Milyon $’lık imtiyazlar bir kurye için mi feda edilecek!
Erdoğan rejimi ve etrafında oluşan çıkar ağları açısından Afrika ülkeleri birer imtiyaz üsleri durumunda. Hava ve deniz limanlarını elinde bulunduran Erdoğan ve yandaşlarının, bir emekçiyi ezip öldürdü diye Somali’deki çıkarlarını riske atmayı düşünmesi dahi, ‘sülale rejiminin’ karakterine, ahlakına aykırıdır!
Kurye emekçisi Yunus Emre Göçer’i ezerek öldüren Somali
Cumhurbaşkanı’nın oğlunun, elbirliğiyle ülkeden kaçırılmasını
izledik. Olay büyüyünce de birkaç polisle sınırlı bir soruşturmayla
skandal geçiştirilmeye çalışılıyor. Çünkü ortada yandaş sermayenin
milyon dolarlık çıkarı söz konusu. Ve bu çıkarlar, kendisiyle
beraber tüm sülalesi yolsuzluğa batmış Somali Cumhurbaşkanı
sayesinde korunuyor. Üstelik, AKP’nin yandaş şirketleri hakkında
ciddi iddiaların olduğu resmi raporlar hiçe sayılarak…
Recep Tayyip Erdoğan’ın 2005’te ilan ettiği ‘Afrika açılımı’nın
kilit ülkesi Somali’ydi. 2012’ye kadar düzenli bir hükümet ve
parlamento olmadı ülkede. Cihatçı terör örgütü El Şebab’ın
saldırıları ve etkisi de büyüyordu. Terörle mücadele için kurulmuş
Afrika Birliği Misyonu (AMISOM) Somalililer tarafından bir tür
işgalci güç olarak görülüyordu. 2007’den beri geçici hükümet ile
ilişki kurmak isteyen Erdoğan, 2008’de Şerif Şeyh Ahmed’in
iktidarıyla bu arzusuna bir nebze kavuştu. Şerif, 2009-2011
arasında üç kez Türkiye’ye geldi ve askeri işbirliği anlaşması
imzalandı.
Asıl fırsat kapısı, 2011’de 250 binden fazla Somalili’nin öldüğü
büyük kıtlıkla açılıyordu. Erdoğan insani ve askeri yardımı hemen
artırdı. Somali rejiminin koruyucu gücü olan birlikleri TSK eğitti.
SADAT da kârlı eğitim sözleşmeleriyla pastadan payını alıyordu.
Kısa süre sonra bu ‘yumuşak güç’ misyonu, türlü ticari imtiyazlara
evrildi. Erdoğan milyonlarca dolarlık iki büyük imtiyazı koparmıştı
bile: Havalimanı ve deniz limanı. Birisi Kozuva’ya, diğeri
Albayrak’a verildi.
Her iki sermaye grubunun da AKP
ile ilişkileri malum. Kozuva Grubu tekstille başlayıp kısa sürede
inşaatla palazlanmış, sonunda da yolcu garantili Adana Çukurova
Havalimanı ihalesini kapmıştı. Süleyman Kozuva, 2019’da AKP’nin
Çorlu belediye başkanı ve 2023’te de Tekirdağ milletvekili aday
adayı olmuştu. Albayrak Grubu, Mogadişu Limanı’nın imtiyazını 2014
yılında aldı. İşletme süresi 20 yıldı. 2020 yılına gelindiğinde
süre 14 yıl daha uzatıldı. Ciddi iddiaların Somali gündemini meşgul
ettiği bir süreçte süre uzatımının yapılabilmesi çok önemliydi.
Mogadişu Havalimanı imtiyazı ise 2013’te Kozuva Grubu’nun kurduğu
Favori LLC şirketine 15 yıllığına devredildi.
Süleyman Kozuva ve Somali Cumhurbaşkanı
Ne var ki, bir süre sonra her iki imtiyaz sözleşmesi ile ilgili
kayıt dışı kâr transferlerinden rüşvete, haksız kazançtan işçilere
yönelik şiddete kadar ciddi iddialar dile getirilmeye başlandı.
Sonunda da üst üste resmi raporlar hazırlandı. 2015 yılında Mali
Hükümet Komitesi raporu, Albayrak Favori LLC’nin imtiyaz
sözleşmelerinde pek çok kusur bulunduğunu, sözleşmelerin şeffaf
olmadığını ortaya koyuyordu. Bir diğeri ise 2016’da Birleşmiş
Milletler’in hazırladığı izleme raporuydu. Orada da Kozuva ve
Albayrak’ın aldığı ihalelerin de bulunduğu imtiyaz sözleşmelerinin
şaibelerine dikkat çekilirken, imtiyaz karşılığında hükümet
üyelerine verilen rüşvetlerden bahsediliyordu. Asıl araştırma ise
Somali’ye mali yardımda bulunan Dünya Bankası, IMF ve Afrika
Kalkınma Bankası’nın 2014 yılında kurduğu Finansal Yönetim
Komitesi’nin, 2019 yılında yayımladığı bir rapordu.
Somali muhalefetinin de tepki gösterdiği anlaşmalarla ilgili
üzerinde durulan konu gelir paylaşımıydı. Raporda Albayrak Grubu
ile yapılan sözleşmeye göre yüzde 45’e yüzde 55 olacaktı deniyor.
Liman devralınmadan önce gelir aylık 6 milyon dolardı. Devirden
sonraki gelirin aylık 12 milyon dolara çıktığı belirtiliyordu. Buna
karşın Albayrak Grubu’nun ayda sadece 2.7 milyon dolar gelir
bildirdiği ifade ediliyordu. Yani gelir paylaşımında oran yüzde 16
Somali hükümeti, yüzde 84 Albayrak Grubu olmuştu.
Bunun yanında raporda işçilere
yüksek ücret gösterip az ödenmesi, işçi cinayetlerinin örtbas
edilmesi, liman giderlerinin yapay olarak şişirilmesi ve rüşvet
iddiaları da bulunuyordu. Benzer bir bölüm Favori LLC için de
vardı. Yine şirketin maliyetleri şişirdiği, geliri düşük gösterdiği
belirtiliyordu. Ayrıca şirketlerin elde ettikleri karı Somali
Merkez Bankası üzerinden transfer etmesi gerekirken, paraların
farklı yollardan ülke dışına çıkarıldığına ilişkin bulgular
sunuluyordu.
Her iki şirketle alakalı bir diğer konu da işçi haklarıydı.
Albayrak Grubu’nun limanı aldıktan sonra ilk yaptığı iş ücretleri
düşürmek oldu. Ücretler yüzde 70 azaltılınca işçiler greve gitti.
Polis grev önderlerini derhal tutukladı. Mogadişu Liman İşçileri
Sendikası Başkanı Yusuf Warsame Afrah, daha önce 50 kg yük için 6.6
dolar aldıklarını ancak Albayrak’ın kendilerine 1.8 dolar
dayattığını söylüyordu. Kabul etmeyenler de işten çıkarılıyordu.
Sendikanın bir başka iddiası ise kadın işçilere yönelik tecavüz
vakalarının örtbas edildiğiydi.
Benzer gelişmeler Favori LLC’nin aldığı havalimanında da
yaşandı. Somali İşçi Sendikaları Federasyonu (FESTU) 2021 yılında
yayınladığı bir raporla şirketin işçiler üzerinde kurduğu baskıyı
gözler önüne serdi. Ücret kesintileri, işten çıkarılanların
tazminatlarının ödenmemesinin yanında, fotoğraflarla ve
tanıklıklarla kanıtlanan iş cinayetlerinin gizlenmesine sendika
büyük tepki gösteriyordu.
Sendikanın raporunda çok sayıda işçinin yaralandığı
belirtiliyor.
Sendikanın hazırladığı raporda hükümet bakanlarının aileleri ile
beraber business class uçuşlarla Türkiye’ye lüks tatillere
gönderildiği belirtiliyor, bazı bakanların komisyon aldıkları da
ileri sürülüyordu. Mesela bu gezilerden birisine katılan Adalet
Bakanı Abdulkadir Mohamed Nur, açıkça şirket lehine iş ve tazminat
davalarında taraf oluyordu. ILO’nun da girişimlerde bulunmasıyla
mahkeme 2021 yılında Favori LLC’yi işçi haklarını ihlal etmekten
mahkum etti.
Özetle Somali’de Erdoğan’ın ve yandaşı şirketlerin imtiyaz
haklarının güvencesi bütünüyle, oğlu emekçiyi ezip kaçan
Cumhurbaşkanı’na bağlı.
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şehy Mahmud bir öğretmenken 2012’de
oturduğu koltuk sayesinde bugün Somali’nin en zenginlerinden
birisi. Neredeyse tüm sülalesi devlet makamlarını işgal ediyor ve
hepsi yolsuzlukla suçlanıyor. İhalelerden komisyon almaktan Merkez
Bankası kaynaklarını soymaya kadar her türlü suçla itham ediliyor.
2017’de iktidarı kaybettikten sonra yolsuzlukları araştıran iki
resmi kurum kuruldu. Lakin 2022’de yeniden iktidarı kazandığı gün
her iki kurumun da faaliyetlerine son verdi. Yani Somali’de de
bizimkine benzer tam bir ‘sülale devri’ hakim.
Erdoğan rejimi ve etrafında oluşan çıkar ağları açısından Afrika
ülkeleri birer imtiyaz üsleri durumunda. Nitekim Albayrak Grubu,
tıpkı Somali’de olduğu gibi Erdoğan’ın diplomatik ‘zaferleri’
sonucunda Gine’de de havalimanı işini aldı. Hava ve deniz
limanlarını elinde bulunduran Erdoğan ve yandaşlarının, bir
emekçiyi ezip öldürdü diye Somali’deki çıkarlarını riske atmayı
düşünmesi dahi, ‘sülale rejiminin’ karakterine, ahlakına
aykırıdır!