Mimar Şerefhan Aydın: Yoksulları Sur’dan uzaklaştırıyorlar
TOKİ’nin Sur’da yaptığı evler tamamlandı. Bazı hak sahipleri borçlandırıldıklarını belirtip anahtarları teslim almadı. Mimar Şerefhan Aydın'a göre yoksullar Sur’dan uzaklaştırılıyor.
DİYARBAKIR- Çevre ve Şehircilik Diyarbakır İl Müdürlüğü, tarihi Sur ilçesindeki Alipaşa ve Lalebey mahallelerinde 5 etapta yürütülen 'Kentsel Dönüşüm' çalışmaları kapsamında TOKİ birinci etapta yer alan 47 konut, 8 ticaret ve 2 butik otel yapısından sözleşmesi imzalanan 28 adedinin anahtar teslimini yaptı.
Alipaşa mahallesinde gerçekleştirilen teslim töreninde konuşan Çevre ve Şehircilik Diyarbakır İl Müdürü Ufuk Nurullah Bilgin, “İçerisinde bulunduğumuz Alipaşa’da bir etap tamamlandı. Kalan 4 etabın da 2-3 ay içerisinde tamamlanmasına müteakiben anahtar teslimlerini hak sahiplerine yapacağız” dedi.
Bilgin konuşmasına devam ederken hak sahipleri itirazlarını yüksek sesle dile getirdiler. TOKİ’ye borçlandıklarını ve ömürleri boyunca çalışsalar bile talep edilen parayı ödeyemeyeceklerini dile getirdiler.
4 BİN 300 TL TAKSİTLE 800 BİN TL’YE EV
Anahtar teslimi yapılan evlerde birçok eksiğin olduğunu da dile getiren hak sahipleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yeni konutlar yapılıncaya kadar kira yardım desteği verileceği söylendiğini ancak 2017’den bu yana bu desteği alamadıklarını söylediler.
İnşası yaklaşık 6 yıl süren Sur evlerinin hak sahipleri, bu süreçte daha önce birçok kez bir araya gelerek hem kira yardımı konusunda hem de yıkılan evleri konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından mağdur edildikleri yönünde basın açıklamaları yapmıştı.
Anahtar teslimi töreninde bir kez daha ortaya çıkan mağduriyete göre, evi yıkılan vatandaşa evine karşılık bir ev verilmesi gerekirken bu yapılmadı ve vatandaş ödeyemeyeceği meblağlarda borçlandırıldı. Takdir komisyonu, bir vatandaşın evini 55 bin TL sayarken TOKİ’nin yaptığı evi 4.300 TL taksitle 800 bin TL değer biçmiş. Diğer bir vatandaşın evini 39 bin TL'ye sayılırken TOKİ’nin yaptığı ev için de 835 bin TL üzerinden değerlendirilmiş.
‘YIKICI SONUÇLARI OLACAĞINI BİLİYORDUK’
Sur’daki acele kamulaştırma sürecini başından bu yana takip eden, kamulaştırmanın iptali için diğer sivil toplum örgütleriyle birlikte girişimlerde bulunan dönemin Diyarbakır Mimarlar Odası Eş Başkanı Şerefhan Aydın ile gelinen aşamayı konuştuk
Vaktinde Sur’daki acele kamulaştırma kararına karşı çıktıklarını belirten Aydın, bunun gerekçelerini şöyle hatırlattı: “Savaşın hemen sonrası acele değil, alelacele alınan bu kararın kentle tartışılmadan direkt Ankara merkezli alınmasının yıkıcı sonuçları olacağını bildiğimiz için ısrarla karşı çıkmıştık. Birincisi bu karar masa başında halka rağmen alındı. 'İçinde halk olmayan bir karardır, içinde kentin meslek örgütleri, kentin gerçek sahiplerinin olmadığı bir karadır' dedik. 'Kentsel sit alanı olan ve yüzlerce tarihi yapının bulunduğu bir alana, kentin binlerce yıllık hafızasını taşıyan bir alana bu şekilde yaklaşılmaz' dedik. 'Savaş sonrası alanda bazı yapıların tahrip olma durumu mu var, gelin istişare ederek hep birlikte bir çözüm bulalım' dedik. Ancak bilindiği üzere bir tek ben bilirim kibri, Sur’un bu hale gelmesine yol açtı.”
‘HAKLI ÇIKMAMAYI DİLERDİM’
“Haklı çıkmamayı dilerdim” diyerek gelinen aşamaya dikkat çeken Aydın, Sur’daki demografinin de değiştirildiğini söyledi: “Bu alanın demografisinin değiştirileceğine dair kaygılarımız vardı. Şu an görüldü ki bu alanda ekonomik gücü zayıf olan mahalleli, yani bu alanın gerçek sahipleri burada barındırılmayacak. Çünkü parası yok ve parası olmayanın bu alanda oturma lüksü olamaz, terk etmeli buraları. Yerine dönemin nimetlerinden yararlanan, parası, gücü olanlar yerleştirilecek. Alanda yapılan evlerin çok yüksek bedellerle satışa sunulduğunu biliyoruz.”
KENT HAFIZASIZ BIRAKILDI
Acele kamulaştırma kararıyla gerçekleştirilen kentsel dönüşümün sosyal ve psikolojik etkilerine de değinen Mimar Şerefhan Aydın, “Maalesef Sur’daki yurttaşın barınma anlamında mağdur olacağı, bu mağduriyetin beraberinde ekonomik, psikolojik, sosyal ve toplumsal yıkımlar getireceğini belirtmiştik. Ulaşılabilen ve görülenler dışında bu ailelerin nerede neler yaşadığını kim bilebilir, kim hissedebilir?” dedi.
“Yıkımla birlikte binlerce yıldır mekâna yansıyan bu hafızanın yok edileceğini belirttik ve maalesef o da oldu. Kimliksiz tarihsiz bir kent oluşturuldu. Binlerce yıldır korunabilmiş mekânsal ve alansal dokunun yok olacağını, sosyal ve mekânsal yıkımla birlikte ekolojik yıkım olacağını belirttik, ki nihayetinde her taraf betonlaştırıldı” ifadelerini kullanan Şerefhan Aydın, hak sahiplerinin borçlandırıldığına dikkat çekti ve "Her ay 4 bin 300 TL taksit ödemek zorunda bırakılan yurttaş bu miktarı ödeyemeyecek" dedi.
UCUZA ALINAN MÜLK ZENGİNE SATILACAK
Mimar Aydın, “Bu durumda burada yapılan konutlar öngörüldüğü gibi zenginlere mi gidecek?” şeklindeki soruyu şöyle cevapladı: “Bu örnekte de görüldüğü gibi, evet buralara artık ekonomik açıdan fakirler yerleşemez, sadece uzaktan seyre dalıp anılarını iç çekerek anımsayabilecekler. Bu sistemin onlara sunduğu tek imkân bu. Bu alanlara ağırlık ticari yapılar yapıldı ve yapılacak. Bu şartlarda yüksek bedelli bu yapılara yerleşmeleri imkansız bir durum. Dolayısıyla ucuza yurttaştan alınan mülkler zengine sunulacak. Devlet burada yurttaştan aldığı mülklerden müthiş para kazandı ve bazılarına da kazandırttı."
SUR’UN RUHUNA SERT DARBE VURULDU
Şerefhan Aydın’a, “Yapıları gezebildiniz mi? Sur’un ruhuna uygun yapılar inşa edildi diyebilir misiniz?” diye sorduk. Aydın, “Sur’un ruhuna dokunamazlar ancak sert bir darbe vuruldu” diyerek şöyle devam etti:
“Evet, gördüm, bazalt makyajlı villalar üretilmiş. Kaplama olan bazaltı sökersen dünyanın herhangi bir yerine uyarlanabilecek yapılar yapılmış. Tarihi Sur evinin çok iyi reklamının yapıldığını ancak çok kötü bir iş çıkarıldığını gördük. Zaten bu yıkım alanında akıl hocalığı yapan Diyarbakır eski AKP milletvekili aynı zamanda mimar olan hanımefendinin de işi eline yüzüne nasıl bulaştırdıklarının itirafını yaptığını duyduk. Yine olan bu kente oldu, dönemsel olarak kente göstermelik vekillik yapıp sonra kendinde Sur’u bir oyun hamuru gibi evirip çevirme hakkını görenler kendi pozisyonlarını koruyorlar ama bir eksikle, tabi varsa vicdanlarını yitirerek. Özcesi tarihi Sur evinin kötü bir taklidi yapılmış diyebilirim.”
İYİLEŞTİRME YAPILABİLİR
Sur’un eski haline dönmesinin mümkün olmadığını belirten Aydın, "Ancak ileride bugünkü durumdan çok daha iyi bir düzeye çekilebileceğine inanıyorum” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: "Yanlış insanlarla doğru iş yapılmaz. Bu anlayışın gitmesi sonrası kentin ilgili tüm dinamikleri bir araya gelerek bu yapısal ve toplumsal yıkımın kısmi olarak onarılabileceğini düşünüyorum. Tam anlamıyla eski hale dönüştürmek maalesef artık mümkün değil. Ancak bugünkü durumdan çok daha iyi bir düzeye çekilebileceğine inanıyorum. Sur’a dair tüm çalışmalar, yıkım ve yapımlar durdurulur. Acele kamulaştırmalar iptal edilir. Söz hakkı olan Surlu ve kentin ilgili tüm dinamikleri bir araya gelir. Koruma Amaçlı İmar Planı revize edilir. Mevcut yapılara dair çok boyutlu bilimsel ve teknik tartışmalar yürütülür. Bu süreç sonunda Sur’a dair yapılacaklara hep birlikte karar verilir. Evet, kötücül anlayışın hâkim olduğu bu zamanlarda dediklerimin gerçekleşmesinin güç bir kurgu olduğunu biliyorum ama ilerde bu kurgumun gerçekleşeceğine dair umutluyum.”