Metin Lokumcu davası 18 Şubat'a ertelendi
Metin Lokumcu’nun ölümüne ilişkin davanın ikinci duruşması, ikinci gününde tamamlandı. Duruşmaya katılmayan sanıklar için katılma daveti çıkarıldı ve dava 18 Şubat'a ertelendi.
DUVAR - Metin Lokumcu'nun ölümüne ilişkin dava Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Artvin’in Hopa ilçesinde 31 Mayıs 2011’de, dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim kampanyası için kente geldiği sırada yapılan protestolara yönelik polisin yoğun kimyasal gazlı saldırısı sonucunda öldürülen emekli öğretmen Metin Lokumcu davasının duruşması ikinci günü, sanıkların savunması ile başladı.
10 yıl sonra ilk kez hakim karşısına çıkan sanık polisler, dün görülen duruşmada dönemin kaymakamını suçlamış, ilk olarak ifade veren Tayfun Vardarlı kendilerine müdahale emrini kaymakamın verdiğini ileri sürmüştü.
Dönemin Hopa İlçe Emniyet Müdürü sanık Fatih Ünlü de, mahkeme başkanının "Müdahale emrini kim verdi?" sorusunu, "Dönemin Hopa Kaymakamı vermiştir. Herhangi bir şahsı hedef aldıklarını söyleyemeyiz. İlçe Emniyet Müdürü olarak her şeyin kamera altına alınmasını istedim. Dosyamın ayrılarak beraatime karar verilmesini isterim. Benim burada olma sebebim sadece Hopa İlçe Emniyet Müdürü olmamdır. Benim mahiyetimden hiç kimse idari ve adli soruşturma geçirmemiştir" diyerek yanıtlamıştı.
Saat 09.20'de mahkeme başkanının olay günü çekilen fotoğrafları sanık polis İlhami Çalı'ya göstermesiyle başlayan duruşmada, fotoğraflarda bulunmadığını söyleyen Çalı, "Bizim tek görevimiz kamu düzenini ve devlet büyüğünü korumaktı. Yusufeli ilçesinden gelen ekiplerle geldim. Kars çevik kuvvette görev yapıyorduk. Başbakanın mitingi için Hopa’ya gittik. Olay yeri ile bizim bulunduğumuz yerler tamamen farklı yerleridir. Benim burada bulunmam daha önce ifadem de 'gaz attım' dediğim için" ifadelerini kullandı.
Evrensel'in aktardığına göre, Lokumcu ailesinin avukatlarından Meriç Eyüboğlu'nun sorularına Çalı'nın verdiği yanıtlar şöyle:
Av. Meriç Eyüboğlu: Size eğitimde kimyasal gazların insanlarda yarattığı etkiyle alakalı ne öğretildi?
Sanık İlhami Çalı: Bizlere kapalı alanda kullanılmamasıyla alakalı bilgiler verildi.
Av. Meriç Eyüboğlu: Kars’tan kaç kişi görevlendirildi kaç gazcı vardı?
Sanık İlhami Çalı: 25 kişiye yakındık. Tek gazcı bendim
Av. Meriç Eyüboğlu: Gazın kullanma kararını, ne kadar atacağına kim karar verir? Amir mi, gazcı mı?
Sanık İlhami Çalı: Amir emri verir, grup dağılıncaya kadar atılabilir. Ona gazcı karar verir.
Av. Meriç Eyüboğlu: Gaz biterse nasıl teslim alınır? Stok biterse nasıl takviye alınır?
Sanık İlhami Çalı: Tutanakla teslim edilebilir.
Av. Meriç Eyüboğlu: Madem öyle Kars polisinde neden zimmet tutanakları bulunamıyor?
Sanık İlhami Çalı: Onu ben bilemiyorum.
'METİN LOKUMCU HASTANEDE ANONSU GELDİKTEN SONRA GAZ KULLANDIM'
Sanık polis Bayram Ali Kaş ise, şöyle konuştu:
"Olay zamanı Erzurum Çevik Kuvvet’te görevliydim. Dönemin Başbakanı mitingi için görevlendirildim. Daha sonra inşaat alanında pankartların kaldırılmasıyla ilgili alana sevk edildim. İnşaat alanında yaralandığım için gazı başka bir arkadaşıma devrettim. Gaz kullanmadım, sadece görev belgesinde gazcı olarak gözüküyordum. O dönem başımızda gelen çevik kuvvet müdür yardımcısı Erol Darcan’dı. Bizim bağlı bulunduğumuz tim içerisinde sevk ve idare talimatlarını amirimiz Erol Darcan veriyordu."
Bayburt'ta görevli olduğunu miting için Hopa'ya geldiklerini söyleyen sanık polis Bayram Ali Kaş, "İnşaat alanında olaylar oluyordu, biz bunu uzaktan görüyorduk. Grup saldırısı üzerine gaz ve TOMA ile müdahale etti. Biz karşı taraftan görüyorduk. 'Metin Lokumcu hastanede, haber bekliyoruz' anonsu yaptılar, ortalık iyice karıştı. Ben de bu zamanda gaz kullandım. O sırada da yaralandım. Geri çekilmek durumunda kaldım. İlk görev alanına geri döndüm. Daha sonra da hastaneye tedavi için götürüldüm. Davadan beraatımı istiyorum. Talimatı yanlış hatırlamıyorsam Erzurum Çevik Kuvvet Amiri vermişti" dedi.
'TALİMATLARI EROL DARCAN VERİYORDU'
Sanık polis Mehmet Seyfettin Uzun’un da Erzurum'dan miting için görevlendirildiklerini ve pankartları kaldırılmak için inşaat alanına gönderildiklerini söyledi.
"İnşaat alanında yaralandığım için gazı başka bir arkadaşıma devrettim" diyen Uzun, "Gaz kullanmadım, sadece görev belgesinde gazcı olarak gözüküyordum. O dönem başımızda gelen çevik kuvvet müdür yardımcısı Erol Darcan’dı. Bizim bağlı bulunduğumuz tim içerisinde sevk ve idare talimatlarını amirimiz Erol Darcan veriyordu. Yaralandığım halde görevime devam ettim. Elimdeki gaz tüfeğini talimat doğrultusunda arkadaşım Taner Ballı'ya teslim edip, göreve tim memuru olarak devam ettim. Üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı.
Diğer sanıklar da suçlamaları reddetti.
SANIK AVUKATI HOPALILARI SUÇLADI
Sanık avukatı ise savunmada Hopalıları suçlayarak “Doğaya, yeşile sahip çıkmak güzel ama Başbakan'ın geldiği gün bunun için eylem yapmak provoke değil mi? Sosyal medya şu an çok aktif, orada her şey yapılabiliyor” dedi.
ULAŞ LOKUMCU: SUÇLULAR YARGILANSIN
Metin Lokumcu'nun oğlu Ulaş Lokumcu, "Ben bu duruşmada beyanda bulunmak istemiyorum. Sanıklardan şikayetçiyim. Sanıkların hangisi suçluysa yargılansın isterim. Beni öyle bir baba yetiştirdi, suçsuz kimse yargılansın istemem. Bir sonraki duruşmada beyanda bulunmak istiyorum" diye konuştu.
Lokumcu ailesinin tamamı daha sonra ayrıntılı beyanda bulunacaklarını belirtti.
2 SANIĞIN TUTUKLANMASI TALEP EDİLDİ
Avukat Meriç Eyüboğlu, sanık ifadeleri tamamlanmadığı için duruşmaya katılmayan sanıkların getirilmesini talep etti.
Eyüboğlu, "Ağır Ceza'daki yargılamaya gelmeyen ve mazeret bildirmeden gelmeyen 2 sanık Erol Darcan ve Taner Ballı’nın tutuklanmasını, diğer 2 sanık Muhsin Armağan ve Muhammet Ulaşlı’nın davaya katılımı için gereğinin yapılmasını talep ediyoruz" dedi.
Polis avukatları, sanıkların bir sonraki duruşmalarda vareste tutulması üzerine talepte bulundu.
Mahkeme heyeti, duruşmaya katılmayan sanıklar için sonraki duruşmaya katılma daveti çıkarılmasına, bu celse ifadeleri alınan sanıkların duruşmalardan vareste tutulmasına, gerektiğinde SEGBİS ile bağlanılmasına karar verdi ve bir sonraki duruşmanın 18 Şubat'ta görülmesine hükmetti.