Meslekten atılan eşcinsel din öğretmeni için 'ayrımcılık yok' kararı
Eşcinsel olduğu için meslekten atılan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi öğretmeni için Anayasa Mahkemesi'nden 'ayrımcılık yok' kararı çıktı. Başkanvekili Engin Yıldırım karara muhalefet yazısında, "Anayasa’da devletin resmi cinsel yönelimi yoktur ve devlet tüm cinsiyetler, cinsel kimlikler, cinsiyet kimlikleri ve cinsel yönelimler karşısında eşit ve tarafsız kalmalıdır" dedi.
DUVAR - Anayasa Mahkemesi, eşcinsel kimliği nedeniyle meslekten atılan din dersi öğretmenine karşı "ayrımcılık yapılmadığı" yönünde karar aldı. Karara Başkanvekili Engin Yıldırım ve üye Muharrem Topal katılmadı. Kararın Anayasa’ya aykırılığının altının çizildiği karşı oy yazısında, "Anayasa’da devletin resmi cinsel yönelimi yoktur ve devlet tüm cinsiyetler, cinsel kimlikler, cinsiyet kimlikleri ve cinsel yönelimler karşısında eşit ve tarafsız kalmalıdır" denildi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç edilen bir askerin başvurusunu “eşcinsellik askerliğin onurunu zedeler” gerekçesiyle reddeden Anayasa Mahkemesi (AYM), aynı gerekçeyle görevinden atılan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenine karşı da "ayrımcılık yapılmadığı" kararına vardı.
Birgün'den Nurcan Gökdemir'in haberine göre, kararda, “Küçük çocukların eğitilmesinde öğretmen olarak çalışmak isteyenlerin diğer kişilerin tabi olmadığı bazı sınırlamalara tabi olmaları doğaldır” denildi. Karara, Başkanvekili Engin Yıldırım ile üye Muharrem Topal katılmadı. Yıldırım, yazdığı karşı oy yazısında, Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşme ve tavsiye kararlarında 'cinsel yönelim ayrımcılığının yasaklandığını' bildirdi. Kararın Anayasa’ya aykırılığının altının çizildiği karşı oy yazısında dile getirilen gerekçeler özetle şöyle:
- Anayasa’da devletin resmi cinsel yönelimi yoktur ve devlet tüm cinsiyetler, cinsel kimlikler, cinsiyet kimlikleri ve cinsel yönelimler karşısında eşit ve tarafsız kalmalıdır.
- Cinsel yönelim ayrımcılığı kimi hayatların daha az saygıya ve haysiyete sahip olduğunun kabulü anlamına gelip LGBTİ+’lerin eşit fırsat ve haysiyetle toplumsal yaşama katılmalarının engellenmesi sonucunu doğurmaktadır.
- Devletin temel görevlerinden biri insan haysiyetini koruyarak belli bir insan topluluğunu meydana getirenlerin haysiyetine zarar verecek, onları damgalayacak politikalardan, uygulamalardan ve hukuki düzenlemelerden kaçınmaktır.