Merkez Bankası faizi 200 baz puan indirdi

Merkez Bankası faiz kararını açıkladı. Yüzde 18 olan politika faizini yüzde 16'ya indirdi. Dolar kuru 9,49'a kadar çıkarak rekor kırdı.

Abone ol

DUVAR - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) bugünkü toplantısında politika faizini yüzde 18'den yüzde 16'ya indirdi. 

Eylül ayındaki PPK toplantısında politika faizi yüzde 19'dan yüzde 18 seviyesine çekilmişti.

PPK'ye Şahap Kavcıoğlu başkan, Taha Çakmak, Mustafa Duman, Elif Haykır Hobikoğlu, Emrah Şener, Yusuf Tuna ise kurul üyeleri sıfatıyla katıldı. Merkez Bankası'nın faiz indirimine gerekçe olarak yayınladığı açıklamada "TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir" denildi.

İLK TEPKİLER: ÇOK YAZIK

Faiz indirimi ve doların fırlamasıyla karara birçok tepki geldi:

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener: Ciddiyetsiz bir iktidarın, atadığı liyakatsiz bir bürokrat aracılığıyla verdiği, rasyonellikten uzak bir kararın sonucunda olan yine hane halkımıza, esnafımıza ve KOBİ'lerimize oldu. Bu aziz millet bunu hak etmiyor. Çok yazık...

HDP Ekonomiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan: Merkez Bankası saraydan gelen talimatla faizi düşürüyor. Dolar fırlıyor, euro fırlıyor. Tüm yurttaşlarımız zam altında kalıyor. Faizin düşürülmesi herkes için iyi bir şeydir. Ama siz güven sağlayamamışsanız, bu ortamda faiz düşürmek intihardır.

CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu: Döviz kurunu yükseltmek için dört koldan çalışıyorlar… Büyük manipülasyon şüphemiz var… Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Üyeleri görevden alınmadan önce kim döviz aldı? An itibariyle Merkez Bankası soyuluyor…

AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan: Bu kararlar sonrasında dolar ya da döviz kuru üzerindeki etkilerini dikkate alarak değil, uzun vadede Türk ekonomisine neler getiriyor; ihracat, istihdamda ve özellikle gelişen küresel salgında ortaya çıkan sosyoekonomik sorunların ortadan kalkmasında nasıl etken ortaya koyacak, buna uzun vadede bakmak lazım. 1 saat bile geçmeden döviz kurundaki anlık artış veya değişkenlik üzerinden meseleye yaklaşmak ekonomimiz açısından doğru bir bakış açısı olmayacağını düşünüyoruz. 

Yayınlanan basın duyurusu şöyle oldu:

"Küresel iktisadi faaliyette yılın ilk yarısında yaşanan toparlanmaya rağmen yakın dönemde açıklanan güven endeksleri, salgının etkisiyle gerilemeye başlamıştır. Aşılama oranlarındaki artışa rağmen salgında yeni varyantlar küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim koşullarının küresel gıda fiyatları üzerinde olumsuz yansımaları görülmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları enflasyondaki yükselişin talep kompozisyonundaki normalleşme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla birlikte büyük ölçüde geçici nitelikte olacağını değerlendirmektedir. Bu çerçevede, gelişmiş ülke merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir.

Öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Aşılamanın toplumun geneline yayılması salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Dayanıklı tüketim malları talebi yavaşlarken, dayanıksız tüketim mallarında bir toparlanma gözlenmektedir. İhracattaki güçlü artış eğilimiyle yılın geri kalanında yıllıklandırılmış cari işlemler dengesindeki iyileşmenin sürmesi beklenmekte, bu eğilimin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmektedir.

Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte; gıda ve başta enerji olmak üzere ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri devam etmektedir. Parasal duruşun sıkılığı ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başlamıştır. Bunun yanında, bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için güçlendirilen makroihtiyati politika çerçevesinin olumlu etkileri gözlenmeye başlamıştır. Kurul, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirmiştir. Bu çerçevede politika faizi 200 baz puan indirilerek yüzde 16 olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte, arz yönlü arızi unsurlardan kaynaklı olarak politika faizinde yapılan aşağı yönlü düzeltme için yıl sonuna kadar sınırlı bir alan kaldığı Kurul tarafından değerlendirilmiştir.

Kurul, ayrıca iklim ve diğer çevre kaynaklı riskleri sınırlandırmak amacıyla, para politikasının ana hedeflerinde bir değişikliğe yol açmadan sürdürülebilir finans uygulamalarını uzun vadeli bir politika olarak destekleme kararı almıştır.

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.

Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir."

(HABER MERKEZİ)