İlki 2011’de gerçekleşen serginin 10 sene sonraki devamı niteliğinde, Metin Deniz küratörlüğünde PAPKO – Öner Kocabeyoğlu koleksiyonunu Alan Kadıköy’de görüyoruz bu sene. 18 yıllık titiz bir koleksiyonerlik macerasının 2011’den sonra 2021 itibariyle tekrar halka sunulan ikinci ürün olan bu kıymetli sergiyi kaçırmayın, kendi kültürünüze yabancı kalmayın!
Sorsan biz pek milliyetçi, pek vatanperver bir ülkeyiz ama kendi
sanat tarihimizden haberimiz yok. Okumuşunun, okumamışının, beyaz
yakalısının, işçisinin... Sokaktan birini çevirip Türk bir ressam
sorsan kaç kişi üç isim sayabilir mesela... Artık böyle konular
lüks gibi duyuluyor ama bizim görsel hafızamızı oluşturan, ruhumuzu
tuvallere döken üç isim bile bilemez çok büyük çoğunluk. Bu durum,
kesinlikle sokaktaki insanların suçu da değil. İnanılmaz ama
yıllardır ülkenin başkentinde, en büyük şehrinde, lafta “en aydın”
şehrinde resim, heykel müzesi yok. Kültürüne, sanatına sahip çıkan
her devlet, vatandaşına bunları zaten ücretsiz sunuyor. Avrupa’dan
Rusya’ya bizim gibi eski kıtanın sahipleri, dev ve bedava müzelerde
kim olduklarını hatırlatıyorlar kendi halklarına. Biz ne
yapmalıyız? Kitaplardan mı araştıracak herkes? Bu mudur her şeyin
herkesin ayağına getirildiği 2020’lerde beklenti? (Not edelim, çok
şükür, en büyük şehirde resim heykel müzesi yıllar sonra tekrar
açıldı. Şu anki hali bize kırıntılar sunuyor ancak. Zamanla kat kat
açılacakmış.)
Böyle bir durumda, iş özel müzelere (yeri gelmişken Sabancı
Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde devam eden Abdülmecid
Efendi’nin hayatı ve sanatı üzerine kurgulanan “Şehzade’nin Sıra
Dışı Dünyası: Abdülmecid Efendi” sergisini görmenizi tavsiye
edelim) ve koleksiyonerlere, yani kişilere kalıyor. Böyle önemli ve
büyük bir görevi kişiler devralır mı? Ne mutlu ki alanlar var.
Güzel bir haber olarak, Kadıköy Belediyesi’nin desteğiyle,
İstanbul’un Anadolu yakasında bugüne kadar düzenlenmiş (ki bu bile
başlı başına bir acayip) en kapsamlı sergi, bir koleksiyoner
sayesinde açıldı. İlki 2011’de gerçekleşen serginin 10 sene sonraki
devamı niteliğinde, Metin Deniz küratörlüğünde PAPKO – Öner
Kocabeyoğlu koleksiyonunu Alan Kadıköy’de görüyoruz bu sene. XX.
Yüzyılın 20 Modern Türk Sanatçısı 2021 – PAPKO / Öner Kocabeyoğlu
Koleksiyonu isimli sergide, Türk resim tarihinin Paris ekolüne ait
en önemli ressamlarından Abidin Dino, Adnan Çoker, Albert Bitran,
Ara Güler, Avni Arbaş, Burhan Doğançay, Fahrelnissa Zeid, Ferruh
Başağa, Fikret Mualla, Hakkı Anlı, Komet, Mehmet Güleryüz, Mübin
Orhon, Nejat Melih Devrim, Ömer Uluç, Selim Turan ve Yüksel Arslan
ve heykeltıraşlarından İlhan Koman, Koray Ariş ve Seyhun Topuz’un
toplam 182 eseri bizlerle buluşuyor. Ayaklı bir tarih ve muazzam
bir insan olduğunu duyduğum, tanışma fırsatına erişemediğim Metin
Deniz’in sergiyi anlattığını videosunu, sergiyi görmeden Kadıköy
Belediyesi Youtube hesabından izlemenizi öneririm.
.
PAPKO ART COLLECTION
Sergiden önce sizlere Papko Art Collection, nam-ı diğer Öner
Kocabeyoğlu koleksiyonundan bahsederek bir giriş yapmak isterim.
Sergiyi görmeden önce Öner Kocabeyoğlu’nun Nişantaşı Ralli
Apartman’ındaki dostları, tanıdıkları ile paylaştığı Papko Art
Collection katını ve diğer kattaki ofisini görme ve kendisiyle
sohbet etme şansım oldu. Koleksiyon katı diye bahsettiğim nedir
diye sorarsanız, Öner Kocabeyoğlu, 2003-2004 yıllarından itibaren
toplamaya başladığı, bugün 100’den fazla sanatçının 2000’e yakın
eserini kapsayan koleksiyonunun bir kısmını bu katta kendi küçük
özel müzesi gibi gösteriyor. Bu alanda, sergide de göreceğiniz
1940-1960 yılları arasında doğan sanatçılardan bir seçki, 1960 ve
sonrası doğan, bugün galerilerden de takip edebileceğiniz daha genç
sanatçılardan bir seçki ve son olarak dünyaca ünlü sanatçılardan
bir seçki görüyorsunuz. Üzerine çok düşünülmüş, ince ince
çalışılmış, rastgele toplanmamış bir koleksiyon bu. Öner Bey her
gün birkaç saatini eserleri takip etmeye, koleksiyonu ile
ilgilenmeye harcıyormuş. Koleksiyonu için doğru eserlerin peşine
düşüp İsveç’ten, Danimarka’dan, İstanbul’daki birçok evden
odaklandığı dönem ve sanatçıları toplamış. Bahsettiğim kattaki
seçkileri pandemiden önce yılda bir civarı değiştirip kürasyonunu
da kendi yapıyormuş. Mesela bir Ara Güler duvarı, tabii ki Paris
ekolü duvarları, Mamut Art Project, BASE, Bazaart gibi projelerden
de keşfettiği genç sanatçıların bulunduğu bir oda, yabancı
sanatçıların bulunduğu bir oda, hiç değişmeyen, muazzam eserlerin
toplandığı, Öner Bey’in favori sanatçılarından Mübin Orhon’un
duvarı, benim favori sanatçılarımdan Elif Uras’ın yerleştirmesi ile
beraber seramikleri, Antony Gormley ve Burçak Bingöl’ün adeta
birbirine göz kırparak konstrast yaratan işleri...
Bu katta yeterince aklımı kaybetmemiş olduğuma Öner
Kocabeyoğlu’nun ofisini gördüğümde karar verdim çünkü ofis de
mekana özgü yerleştirmeler ile bambaşka bir alan. Bir sanatsever
için çalışılabilecek en güzel yerlerden olabilir! Pencereden ışık,
mekana özgü bir Seçkin Pirim yerleştirmesinin içerisinden giriyor;
Ardan Özmenoğlu’nun neonları gerekirse aydınlatıyor, çok yeni
gördüğüm birkaç sergiden taze eserler, tam da bu mekana göre
oturmuş yerine. Olmaları gereken her yer incelikle düşünülmüş, çok
belli. Ben bir toplayıcıyım diyor Öner Bey; tablo, özel kalemler,
plaklar, hatta art deco şişeler... Bunların bir kısmını da ofiste
görüyorsunuz. Sadece gerçekten sevdiği eserleri aldığını anlatıyor
ve herkes topladığı eserleri sergilemeli, paylaşmalı diyor.
Koleksiyonerlerin bu konudaki çekincelerini konuşuyoruz. Öner
Kocabeyoğlu o kadar uğraş vererek, ince eleyip sık dokuyarak bir
koleksiyon yapmış ki benim diyen koleksiyoner, Öner Bey bir kere
sahneye çıktıktan sonra kendi koleksiyonundan şüphe eder,
göstermeye çekinir belki de diye düşünüyorum.
.
XX. YÜZYILIN 20 MODERN TÜRK SANATÇISI
Öner Bey ile Alan Kadıköy’deki sergiyi görmeden önce tanıştım.
Bahsedeceğim sergiyi gördükten sonra tanışsaymışım
koleksiyonerliğine bambaşka bir gözle bakarmışım çünkü Alan
Kadıköy’de ücretsiz olarak gezilebilecek sergide toplanmış eserler
hakikaten muazzam. İyi ressamların ortalama işlerini beklerken, her
birinin çok sağlam bir incelik ve gözle seçilmiş, birbirini
tamamlayan çok iyi eserleriyle karşılaştım. Bir müze
profesyonelliğinde oluşturulmuş bir koleksiyon sergisi göreceksiniz
oda oda. En sevdiklerimden Fikret Mualla ile başlayıp Mehmet
Güleryüz’e, Ferruh Başağa’ya, Adnan Çoker’e, Burhan Doğançay’a
doğru giderken her odanın/salonun içerisinde size heykeltıraşların
eserleri eşlik ediyor. Özellikle Koray Ariş’in eserleri serginin
ruhunu biraz da oyunbaz bir hale getirmiş, daha önce çok da fazla
görme fırsatı bulamadığımız İlhan Koman heykelleri merakımızı
doyurmamız için bir şans vermiş. Keza, yine çok fazla göremediğimiz
Albert Bitran eserleri, özellikle sanatçıların kendi çizgileri
dışında yaptıkları bazı özel eserler (Abidin Dino’nun bir eseri,
Fikret Mualla’nın akıl hastanesinde yatarken yaptığı tek renkli
çizimler) ve hikâyeleri özel olan eserler seçilip bu sergide
bizlerle paylaşılmış. Her yeni odaya girerken odanın kapısında
eserlerinin kendilerini görmeden önce heykel ve resim uyumlarına,
duvarların renklerine bakıp kürasyondan etkileniyorsunuz.
.
Sergi, hem keyifli hem çok öğretici bir sergi, üstelik harika da
dokunuşları var. En sevdiğim dokunuşlardan biriyle yapıyorsunuz
girişi: Ara Güler’in fotoğrafları... Sanatçı anılarını okumayı çok
severim; hayranlıkla okuduğum, izlediğim insanların dost
meclislerini, birbirlerine yaptıkları şakaları, beraber
geçirdikleri o hayatı... Onların kim bilir neler neler konuştukları
o hayatları, geçirdikleri günleri hayal etmeye çalışırım. Ara
Güler, şansa bakın ki bu sergideki sanatçıları işte tam o merak
ettiğim günlük hayatlarında fotoğraflamış. Çoğu arkadaşıymış. Biri
yolda yürüyor, biri barda, biri bir restoranda, biri bir binanın
önünde, diğeri atölyesinde... Önce onları tanıyarak giriyorsunuz
sergiye. 10 sene önce, 2011’de gerçekleşen “Papko / Öner
Kocabeyoğlu koleksiyonu: XX. yüzyılın 20 modern Türk sanatçısı,
1940-2000” sergisi sırasında Ara Güler hayattaymış ve eksik kalan
sanatçıların portrelerini de bu sergi için gidip bizzat çekmiş.
Bugün hayatta olmayan Ara Güler’in fotoğrafı da bu geçide eklenmiş
ve serginin 20. sanatçısı olarak kendisi de sergiye fotoğraflarıyla
dahil olmuş. Sergi boyunca da her sanatçıya özel odaya, köşeye adım
atmadan bu fotoğraflar, sanatçılar ile ilgili hem öğretici hem de
muzip, pek hoş metinlerle karşılıyorlar sizi. Gezerken bizi pek
keyiflendiren, “Şu sanatçıyı gördün mü bak ne yazmışlar” diye durup
durup birbirimize gösterdiğimiz bir detay oldu.
.
Metin Deniz’in anlattığına göre sergi alanı, bu sergiye özel
olarak yeni inşa edilmiş. Yeniden açılan MSGSÜ İstanbul Resim ve
Heykel Müzesi’nde eserleri neredeyse göremeyeceğiniz şekilde
yapılmış ışıklandırma bizi çok rahatsız etmişti mesela; bu sadece
bir sergi için sıfırdan kurulan mekanda bu tip önemli detaylara da
çok dikkat edilmiş ve gayet profesyonellikle uygulanmış. Bir diğer
ilgimi çeken küçük ama önemli detay, eser çerçeveleri oldu.
Özellikle belirli resimlerin çerçeveleri, resimlere ayrı bir
güzellik, derinlik katmış. Bu da akılda tutulacak, iyi bir öğrenim
oldu benim içim. Çerçeve çok şey değiştirir!
.
18 yıllık titiz bir koleksiyonerlik macerasının 2011’den sonra
2021 itibariyle tekrar halka sunulan ikinci ürün olan bu kıymetli
sergiyi kaçırmayın, kendi kültürünüze yabancı kalmayın!
"XX. Yüzyılın 20 Modern Türk Sanatçısı 2021 – PAPKO / Öner
Kocabeyoğlu Koleksiyonu” sergisi, 15 Şubat 2022’ye kadar Alan
Kadıköy’de görülebilir.