Merkez Bankası'ndan faiz indirim kararı

Merkez Bankası politika faizini 50 baz puan daha indirerek 8.75'ten, 8.25 seviyesine düşürdü.

Abone ol

DUVAR – Son sekiz toplantısında üst üste faiz indiren Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, ekonomistlerin tahmini doğrultusunda dokuzuncu kez indirim kararı verdi. Politika faizi, 50 baz puanlık indirimle  8.75'ten, 8.25 seviyesine düşürüldü.

Ekonomistler Merkez Bankası’nın enflasyon toplantısında belirttiği öngörülerin, faiz indirim ihtimalini güçlendirdiğini söylemişti. AA Finansın anketine katılanlar da 50 baz puanlık bir indirim beklediklerini söylemişti.

Para Politikası Kurulu’nun 22 Nisan'da yaptığı toplantıda politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı 100 baz puanlık düşüşle yüzde 9,75’ten yüzde 8,75’e indirilmişti. 22 Nisan toplantısından önce piyasalarda Merkez Bankası’nın 25-50 baz puan aralığında indirime gideceği tahmini yapılıyordu.

Para Politikası Kurulu’nun faiz kararları, önceden ilan edilmiş bir takvim çerçevesinde yapılan toplantılarında alınıyor. Merkez, ekonomideki son likidite kaynağı olarak piyasalarda bankalara ödünç para veriyor veya bankalardan ödünç para alıyor. Politika faizi ise piyasa faizini otomatik olarak belirlemiyor. Merkez Bankası, faiz oranlarını piyasaları etkilemek amacıyla belirliyor. Bankalar ise borçlanma maliyetleri, likidite durumu, enflasyon, ekonomik göstergeler gibi kriteleri de göz önünde bulunduruyor.

Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamada “Kurul, enflasyon görünümünü etkileyen tüm unsurları dikkate alarak, politika faizinde ölçülü bir indirim yapılmasına karar vermiştir. Mevcut para politikası duruşu altında enflasyon görünümünün yıl sonu tahminiyle uyumlu olduğu değerlendirilmektedir” denildi.

Korona virüsü salgınına ilişkin gelişmelere bağlı olarak küresel büyüme görünümündeki zayıflama derinleşmekte, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez bankaları genişleyici yönde adımlar atmaya devam ettiklerine işaret edilen açıklamada, “Küresel ekonomideki toparlanmaya ilişkin belirsizlikler yüksek seyrederken, ülkelerin attığı normalleşme adımları izlenmektedir. Salgın hastalığın sermaye akımları, finansal koşullar, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturmakta olduğu küresel etkiler yakından takip edilmektedir” ifadelerine yer verildi.

Ocak ve Şubat aylarında finansal koşullardaki iyileşmenin de katkısıyla güçlü bir eğilim sergileyen iktisadi faaliyetin, korona virüsü salgınının dış ticaret, turizm ve iç talep üzerindeki etkilerine bağlı olarak Mart ayı ortalarından itibaren zayıflamaya başladığına dikkat çekilen açıklamada, “İktisadi faaliyetteki yavaşlama Nisan ayında belirginleşirken, Mayıs ayının ilk yarısına ilişkin yüksek frekanslı göstergeler kısmi normalleşme adımlarıyla birlikte dipten dönüş sinyalleri içermektedir” denildi.

Salgın hastalığa bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması açısından finansal piyasaların, kredi kanalının ve firmaların nakit akışının sağlıklı işleyişinin devamının büyük önem arz ettiği de vurgulanan açıklama şöyle devam etti:

'ENFLASYON GÖSTERGELERİNİN EĞİLİMLERİ ILIMLI'

“Bu çerçevede, yakın dönemde uygulamaya konulan parasal ve mali tedbirlerin ekonominin üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve salgın sonrası toparlanmaya katkı yapacağı değerlendirilmektedir. İhracat ve turizm gelirlerinde salgın hastalığa bağlı olarak gözlenen düşüşe karşın, emtia fiyatları ve ithalatın sınırlayıcı etkisiyle cari işlemler dengesinin yıl genelinde ılımlı bir seyir izleyeceği öngörülmektedir.

Enflasyon beklentileri ve iç talep koşullarındaki gelişmelere bağlı olarak çekirdek enflasyon göstergelerinin eğilimleri ılımlı seyretmektedir. Küresel gelişmeler paralelinde Türk lirasında gözlenen değer kaybına karşın, başta ham petrol ve metal fiyatları olmak üzere uluslararası emtia fiyatları enflasyon görünümünü olumlu etkilemektedir. Üretim ve satışlardaki düşüşe bağlı birim maliyet artışları takip edilmekle birlikte toplam talep koşullarının enflasyonu sınırlayıcı etkisinin arttığı tahmin edilmektedir.

Gıda fiyatlarındaki dönemsel ve salgına bağlı etkiler nedeniyle tüketici enflasyonunun kısa vadede bir miktar yüksek seyredebileceği, ancak yılın ikinci yarısında talep yönlü dezenflasyonist etkilerin daha belirgin hale geleceği değerlendirilmektedir. Bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümünü etkileyen tüm unsurları dikkate alarak, politika faizinde ölçülü bir indirim yapılmasına karar vermiştir. Mevcut para politikası duruşu altında enflasyon görünümünün yıl sonu tahminiyle uyumlu olduğu değerlendirilmektedir. Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını değerlendirmektedir.

Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir. “Bu çerçevede, parasal duruş ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir. “Merkez Bankası fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir. (HABER MERKEZİ)