Modern Türkçe şiirin milletvekili olmuş şairleri
Cumhuriyetin kuruluş sürecinde, tek parti ve sonrasında Demokrat Parti döneminde birçok ünlü şair Meclis’te milletvekili olarak yer almıştır. Meclis’in tek parti ve Demokrat Parti döneminde gerçekten halkın temsilcilerinden oluşup oluşmadığı ve ünlü şairlerin de orada, halkın temsilcisi olarak, halkın sorunlarına çözüm için bulunup bulunmadıkları ayrı bir tartışma konusu. TBMM açıldıktan sonra milletvekilliği yapan ünlü şairler kimler olmuş onlara bakalım...
DUVAR - Doğrudan doğruya var olan sistemin değişmesinin gündemde olduğu bir seçim sürecindeyiz. 24 Haziran’da yapılacak milletvekili seçimine bilindiği gibi iki cephe ve bir de parti katılıyor. İttifaklar şeklinde oluşan cephelerin ve ittifakların dışında kalan partinin milletvekili aday listeleri belli. Şiiri eksen alarak listeleri taradığımızda şiir kamuoyunun kabulünü sağlamış, tanıdık, bildik şair ismi göremedik, İki binli yıllardan sonra birçok siyasinin konuşmasında şiire de yer verdiklerine tanık olduk, oluyoruz. AK Parti’nin kuruluş sürecinden itibaren partinin genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, konuşmalarında sık sık şiir okuduğu için hapis yattığı, mağdur olduğu vurgusu yapması, toplumu lehinde etkileyen bir faktör oldu. Diğer siyasilerin de konuşmalarında şiirlere bu nedenle yer verdiğini düşünüyoruz. Oysaki iki kez başbakan olmuş, ilk döneminde büyük bir kitle desteği sağlamış şair Bülent Ecevit kitlelerin önünde şiir okumamıştır. Şiirle şairliğiyle gündeme gelmemiştir. Oysa ecevit’in kitap olarak da yayımlanan şiirleri arasında şiir kamuoyunca beğenilmiş birçok şiiri bulunmaktadır. 1947’de Londra’dayken yazdığı ve Türk Yunan dostluğunu dile getirdiği şiiri onlardan biridir. Söz konusu şiiri birlikte okuyalım istiyorum:
sıla derdine düşünce anlarsınyunanlıyla kardeş olduğunu
bir rum şarkısı duyunca gör
gurbet elde istanbul çocuğunu
türkçenin ferah gönlünce küfretmişiz
olmuşuz kanlı bıçaklı
yine de bir sevgidir içimizde
böyle barış günlerinde saklı
bir soyun kanı olmasın varsın
damarlarımızda akan kan
içimizde şu deli rüzgâr
bir havadan
bu yağmurla cömert
bu güneşle sıcak
gönlümüzden bahar dolusu kopan
iyilikler kucak kucak
bu sudan bu tattandır ikimizde de günah
bütün içkiler gibi zararı kadar leziz
bir iklimin meyvasından sızdırılmış
bir içkidir kötülüklerimiz
aramızda bir mavi büyü
bir sıcak deniz
kıyılarında birbirinden güzel
iki milletiz
bizimle dirilecek bir gün
ege'nin altın çağı
yanıp yarının ateşinden
eskinin ocağı
önce bir kahkaha çalınır kulağına
sonra rum şiveli türkçeler
o boğaz'dan söz eder
sen rakıyı hatırlarsın
yunanlıyla kardeş olduğunu
sıla derdine düşünce anlarsın
Şiir okuyan politikacı kervanına son olarak, bir televizyon programında ellinci yaşı için yazdığı şiiri okuyarak cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce de katıldı. Muharrem İnce’nin şimdiye kadar, şiir kamuoyu tarafından bilinen bir şair kimliği yok. Ancak İnce, belli ki zaman zaman şiir yazıp çekmecesine atmakta. Okuduğu şiirin de oluşturduğu kanaat bu yönde. Öte yandan biraz araştırınca Muharrem İnce’nin aslında 2002’de TBMM’nin yayımladığı bir antolojide şiirleriyle yer aldığını öğrendik. Yine de belli ki onun bu yönü şimdiye kadar pek öne çıkmamış, bilinir olmamış. Muharrem İnce’nin şimdiye kadar siyasi nutuklarında şiir okuyan isimlerden farkı, kendi yazdığı şiiri katıldığı televizyon programında ezberinden ve tamamını okumuş olması.
Cumhuriyetin kuruluş sürecinde, tek parti ve sonrasında Demokrat Parti döneminde birçok ünlü şair Meclis’te milletvekili olarak yer almıştır. Meclis’in tek parti ve Demokrat Parti döneminde gerçekten halkın temsilcilerinden oluşup oluşmadığı ve ünlü şairlerin de orada, halkın temsilcisi olarak, halkın sorunlarına çözüm için bulunup bulunmadıkları ayrı bir tartışma konusu. TBMM açıldıktan sonra milletvekilliği yapan ünlü şairler kimler olmuş onlara bakalım… Karışıklığa neden olmaması için isimleri alfabetik olarak sıraladık.
Arif Nihat Asya (7 Şubat 1904 - 5 Ocak 1975): Modern Türkçe şiir açısından önemsiz, ama resmi ideolojinin şiirde yansıtılması bakımından dikkat çeken bir isimdir. Onu modern Türkçe şiirde hamaset dozu hayli yüksek şiirlerin temsilcisi olarak tanımlamayabiliriz. Milli ve dini duyguların “vatan, millet, Sakarya” hamasetiyle yansıdığı şiirler yazmıştır. TBMM’de Demokrat Parti döneminde on dokuzuncu dönem İstanbul milletvekili olarak görev yapmıştır.
Yahya Kemal Beyatlı (2 Aralık 1884 - 1 Kasım 1958): Modern Türkçe şiirin cumhuriyetten sonraki “aruzcu şairi” olarak kalan birkaç isminden biri olmuştur. Diğerleri Ahmet Haşim ve Mehmet Akif Ersoy’dur. Beyatlı, sağlığında hiç kitap yayımlamamış bir şairdir. Cumhuriyetin kuruluş sürecinde 1923’te Urfa milletvekili olarak Meclis’e girmiştir. Bu arada Yahya Kemal Beyatlı’nın doğum adının Ahmed Agâh olduğunu da kaydedelim.
Behçet Kemal Çağlar (23 Temmuz 1908 - 24Ekim 1969): Faruk Nafiz Çamlıbel ile “Onuncu Yıl Marşı”nı yazan şair olarak da bilinir. TBMM’de yedi ve sekizinci dönem Erzincan milletvekili olarak yer almıştır. 15 Ocak 1949’da Şemsettin Günaltay’ın başbakanlığa atanmasının ardından Atatürk devrimlerinden ödün verildiği gerekçesiyle partisinden de milletvekilliğinden de istifa etmiştir.
Faruk Nafiz Çamlıbel (18 Mayıs 1898 - 8 Kasım 1973): “hecenin beş şairi”nden biridir ya da bir diğer adıyla “beş hececiler” olarak bilinen gruptaki şairlerdendir. TBMM’de sekiz, dokuz, on ve on birinci dönem İstanbul milletvekili olarak görev yapmıştır. Behçet Kemal Çağlar ile birlikte “Onuncu Yıl Marşı”nın sözlerini yazmıştır.
Mehmed Râgıf, daha sonraki adıyla Mehmet kif Ersoy (20 Aralık 1873 - 27 Aralık 1936): İlk Meclis’te Burdur milletvekili olarak yer almıştır. Yaygın adıyla Mehmet Akif, modern Türkçe şiirde cumhuriyetten sonra da aruz veznini kullanmayı sürdürmüştür. Modern Türkçe şiirin hafızasındaki yerini daha çok İstiklal Marşı’nın şairi olarak sağlamıştır. Çünkü asıl şair kimliğini belirleyen Türkçede şiirin modernleşme sürecinde, Tanzimat sonrası dönemin şiir anlayışına bağlı kalması olmuştur. Onun için belki, erken ya da premodern dönem şiir anlayışına bağlı şair en uygun tanımlama olabilir.
Kemalettin Kâmi Kamu (15 Eylül 1901 – 6 Mart 1948): Adına yapışmış bir “gurbet şairi” tanımı vardır. Ancak ne şiirleri ne de başka bir özelliği bu sıfatın ona neden yakıştırıldığını yeteri kadar açıklamaktadır. Şiirlerini daha çok okul kitaplarında gördüğümüz şair altı, yedi ve sekizinci dönemde TBMM’ye girmiştir.
Orhan Seyfi Orhon (23 Ekim 1890 -22 Ağustos 1890): “Beş hececi” şairlerdendir. Aynı zamanda yayıncıdır. Akbaba ve Çınaraltı dergisini çıkarmıştır. Adı daha çok yayıncı olarak Çınaraltı dergisiyle özdeşleşmiştir. Meclis’te sekizinci dönemde Zonguldak ve on üçüncü dönemde İstanbul milletvekili olarak yer almıştır.
Yusuf Ziya Ortaç (23 Nisan 1895 - 11 Mart 1967): Meclis’e giren “beş hececi” gruptaki şairlerdendir. Grubun üyelerinden Orhan Seyfi Orhon’la birlikte Akbaba dergisini çıkarmıştır. Sekizinci ve dokuzuncu dönem Ordu milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girmiştir. “Beş hececiler”in diğer iki şairi Behiç Enis Koryürek ve Halit Fahri Ozansoy’dur. Behiç Enis Koryürek de 1946 yılında Demokrat Parti’den milletvekili adayı olmuş, ancak seçilememiştir. Halit Fahri Ozansoy ise “beş hececiler”den milletvekili de, aday da olmamış tek isimdir.
Ahmet Hamdi Tanpınar (23 Haziran 1901 - 24 Ocak 1962): “Bursa’da Zaman” şiiriyle geniş bir okuyucu kitlesi tarafından tanınmış bir şairdir. 1943-1946 yılları arasında Maraş milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bulundu. 1946 seçimlerinde partisi CHP tarafından aday gösterilmemiştir.
Mehmet Emin Yurdakul (13 Mayıs 1869 – 14 Ocak 1944): Cumhuriyetin kuruluş sürecinde Türk milliyetçiliğinin ön plana çıkarıldığı ve okul kitaplarındaki adlandırmaya göre “milli edebiyat” anlayışının öncü isimleri arasında yer almıştır. Yurdakul’un, Osmanlı Meclis-i Mebusanında üçüncü dönemde (Musul milletvekili) başlayan milletvekilliği Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ikinci dönem Karahisar-ı Şarkı, üçüncü dönem Şebinkarahisar, dördüncü, beşinci, altıncı dönem Urfa ve yedinci dönem İstanbul milletvekilliğiyle devam etmiştir. Cumhuriyetin yüzyıla yakın geçmişine baktığımızda, modern Türkçe şiirin kayıtlarında ve edebiyat kitaplarında “Beş Hececiler” olarak tanıtılan beş şairden üçünün Meclis’te milletvekili olarak yer aldığını görüyoruz. Bu isimlerin aslında bir tür tek parti bürokratı gibi rol oynadıklarını, görev yaptıklarını da söyleyebiliriz. 1960’a kadarki dönemde Meclis’te yer alan ünlü şairler arasında olan Ahmet Hamdi Tanpınar ve Yahya Kemal Beyatlı için ayrı bir parantez açmak gerekir. Siyaset sahnesinde milletvekili olarak görev yapmış şairler arasında en şaşırtıcı isim Ahmet Hamdi Tanpınar gibi görünebilir.
Ancak aslında hiç şaşırmamak gerekir. Tanpınar’ın “Doğu” ile “Batı” arasındaki mütereddit tavrı, aslında “muasır medeniyet” seviyesini amaç olarak belirlemiş olmasına karşın cumhuriyet Türkiyesine yön veren egemen düşünce ve anlayışların tereddüdüdür. Cumhuriyetin yüzyıla yaklaşan geçmişi, aynı zamanda modernleşme sıkıntısının da tarihidir. Türkiye’nin cumhuriyet döneminde gecikmeli, “bir adım ileri iki adım geri” tarzında süren modernleşme sürecine gerçekte ikiyüzlü, samimiyetsiz anlayışlar ve uygulamalar yön vermiştir. Bu Tanpınar’ın duygu ve düşüncelerini etkilediği gibi tavır ve tutumunu da belirlemiştir. Şiirlerinde de, romanlarında da, deneme ve eleştiri yazılarında da bu “kararsızlık” halinden kaynaklanan tavır ve tutum sergilenir. Modern Türkçe şiirin başlangıç döneminde etkili olan isimlerden Yahya Kemal Beyatlı duygu duyarlılık ve düşünce dünyası yeninin eski kalıplar içinde gerçekleşmesi ekseninde olmuştur.
Şiir anlayışı gibi siyasi düşüncesi de “fesle frak”, “şalvarla kravat” sentezine dayanmıştır. Yaşam tarzıyla “Batılı”, düşünce dünyası “Doğulu” bir “Osmanlı artığı” toplum biçimini savunmuş ve bu görüşün temsilcilerinden olmuştur. Şair Sedat Şanver’in de dediği gibi Yahya Kemal’le ilgili “ne söylense(!)” doğrudur. Çünkü Yahya Kemal aslında tam bir geçiş dönemi şairi ve aydınıdır. Hem ondan, hem ondandır ya da biraz ondan, biraz ondandır. Hem her şeydir hem de hiçbir şey! O zaman aslında pragmatisttir. Görüldüğü kadarıyla yüzyıla yakın geçmişi olan Meclis’te milletvekilliği yapmış on şairin düşünce ve görüşleri, tavır ve tutumları Kemalist rejimin kuruluşunu ve devamını desteklemek yönünde olmuştur. Aynı zamanda Kemalist görüşlerin yayılmasında, toplumun ve hayatın bu doğrultuda yönlendirilmesinde rol oynamışlardır. Kısaca onlar için “seçilmiş vazifeli şairler” de diyebiliriz.
BU AYIN DERGİLERİ
Kültür sanat ve kriz
Ekonomik kriz ne vakit derinleşse ilk yansıması kültür ve sanat alanlarına olur. Yayınevleri kapanır. Dergiler yayınlarına son verir. Matbaalar, dağıtım şirketleri küçülür, daralır. Kitapçılar en büyüğünden en küçüğüne kadar kitap dışında her şeyi satmaya başlar; öyle ki bir karpuz tezgahı kurmadıkları kalır. Kriz önemlidir, ama kriz nedeniyle kültür ve sanatın adeta safra muamelesi yapılarak ilk vazgeçilen olması daha da önemlidir. Görüldüğü kadarıyla ayak sesleri gittikçe yaklaştığı duyumsanan büyük ekonomik altüst oluşun arifesinde henüz önemli, kayda değer bir tepki söz konusu değil. bizim söyleyeceğimiz kültürün ve sanatın toplumlar için hiçbir zaman safra olmadığı ve bu bilinçle davranılması gerektiğidir.
Varlık dergisi Haziran 2018
Aylık olarak yayınını sürdüren Varlık dergisinin haziran 2018 tarihli sayısında şiirleriyle yer alan şairler şöyle: Mehmet Mümtaz Tuzcu, Şükrü Erbaş, Metin Cengiz, Haydar Ergülen, Mustafa Köz, Yavuz Özdem, Yavuz Türk, Ian Anderson, Rosario Castellanos, Furkan Çirkin, Cihad Özsöz, Handan Demir ve Çağın Özbilgi.
Yeni e dergisinin son sayısı
Yayınını aylık olarak sürdüren dergilerden Yeni e’nin Haziran 2018 tarihli sayısında şiirleriyle yer alan Filistinli şairler Necvan Derviş ve Marwan Makhoul dikkati çekiyor. Filistinli şairlerin şiirlerini Mehmet Hakkı Suçin’in ve Neşe Yaşın’ın çevirilerinden okuyoruz. Yeni e’nin son sayısında ayrıca şiirleriyle Şükrü Erbaş, Arife Kalender, Cengiz Bektaş ve Özge Sönmez yer alıyor.