Metin Lokumcu davası: Orada değildim ama tutanağı imzaladım

Hopa'da Erdoğan'ın mitingi öncesi polisin sıktığı biber gazıyla ölen Metin Lokumcu'yla ilgili açılan davada tanık polislerden biri, olay yerinde olmadığı halde tutanağı 'usulen' imzaladığını söyledi.

Abone ol

TRABZON - Artvin'in Hopa ilçesinde, 31 Mayıs 2011 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı dönemindeki AK Parti mitingi öncesi polisin sıktığı biber gazından etkilenerek ölen 55 yaşındaki emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun ölümüne ilişkin 13 polisin yargılandığı davanın 7'nci duruşması Trabzon 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.

Duruşmaya Lokumcu Ailesi, avukatları ve sanık avukatları katılırken, HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu ve TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve Trabzon Emek ve Demokrasi Platformu da davayı takip etti.

POLİSLER DİNLENİLDİ

Duruşmaya yargılanan polislerin dinlenmesiyle başlandı. İlk olarak Ankara'dan SEGBİS ile bağlanan polis Şener Özdemir dinlendi. Özdemir, olay yerinde olanların tutanağını imzaladığını fakat orada bulunmadığını söyledi. Özdemir, "Usulün gereği olarak imzaladım, her görevde imzalanır. Ben orada değildim ama görevim vardı" dedi.

'İMZA İÇİN EVİME GELDİLER'

Daha sonra dinlenen tanık polislerden Ahmet Cevat Aksoy ise olay günü Hopa'da olduğunu kaydederek, "Telsizim açıktı benim anladığım kadarıyla talimat emrini kaymakam verdi diye hatırlıyorum" dedi. Bir diğer tanık polis Ramazan Ceylan ise olayları görmediğini fakat imza için evine ekip geldiğini söyledi.

Ceylan, “Müdürlerin hepsi imzaladı sen neden sorun çıkarıyorsun?’ dedi. Ben de imzaladım. İbrahim Atakol olabilir imzalatmaya gelen. Terörden sorumlu büro amiriydi. Ben de imzaladım" sözlerini kullandı. 

POLİSİN İFADESİ: RAHMETLİNİN ELİNDE TAŞ VARDI

Daha sonra tanık polis Kemal Bayraktar konuştu. Tutanakta yazılanların sorulduğu Bayraktar, "Hep birlikte yazdık. Kısmen benim de yazılanlardan şahit olduğum var şahit olmadığım var. Yıllar geçti, birçoğunu hatırlamıyorum. Metin Lokumcu’yu hatırlıyorum. Tutanağa gönül rahatlığıyla imza attım. Fiilleri gördüğüm için rahatlıkla imza attım şüphe duymuyorum. Rahmetlinin elinde taş vardı. Polisleri engelliyordu. Bana hastaneye gitmemi, bir şahsın öldüğünü söylediler. O ara kimin öldüğünü öğrendim" diye konuştu.

Daha sonra tanık polislerden olan ve başka bir suçtan Eskişehir L Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan İbrahim Atakol'a SEGBİS ile bağlanıldı. Olay zamanında mitingde görevli olduğunu kaydeden Atakol, "Hopa meydanında 70 civarında insan toplandı. Pankart ve megafonla eylem yaptılar. Miting alanı ile aralarında sahil yolu ve iç yol vardı. Mitingin güvenliği açısından uygun değildi. Kaymakam, vali ve il müdürü uygun görmedi" dedi.

Olayın gelişimini anlatan Atakol, "Olaylar başlamadan topluluğa uyarı yapıldı. Gaz sıkılacağı bu yüzden rahatsızlıkları bulunanların alandan ayrılması istendi. Olaylar başlamadan grubun ellerinde taş ve sopaları gördük. Taş yağmuruna tutulduk. Çok defa uyarıda bulunduk. Sandalyeler bile fırlatıldı. Ellerine ne geçtiyse fırlattılar. Daha sonra olay alanı genişledi. Olayın başlarında Metin Lokumcu'yu gördüm. Bağırıyordu. Metin Lokumcu'nun birine taş attığını görmedim ama çok agresif ve hareketliydi. Metin Lokumcu bizi alenen tehdit etiğini gördüm" ifadesini kullandı.

'TUTANAKTA YAZANLARIN HEPSİ BANA AİT DEĞİL'

Tutanağın nasıl tutulduğuna dair ise Atakol, şunları söyledi: "Olay tutanağı ortaklaşa imzaladı. Bir kişinin görmesi mümkün değil. Tamamı hakkında bilgi sahibi olmam mümkün değil. 70'inden 70'ini de tanımıyorum. Ama Hopa küçük bir yer. Hepimiz birilerini tanıyoruz. Ben de olaylara katılanlardan Müslüm Karabulut'u tanıyorum. Tutanakta yazanların hepsi bana ait değil."

Son olarak söz alan Avukat Meriç Eyüboğlu, davada adı geçen TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın raporunu sunması için başvuru yaptı. Ayrıca altı tanığın dinlenilmesini talep etti.

Mahkeme tanıkların ve Şebnem Korur Fincancı'nın dinlenilmesini kabul etti. Duruşmaya ara verildi.

FİNCANCI: KALP KRİZİ DELİLİ OTOPSİ KAYITLARINDA YOK

Aranın ardından Fincancı, TTB'nin raporunu açıkladı. Fincancı'ya her iki tarafın avukatları ve mahkeme başkanı rapor hakkında sorular sordu. Lokumcu'nun otopsi raporunda biber gazının etkisiyle kalp krizi nedeniyle hayatını kaybettiğinin yer aldığını ifade eden Fincancı, şunları söyledi:

"TTB heyeti olarak illiyet bağını değerlendirdik. OC gazı (biber gazı) ve CS gaz birlikte kullanıldığında solunum yollarını daha çok etkiliyor. Bu gazların öldürücü olduğunu söylüyorduk. Göğüste bir sıkışma sebebiyle hastaneye gidiliyor. Kendisinde mevcut bir hastalık ve tıbbi kayıt yok. Kalp krizinin delili otopsi kayıtlarında yok. Solunun yollarının ani daralması ve akciğerde su birikmesi var. Kalp yüzeyinde tespit edilen beyazlık kalp krizini işaret etmez. Kalp krizi için iç ve alt katmanda beyazlık olabilir. Kalp krizinde akciğer şişmesi çift taraflı ve simetrik olur. Solunum sorunu nedeni ile ise sağ akciğer şişer."

Mahkeme heyeti duruşmaya yarın sabah 10.00'da devam etmek üzere ara verdi.

AVUKAT EYÜPOĞLU: KULLANILAN GAZLARLA DOĞRUDAN BAĞLANTILI

Duruşmanın bitiminde Lokumcu ailesinin avukatı Meriç Eyüboğlu açıklamalarda bulundu.

Bugünkü duruşmada çok yararlı bilgiler elde ettiklerini belirten Eyüboğlu, "Tam 12 yıldır söylemiş olduğumuz gibi olay tutanağının daha sonra düzenlendiğini, düzenleyenin kim olduğu bilinmemekle birlikte altında imzası bulunanların birlikte tutanak yazmadığını, hatta sabaha karşı 5.00'te polis lojmanlarına gidilip tutanağa imza attırıldığını öğrendik" dedi.

TTB'nin raporuna da değinen Eyüboğlu, "TTB'nin raporu, Metin hocamızın ölümün olayda kullanılan kimyasal gazlarla doğrudan bağlantı olduğunu gösterdi. Bu gazların öldürücülüğünü bu belge ile Türkiye'de ilk defa bilimsel olarak gösterdik" diye konuştu.