Ağbal geldi, faiz iki ayda 675 baz puan arttı

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, Naci Ağbal başkanlığındaki ikinci toplantısında da faiz artışına gitti. Politika faizi 2 puanlık (200 baz puan) artışla yüzde 15'ten yüzde 17'ye yükseltildi. Türkiye böylece politika faizi en yüksek 10 ülke arasına girdi.

Abone ol

DUVAR - Naci Ağbal'ın Merkez Bankası başkanlığına getirilmesinin ardından politika faizi iki ayda 675 baz puan (6,75 puan) yükseltildi. Para Politikası Kurulu'nun (PPK) yılın son toplantısında, 'enflasyon görünümüne dair risklerin bertaraf edilmesi için güçlü bir parasal sıkılaştırma yapılmasına karar verildiği' vurgulandı.

Merkez Bankası yılın son toplantısında politika faizini yüzde 15'ten 2 puanlık (200 baz puan) artışla yüzde 17'ye yükseltti. Ortalama beklenti 150 baz puanlık artıştı. Türkiye böylece politika faizi en yüksek ilk 10 ülke arasına girdi. Politika faizi en yüksek olan ülke yüzde 38,7'yle Venezuela. Bu ülkeyi yüzde 36 ve yüzde 35'le Arjantin ile Zimbabve takip ediyor. Sırasıyla Yemen, Liberya, Surinam, Kongo, İran ve Haiti'nin yer aldığı listede Türkiye yüzde 17 faizle 10'uncu sırada yer alıyor.

Yazılı açıklamanın hemen öncesinde 7,62 liradan işlem gören dolar, faiz kararı sonrası 7,57 liraya geriledi.

AA Finans'ın gerçekleştirdiği ankete katılan ekonomistler, politika faizinde 150 baz puan artış olacağını tahmin etmişti. Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal başkanlığındaki ilk toplantısında PPK, politika faizini yüzde 10,25'ten yüzde 15'e (475 baz puan) yükseltilmiş, tüm fonlamanın da bu faiz üzerinden yapılacağı duyurmuştu.

'KÜRESEL EKONOMİDE BELİRSİZLİK SÜRÜYOR'

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), Naci Ağbal başkanlığındaki toplantının ardından yaptığı yazılı açıklamayla faiz kararını duyurdu. Açıklama şöyle: 

Küresel ekonomiye dair veriler üçüncü çeyrekte başlayan kısmi toparlanmanın devam ettiğine işaret etmektedir. Ancak, aşıya dair olumlu gelişmelere karşın, son dönemde artış gösteren Covid-19 vakaları nedeniyle küresel ekonomiye ilişkin belirsizlikler devam etmektedir. 

HİZMET SEKTÖRÜNDE DARALMA

Milli gelir verileri ve son çeyreğe ilişkin göstergeler iktisadi faaliyette güçlü bir seyre işaret etmektedir. Ancak, artan vaka sayıları nedeniyle getirilen kısıtlamalar, başta hizmetler sektörü olmak üzere iktisadi faaliyetin kısa vadeli görünümüne dair belirsizlik oluşturmaktadır. Diğer yandan, salgın döneminde sağlanan yüksek kredi büyümesinin birikimli etkileriyle güç kazanan iç talep cari işlemler açığını artırmaktadır. 

ENFLASYON RİSKİ

İç talep koşulları, döviz kuru başta olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki bozulma, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümünü olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Bu doğrultuda Kurul, enflasyon görünümüne dair risklerin bertaraf edilmesi, enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve dezenflasyon sürecinin en kısa sürede yeniden tesisi için, 2021 yılsonu tahmin hedefini göz önünde bulundurarak, güçlü bir parasal sıkılaştırma yapılmasına karar vermiştir. 

Önümüzdeki dönemde parasal duruşun sıkılığı, enflasyonu etkileyen tüm unsurlar dikkate alınarak, enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar kararlılıkla sürdürülecektir. 

Düşük enflasyon ortamının kalıcı olarak tesisinin, ülke risk primlerinin düşmesi, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla, makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği değerlendirilmiştir. 

Merkez Bankası karar alma süreçlerinde orta vadeli bir perspektifle, enflasyonu etkileyen tüm unsurları ve bu unsurların etkileşimini temel alan bir analiz çerçevesi benimsemektedir. Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır.
(EKONOMİ SERVİSİ)