Michael Jackson hakkındaki cinsel taciz davaları yeniden açılabilir

ABD temyiz mahkemesi, cuma günü açıkladığı kararında şikayetçilerin, Michael Jackson'a ait şirketlere dava açabileceğini belirtti.

Abone ol

DUVAR - ABD temyiz mahkemesi, çocukken pop yıldızı Michael Jackson'ın cinsel tacizine uğradıklarını iddia eden iki erkeğin, Jackson'ın şirketlerine yönelik dava açabileceğine hükmetti. Şu an 40'lı yaşlarında olan Wade Robson ve James Safechuck, çocukluklarında yıllar boyu Jackson'ın tacizine uğradıklarını iddia ediyor. Robson ve Safechuck tacizin 80'lerin sonu ve 90'ların başlarında Jackson'ın Neverland çiftliğinde kalırlarken gerçekleştiğini söylüyor. İkili, Jackson'ın şirketlerine, kendilerini zamanında korumadıkları gerekçesiyle dava açmak istemiş ancak önceki hukuki girişimleri hakimler tarafından reddedilmişti.

Bu iddialara 2019 yılında yayımlanan "Leaving Neverland" belgeselinde de yer verilmiş, Jackson'ın ailesi ise belgeseli "toplu linç" diyerek eleştirmişti. 2020 yılında Los Angeles'ta bir hakim, şirketlerinin Jackson'ın hareketlerinden sorumlu olma yükümlülüğünün bulunmadığı, bu nedenle Safechuck'ın Jackson'ın şirketlerini dava edemeyeceği kararını vermişti.
Aynı hakim bir yıl sonra Robson'ın dava talebini de benzer gerekçelerle geri çevirdi.

Ancak California eyaleti Temyiz Mahkemesi, cuma günü verdiği kararla, ikiliye yeniden hukuk yolunu açtı. Temyiz mahkemesinin kararında "Bir çalışanının çocuk istismarında bulunmasını kolaylaştırıcı rol oynayan bir şirket, sadece tek sahibi istismarcının kendisi olduğu için, çocukları koruma görevinden muaf tutulamaz" dendi. Mahkeme bu gerekçeyle, şirketler lehine verilen önceki kararları tersine çevirdi.

'ÖNCEKİ KARARLAR ÇOCUKLARI TEHLİKEYE SOKUYOR'

Safechuck ve Robson'un avukatları Vince Finaldi, "daha önceki yanlış kararların" California kanunlarına da aykırı olduğunu ve çocukları tehlikeye sokacak yanlış bir misal oluşturduğunu belirtti. Jackson'ın miras avukatlarından Jonathan Steinsapir ise, sanatçının suçsuz olduğundan emin olduklarını söyleyerek, suçlamaların "tüm güvenilir kanıtlara ve bağımsız doğrulayıcılara aykırı" olduğunu belirtti.