Muhalefetten ‘dezenformasyon’ teklifine şerh: Seçime gidilirken yol temizliği
İktidarın 'dezenformasyonla mücadele' olarak tanımladığı kanun teklifine, muhalefet şerh düştü. Muhalefet teklifi, ‘sansür yasası’ ve 'seçime hazırlık yasası’ olarak nitelendirdi.
ANKARA - Kamuoyunda "sosyal medya yasası" olarak nitelendirilen, AK Parti ve MHP'nin “dezenformasyonla mücadele” olarak tanımladığı Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, tali komisyon olan Dijital Mecralar Komisyonu'nda geçen hafta kabul edildi.
Muhalefet teklifi, "basına sansür torbası" olarak adlandırıyor. Bu nedenle muhalefet teklife, ifade ve basın özgürlüğünü daha da daraltacak düzenlemeler içerdiği gerekçesiyle karşı çıkarak şerh düştü.
‘TEKLİF ‘OLDUBİTTİ’ YÖNTEMİYLE SEÇİM ÖNCESİ HAYATA GEÇİRİLMEK İSTENİYOR’
CHP şerhinde teklif, “toplumsal muhalefeti bastırma yasası” ve “sansür yasası” olarak nitelendirildi. Şerhte, teklifin ‘oldubitti’ yöntemi ile seçimler öncesi hayata geçirilmesinin amaçlandığı belirtilerek şu değerlendirmede bulunuldu: “Teklifin hazırlanış sürecinde sivil toplumun, meslek örgütlerinin görüşlerine başvurulmadığı gibi muhalefet de bu sürecin dışında tutulmuş, konunun asıl muhatabı olan Dijital Mecralar Komisyonu dahi sürece dâhil edilmemiştir. Bu kadar kapsamlı ve teknik bir teklifin değerlendirilmesi için yeterli süre verilmemiştir. Hatta bu durum Komisyon’a katılan sivil toplum kuruluşları tarafından da dile getirilmiştir. Komisyon sürecinde teklifin daha detaylı incelenmesi, ilgili kurum ve kuruluşların, sivil toplumun, üniversitelerin görüşlerinin alınması için alt komisyon kurulması teklifimiz kabul görmemiştir.”
‘TEKLİFTE GENİŞ TANIMLANMIŞ SUÇ TİPLERİ MEVCUT’
Muhalefet şerhinde, dezenformasyonla mücadele ettiği iddia edilen teklifte doğrudan ve dolaylı olarak bir dezenformasyon tanımı yapılmadığının altı çizilerek, “Teklif, sansür ve oto sansüre yol açacak, ifade ve basın özgürlüğünü daha da daraltacak düzenlemeler barındırmaktadır. Teklifte, fazlasıyla geniş tanımlanmış bir suç tiplemesi mevcuttur. Hangi bilginin ne düzeyde halkı yanıltıcı bilgi olarak değerlendirileceği büyük bir belirsizlik taşımaktadır. Ancak bu konunun düzenlenmesinde, ifade ve haber alma özgürlüklerinin zedelenmemesi öncelikli hedeflerden biri olmalıdır” denildi.
‘İFADE VE HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜNE KELEPÇE VURULMAK İSTENMESİ KABUL EDİLEMEZ’
Türkiye’nin demokrasi karnesinin iktidar eliyle günden güne kötüye götürüldüğü, son 20 yıldır özgürlükler bağlamında geriye gidildiği ifade edilen şerhte, şu noktalara dikkat çekildi: “Böylesi bir ortamda, internete, ifade ve haber alma özgürlüğüne kelepçe vurulmak istenmesi kabul edilemez. Yapılacak olan düzenlemenin çağdaş demokrasi ilkeleri çerçevesinde, tüm paydaşların sürece dahil olduğu, konunun tüm boyutları ile uzun uzadıya tartışılıp olgunlaştırılabildiği, çoğulcu bir bakış açısı ışığında, vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini, basın özgürlüğünü güvence altına alacak bir şekilde yapılmasıdır.”
‘ÖZGÜRLÜKLERİN TAMAMEN ORTADAN KALDIRILMASINA YOL AÇACAK’
HDP’nin muhalefet şerhine göre de kanun teklifi hiçbir çözüm getirmeyeceği gibi yeni sorunlar yaratacak. Şerhte, düzenlemenin antidemokratik ve yasaklarla dolu olduğuna dikkat çekilirken, ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ ile ‘kamu barışını bozmaya elverişli’ suçlarının tespitinin de mümkün olmadığı kaydedildi. Teklifte yer alan 29. maddenin, sosyal medya paylaşımlarını hedef aldığı belirtilen şerhte, şunlar ifade edildi: “Kanun teklifinde yer verilen ‘gerçeğe aykırı’, ‘kamu barışını bozmaya elverişli’ gibi tespiti mümkün olmayan bir düzenleme ile halkı ve muhalif bütün kesimleri susturmaya yönelik ve haber alma özgürlüğünü kısıtlayan birtakım değişiklikler öngörmektedir. Türkiye’de siyasi faaliyetlerin neredeyse tümünün kriminalize edildiği bir ortamda, bu yasal düzenleme ile zaten sınırlı olan özgürlüklerin tamamen ortadan kaldırılmasına neden olacaktır. Ayrıca 29. madde de çok ciddi keyfi uygulamaları da beraberinde getirecek olan bir husustur. Kanun teklifinin anayasaya açıkça aykırı olduğunu söylemek mümkündür.”
'ORTA ÇAĞ'DAN KALMA BİR SİYASAL SİSTEMDE ISRAR EDİLİYOR'
HDP şerhinde, söz konusu yasa teklifinin tek amacının seçime gidilirken bir yol temizliği gerçekleştirmek olduğu belirtildi. Bu kanun teklifiyle yoksulluğun örtbas edilmek istendiğini, HDP’ye açılan kapatma davasına karşı yükselen itirazların baskılanmak istendiğini, cezaevlerindeki işkencelerin saklanmak istendiğini kaydeden HDP şerhinde şöyle denildi: “Bu tür yasalar, Orta Çağ’dan kalma bir siyasal sistemde ısrar etmekten başka bir şey değildir. Özgürlükçü ve katılımcı bir sistemden uzak, otoriter bir anlayışın hâkim kılınması çabasıdır. Demokratik bir devletin oluşması için en önemli erklerden biri olan medya ayağı tamamıyla kontrol altına alınıyor. Hükûmet, siyasal iktidar bu antidemokratik süreçleri kendi eliyle yürütüyor.”
'DÜZENLEME ANTİ-DEMOKRATİK TABLONUN ORTAYA ÇIKMASINA YOL AÇACAK'
İYİ Parti’nin muhalefet şerhinde de kanun teklifinin basın çalışanlarıyla, meslek odalarıyla, platform işletmecileri ve sivil toplum kuruluşlarıyla istişare edilmeden hazırlandığı hatırlatıldı. Söz konusu kanun teklifiyle Anayasa’nın birçok maddesinin göz ardı edildiği belirtilen şerhte şu ifadelere yer verildi: “Anayasası’nın 22’nci maddesindeki “haberleşme hürriyeti”, 26’ncı maddesindeki “düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” ve 28’nci maddeyle güvence altına alınan “basın hürriyeti” göz ardı edilmektedir. Kanun teklifiyle internet ortamında yapılmak istenen düzenlemeler, dezenformasyonla mücadele edilmesi iddiası ile vatandaşların hak ve özgürlüklerinin kısıtlanmasına ve anti-demokratik bir tablonun ortaya çıkmasına yol açacaktır.”
‘TEKLİF, SOSYAL MEDYANIN SEÇİM SIRASINDA BASKI ALTINA ALINACAĞI İDDİASINI GÜÇLENDİRDİ’
Şerhte ayrıca düzenlemenin seçim öncesi gündeme getirilmesinin, sosyal medyanın seçim sırasında baskı altına alınacağı iddiasını güçlendirdiğine işaret edildi. Bu iddiaları ortadan kaldırmak amacıyla kanun teklifinin tüm maddelerinin 1 Ocak 2024 tarihinde yürürlüğe girmesi tekliflerinin de reddedildiğine vurgu yapılan şerhte, “Bu kanun teklifiyle yeni suçlar ortaya konularak halkın ifade özgürlüğü kısıtlanmaktadır. Teklifte, sansürü gizlemek için çeşitli suç etiketlerinin kullanıldığı da görülmektedir. İktidar partisinin bugün sosyal medya üzerine görüşleri, sansür politikaları, sosyal medyayı engelleme uygulamaları Avrupa Birliği ülkelerindekilerden çok Rusya Federasyonu’ndaki baskıcı uygulamaları çağrıştırmaktadır” denildi.