadelerini kullandı. Reinecke, geçmişte Sosyal Demokrat Partili (SPD) eski başbakan Gerhard Schröder'in, CDU'lu eski başbakan Helmut Kohl'ün ve Yeşiller Partili eski dışişleri bakanı Joschka Fischer'in de anılarında özeleştiri yapmadıklarını, bu kişilere Angela Merkel'in de eklendiğini yazdı. Reinecke de Merkel'in kitabının temel özelliğinin haklı çıkmak olduğunu ifade etti.
Frankfurter Rundschau ile Bild gazeteleri ise Merkel'in eski cumhurbaşkanları Horst Köhler, Joachim Gauck ve Christian Wullf ile yaşadığı sorunlara hiç değinmediğini ön plana çıkardı.