CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na Şavşat'ta kim
saldırdı?
Saldırı Başbakan Binali Yıldırım'ın dediği gibi bir suikast
mıydı?
İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın "Kesinlikle PKK" açıklaması neye
dayanıyordu?
'Tek millet, tek devlet, tek bayrak' ülküsünde kucaklaşmışken,
düşmanlar 'kokteyl kokteyl' taarruza geçmişken, her kayanın
ardından katiller çıkıp naaşlar ruhumücerret gibi yerden
fışkırırken... Ve hepimiz acıdan, mutsuzluktan, umutsuzluktan
aptallaşmışken...
Kontrgerilla neden olmasın?
Öyle ya, ölümlerden ölüm beğen günlerinden geçtiğimiz ülkemizde,
katledilenler katliamla suçlanabiliyorsa artık her şey mümkün
demektir!
Patlayan bombalar, 'kokteyl' failler, ölümler, acılar,
travmalar, hedef göstermeler, gerilimler, patlayan bombalar, daha
da germeler, daha derin travmalar, kaybedilen umutlar, darbe
teşebbüsü, OHAL, tutuklamalar, muhbirler, suikast ihbarları,
bombalar, ölen çocuklar...
Artık arzın merkezindeyiz galiba diye bakınırken başımıza
iniveren Fırat Kalkanı!
Bu 'kalkan' kime 'kalkan' sorusunun cevabını 'milli mutabakat'ı
sağlamış güçler hep bir ağızdan verirken neşeyle ünlüyorlar, "E
ordunun da morale ihtiyacı vardı, iyi oldu"!
Şimdi söyleyin, geçen haziran ayından bu yana yaşadığımız bu
cinnet ortamında ana muhalefet partisinin genel başkanına kim
saldırmış olabilir?
Ceylanpınar'ı tezgahlayan akıldan bağımsız düşünülebilir mi
Kılıçdaroğlu'na suikast girişimi?
Artvin'de, son yerel seçime kadar CHP'nin "kalesi" olarak
bilinen kentte böyle bir saldırı nasıl olabilir diye soranlara,
"henüz delirmedik, hatırlıyoruz" diyoruz.
İşte unutmadıklarımız...
Cerattepe'deki madene isyanıyla gündeme gelmişti Artvin. HES
direnişleriyle, derelerin kardeşliğiyle, 'Yeşil Yol'a horonla kafa
tutmasıyla... Artvin'den bize en derin iz bırakansa Metin
Lokumcu'ydu.
31 Mayıs 2011 günü, 12 Haziran genel seçimi öncesi dönemin
Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan miting için Artvin'deydi. Başı çay
fiyatlarıyla ve HES'lerle dertte olan Artvin'de.
Erdoğan'ın Hopa'ya geleceğinin haberini alan gençler, miting
alanına 100 metre uzaklıktaki inşaata, "Karadeniz'in asi çocukları,
çayına, suyuna sahip çıkıyor" afişi asmak isteyince polis müdahale
etti.
Saldıranlar, Hopa halkının tanıdığı, bildiği polisler değildi.
Erdoğan'ın mitingi için günler öncesinden Artvin'e sevk edilmiş
binlerce polis vardı. Tavırları şüphe uyandıracak kadar
saldırgandı.
Gençlere tazyikli su sıktılar, gaz bombası attılar. Aralarında
emekli öğretmen, herkesin ağabeyi Metin Lokumcu da vardı. Metin
Hoca gazdan fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. Ölüm haberi
geldiğinde kıyamet koptu.
Başbakan'ın konvoyu Hopa'ya bu gergin ortamda girdi ve taşlı
saldırıya uğradı. Hızlanan otobüsten düşen koruma polisi ağır
yaralandı. Olaylar bununla bitmedi
Hopa'da yaşananları Ankara'da protesto etmek isteyen Halkevleri
yöneticisi Dilşat Aktaş 20 polis tarafından dakikalarca dövüldü,
kalça kemiği kırıldı. Vatandaşlar genç kadını polisin elinden zar
zor aldı.
Erdoğan, ameliyat olmuş, kalçasına platin takılan ve hastanede
yatan Dilşat Aktaş için şu sözleri sarf etti, "Ankara'da polis
panzerine tırmanan bir tane kız mıdır, kadın mıdır bilemem..."
Aynı Erdoğan Metin Lokumcu'nun ölümünün ertesi günü, Türkiye'nin
2023 yılına da damga vurmayı hedeflediğini anlattığı toplantıda da
şöyle demişti, "Bir tanesi kalp krizi geçirerek ölmüş. Kimliğini
bilmiyorum, üzerinde durma gereğini de duymuyorum."
Yine o toplantıda Erdoğan, Hopa'da yaşanan olayları, "Rüzgar
eken fırtına biçer" sözüyle yorumlayan Kılıçdaroğlu'na şu yanıtı
veriyordu, "Ben onun kadar edepsiz, alçak, ahlaksız değilim."
Olayları duyar duymaz koşarak gittiğim ve önüme çıkan herkese
sorular sorup notlar aldığım Hopa'da insanlar hep bir ağızdan şunu
söylüyordu, "Dışardan getirilen polisler yaptı bu provokasyonu!"
Bir de AK Parti'nin ilçe teşkilatından iki kardeşin olaydan bir gün
önce bir gazeteye verdiği "Hemşinliler Ermenidir" demecini
hatırlatıyorlardı.
Ne bu çağrılara bir yanıtını duyduk Erdoğan'ın ne de Metin
Lokumcu'nun ailesinin acı çığlığına...
Ama şunu duyduk, "Bana Gürcü diyen oldu. Çıktı bi tanesi
affedersin çok daha çirkin şeylerle Ermeni diyen oldu". Ki aynı
kulaklar daha önce "afedersiniz Rum..."u da duymuştu.
12 Haziran 2011 seçiminde Erdoğanlı AK Parti ülke genelinde
yaklaşık yüzde 50 oy aldı. O tarihlerde Artvin'in 7 ilçesinin 4'ü
ve il belediyesi CHP'deydi. 2014 yerel seçimindeyse CHP sadece
Ardanuç'u alabildi, geri kalan tüm ilçeler ve il, AK Parti'nin
oldu.
Gerekçe ne olursa olsun gerilim siyaseti bir kez daha işe
yaramıştı. Ama uzun vadeli sonuçlarının bugünler olacağını kimse
kestiremedi.