Mısır’da dünyanın en eski ‘evcil hayvan mezarlığı’ keşfedildi

Bir maymun, üç yavru kedi, deniz kabukları ve bir domuz yavrusu ile birlikte gömülü halde bulundu. Kazı alanında bulunan kalıntılar, bu hayvanların sıradan olmadığını düşündürüyor.

Abone ol

Laura Geggel

Yeni bir araştırmaya göre, Mısır'daki arkeologlar, kayıtlara geçen en eski evcil hayvan mezarlığını keşfettiler; bu, deniz kabukları, cam ve taş boncuklarla süslenmiş tasmalar takan kedi ve maymunların kalıntıları da dahil olmak üzere, evcil hayvanlarla dolu yaklaşık 2 bin yıllık bir mezarlık.

BİLİNEN İLK EVCİL HAYVAN MEZARI

Varşova’da bulunan Polonya Bilimler Akademisi’nde zooarkeolog olan baş araştırmacı Marta Osypińska, eski Mısırlıların tanrıları onurlandırmak için sayısız hayvanı mumyalamalarıyla tanındığını, fakat bu mezarlığın diğerlerinden farklı olduğunu söylüyor. Diğer bölgelerde, bazen açlıktan ölmüş veya boynu kırılmış bir şekilde gömülen bazı mumyalanmış hayvanların aksine, Kızıldeniz’deki Berenice Limanı yakınlarında bulunan bu mezarlıktaki canlıların hiçbiri, insanların ellerinde öldüklerine dair işaretler taşımıyordu.

Osypińska, Live Science’a gönderdiği e-postada, bundan ziyade 'birileri tarafından beslenmesi ve bakılması gereken yaşlı, hasta ve bedensel yapısı bozulmuş hayvanlar bulunduğunu' ifade ediyor: “Hemen hemen hepsi çok dikkatli bir şekilde gömülmüş olan hayvanlara ulaştık. Hayvanlar uyku pozisyonuna yerleştirilmiş; bazen bir battaniyeye sarılı, bazen kap kapacakla kaplı haldeler.”

Osypińska, bir mezarda bulunan bir makak maymununun üç yavru kedi, otlardan örülmüş bir sepet, bezler, (biri genç bir domuz yavrusunu örten) tabak parçaları ve 'kafasına örtülmüş iki adet çok güzel Hint Okyanusu deniz kabuğu' ile birlikte gömüldüğünü aktarıyor: “Bu nedenle, Berenice’de tanrılar için her türden hayvanın değil, yalnızca evcil hayvanların kurban edildiğini düşünüyoruz.”

YÜZLERCE MEZAR BULUNDU

Arkeologlar, Mısır’da erken Roma döneminde birinci ve ikinci yüzyıllara tarihlenen bu evcil hayvan mezarlığını kazara keşfettiler. Araştırmacılar yıllardır, Berenice’in dış mahallelerinde kazılar yapıyorlar; zira bu bölgeler eski Mısır toplumundan kalan çöplerle dolu eski bir çöplüğe ev sahipliği yapıyor. Arkeologlar, 2011 yılında bir alanda küçük hayvanların kalıntılarını bulmaya başladılar ve bundan ötürü zooarkeolojideki uzmanlığı nedeniyle Osypińska’yla bağlantıya geçtiler.

“Düzinelerce kedi iskeleti olduğu ortaya çıktı” diyor Osypińska. Aslında kazdıkları alanda buldukları 585 hayvanın 536’sı kedilerden, 32’si köpeklerden, 15’i maymunlardan, biri tilki ve biri de şahinden oluşuyor. Hiçbir hayvan mumyalanmamış, ama bazıları derme çatma tabutların içinde yerleştirilmiş. Osypińska, örneğin büyük bir köpeğin 'palmiye yapraklarından yapılmış bir paspasa sarıldığını ve birinin vücuduna tıpkı bir lahit gibi büyük bir kabın (amforanın) iki yarısının dikkatlice yerleştirildiğini' söylüyor.

Osypińska, tıpkı bugünkü bazı evcil hayvanlar gibi, bu hayvanların da sahipleri için çalışmış olabileceğini ifade ediyor. Örneğin, kediler fareleri yakalamış ve köpekler korunmaya ve avlanmaya yardım etmiş olabilirdi. Diğer yandan hayvanlardan birkaçının bedeni deforme olmuştu, yani muhtemelen koşamıyorlardı.

Osypińska, “Birisi bunun gibi ‘işe yaramaz’ bir kediyi besledi ve evinde tuttu” diyor. Ekibi, bunların yanı sıra, bazıları neredeyse dişsiz ve yaşlılık çağına ulaşmış olan köpekler ve çalışmak için çok küçük, kedilerden bile daha küçük olan üç tane ‘oyuncak köpek’ buldu.

CAM VE BONCUKLARLA SÜSLENMİŞ TASMALAR BULUNDU

Osypińska, kedilerin çoğunun telden yapılmış tasmalar ya da boncuktan yapılmış kolyeler takması da dahil olmak üzere, bulguların bu hayvanların evcil hayvanlar ve 'kimi zaman çok değerli ve özel' olduklarını gösterdiğini söylüyor. Osypińska, kazı alanında bulunan, üzeri yazılı bir seramik parçası olan ve bazı evcil kedilerin hâlâ hayatta olduğunu aktaran bir not içeren ‘ostrakon’un, sahiplerden birine kedileri hakkında endişelenmemesini, çünkü başka birinin onlarla ilgilendiğini söylediğini de sözlerine ekliyor.

Osypińska, birçok bilim insanının antik dünyada ‘evcil hayvan’ kavramı olmadığını savunduğu söylerken, “Keşfimiz, insanların, hayvanların dostluğuna yoğun bir ihtiyacı olduğunu gösteriyor” diye ekliyor. Yaklaşık 2 bin yıl önce, “Berenice Limanı dünyanın bittiği yerdeydi. Dünyanın boş ve düşmanca bir parçasıydı” diyor: “Tüccarlar buraya imparatorluğa özel mallar getirmek için geldiler. Bu kadar uzun ve zor bir yolculuğa evcil bir köpek, Hindistan’dan getirilen bir maymun ya da besledikleri kedilerle çıktılar.”

Yazının orijinali Live Science sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)