Muhalefetten 'kripto vurgun' çağrısı: Yasakla çözülmez, vatandaşa koruma şart
2 milyar dolarlık 'kripto para vurgunu' sonrası CHP, HDP ve DEVA Partisi, Dijital Varlık Yasası’nın bir an önce hazırlanarak uygulamaya ilişkin denetimlerin başlatılması çağrısı yaptı.
ANKARA- Türkiye'de kripto para birimlerini alıp satmak için kullanılan borsalardan Thodex’in kurucusu Faruk Fatih Özer’in, yaklaşık 2 milyar dolarla yurt dışına kaçtığı iddia edildi. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Özer hakkında 'nitelikli dolandırıcılık' ve "suç örgütü kurmak" suçlarından soruşturma başlatırken, soruşturmaya ilişkin de gizlilik kararı getirildi. Öte yandan Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) da Thodex'in hesaplarına bloke koyduğunu duyurdu.
Cumhuriyet tarihinin en büyük dolandırıcılığı olduğu belirtilen olaya karşı muhalefet partileri ise bu alanın denetimsiz bırakılmasına tepkili. Kripto para birimi Bitcoin uygulamasına ilişkin hiçbir yasal düzenlemenin olmadığına dikkat çeken siyasi parti temsilcileri, bu durumun "Türkiye’de yaşanan 128 milyar dolarlık skandaldan sonra en büyük vurgun olduğunu" savundu.
CHP: HUKUKİ ALT YAPI VE DENETİMİN OLMADIĞI ALAN
Cumhuriyet Halk Partisi Ekonomi Masası Koordinatörü ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak’a göre; hukuki alt yapı ve denetim mekanizmasının olmadığı bir alan, büyük riskleri de içinde barındırır. Bitcoin’deki kripto para miktarının birçok ülkenin milli gelirlerini aştığını belirterek “ülkelerin bu gelişme karşısında harekete geçtiğini” söyleyen Budak, bu konuyla ilgili geçmiş yıllarda Meclis Araştırma önergesi verdiklerini ama sonuç alamadıklarını kaydetti.
Budak, şöyle devam etti: “2018’deki zirve değerinde kripto para miktarı, dünya dolar rezervinin yüzde 7’si, Euro rezervinin yüzde 39’u ve altın rezervinin yüzde 10’u kadardır. Dünya ekonomisinde önemli yer tutan ülkeler bu gelişmeler karşısında harekete geçmiştir. Önceki yıllarda Japonya’da yapılan G20 zirvesinde finansal liderler kripto para birimlerine ilişkin risklerin daha iyi incelenmesi ve gerekirse çok taraflı önlemler alınmasını kararlaştırmıştır. Gelişen teknoloji, finansal sisteme önemli katkılar sağlayabileceği gibi tüketici ve yatırımcılar açısından riskler de taşımaktadır. Vergi kaçakçılığı, kara para aklama, terörizmin finansmanı ve yatırımcıların korunması açısından hükümetler ve parlamentolar bu konuda proaktif tutum almalıdır.”
'KRİPTO PARA BORSASININ DENETİMİNİN NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNU GÖSTERDİ'
"Benzer skandallar gösteriyor ki kripto para alanıyla ilgili acilen bir denetleme ve düzenleme yapılması gerekiyor” ifadelerini kullanan CHP’li Budak, “Global dünya üzerinde de büyük bir etkisi bulunan kripto para ve bu paralarla işlem yapan borsaların takibinin ve denetlenmesinin ne kadar önemli olduğunu Thodex skandalı göstermiştir. Bir kez daha uyarıyoruz; bu konuyla ilgili yasal boşlukları doldurmak ve yasal zemin hazırlamak TBMM’nin işidir. Gelin derhal bu alandaki boşlukları giderelim ve yeni mağduriyetlerin yaşanmasına imkân vermeyelim” şeklinde konuştu.
'ÖNGÖRÜLERİMİZ DOĞRU ÇIKTI'
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise, 2018 yılında Meclis’e verdiği soru önergesini hatırlattı. Tanrıkulu, önergede “Hükümet kripto para dolandırıcılığını engellemek veya yatırımlar sebebiyle doğabilecek mağduriyetlerin için herhangi bir yasal düzenleme çalışası yapmakta mıdır” gibi sorular yönelttiklerini belirtti: “3 yıl sonra Cumhuriyet tarihinin en büyük dolandırıcılığına bir zemin hazırlandı. O zaman bununla ilgili mutlaka düzenleme yapılması lazım dedik. Herkesin başıboş şekilde şirket kurarak elektronik ortamda insanların beklentilerini sömürmemesi lazım demiştik. 3 yıl sonra bütün öngörülerimiz maalesef doğru çıktı.”
'KİŞİLER DİKKATLİ OLMALARI İÇİN UYARILDI'
Dönemin Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, konuya ilişkin CHP'li Sezgin Tanrıkulu'nun verdiği soru önergesini şu şekilde cevaplamıştı: “Değerlendirmeler sonrasında kripto paralarla işlem yapan kişilerin herhangi bir zarara uğramamaları için dikkatli olmaları gerektiği vurgulanarak kripto paralar ile ilgili işlem yaptıklarında olumsuzluklarla karşılaşabileceklerinin farkında olmaları gerektiği belirtilmiştir.”
'MESELE YASAKLA ÇÖZÜLMEZ, YASAL REGÜLASYONLARI YARATILMALI'
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan ise, Resmi Gazete’de yayımlanan Merkez Bankası yönetmeliğiyle kripto paraların ödeme aracı olarak kullanılmasına getirilen yasağa dikkat çekti: "Mesele yasaklarla çözülemez. Dijital Varlık Yasası’nın hazırlanması ve yasal regülasyonların (yönetmelik) yaratılması gerekiyor.
Türkiye’de yıllardır Menkul Kıymetler Borsası açık ve sadece 2 milyon müşterisi var. Ama şu anda 4 milyona yakın vatandaşımız kripto para alıp satmakta. Burada vatandaşlar 10 milyarlarca dolarlık varlıklarını bu yatırımlara aktarıyor. Bu talebe rağmen bu alanda ilgili hiçbir yasal düzenleme ve denetleme yok. Yani vatandaşın yatırdığı paraların teminatı olabilecek hiçbir regülasyon yok; bu tam bir skandal. Bu şirketler mutlaka belli teminatlarla donatılmalı, belli sermaye zorunlulukları getirilmeli ve sıkı denetlenmeli. Nasıl ki bankaları denetleyen Bankacılık Denetleme Düzenleme Kurulu var; aynı şekilde burada kurulacak şirketlerin de lisanslama aşamasında mutlaka denetlenmesi, teminat altına alınması lazım. Aynı zamanda vatandaşların da finansal okuryazarlığa ulaşması lazım. Yoksa bu 2 milyar dolarla başlar, zincirleme soygunlarla milyonlarca vatandaşımız yüz yüze kalabilir. Türkiye de bu döviz yokluğunda çok daha büyük soygunlarla karşılaşabilir.”
'BİR KAYNAK, YÜZBİNLERCE VATANDAŞIN VARLIĞINDAN ÇALINMIŞ DURUMDA'
Mağdurların yatırdıkları paralara artık ulaşamayacaklarını belirten Paylan’a göre, bu olay Türkiye’nin 128 milyar dolarlık skandalından sonra 2 milyonluk ilave bir kaybı demek. Bitcoin gibi elektronik paraların kontrolünün yatırımcı şirkette olduğunu belirten Paylan şöyle devam etti: “Bu tip denetlenmeyen bir alandan kasa aldığınızda ve anahtarı da şirketlere verdiğinizde, o şirketler istedikleri zaman o kasayı boşaltabilir. Kripto para cüzdanlarını da belli ki şirket boşaltmış ve yurt dışına kaçırmış. Yani buna 128 milyar dolardan sonra en büyük vurgun diyebiliriz. Bu döviz yokluğunda bir kaynak, yüzbinlerce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının varlığından çalınmış durumda.
İnsanların bu alana teşvik edilmemesi gerekiyor. Bu alana doğru paralar aktıkça aslında üretimden, yatırımdan çekilen kaynaklar söz konusu olacaktır. Çünkü bu alana giden yatırımlar, Türkiye ekonomisinden koparılan kaynaklarıdır. Merkez Bankası yasaklarına bir kez daha değinirsek yasaklama yapıldığı an paralar yurt dışına kaçıp, yurtdışındaki başka şirketler üzerinden alışveriş yapılabilir.”
'FİNANSAL TEKNOLOJİ GİRİŞİMLERİNİN ÖNÜNÜ KESMEYECEK DÜZENLEME GEREK'
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Çanakcı da Türkiye’de kripto paralarla ilgili oturmuş bir düzenleme ve denetim çerçevesi olmadığını söyledi. Bütüncül yasal bir düzenleme olmadığı için böyle mağduriyetlerin yaşanabileceğini belirten Çanakçı ise şunları söyledi: “Kripto paralar hem ödeme hem de yatırım amaçlı kullanılabiliyor. Nitekim Merkez Bankası tarafından son yayınlanan yönetmelikte de kripto varlıkların ödeme aracı olarak kullanılması yasaklandı. Kripto varlıklara yatırımla ilgili işlemlerin ve transferlerin bankalar üzerinden yapılmasına devam edilirken, ödeme ve elektronik para kuruluşlarının bu işlemler için kullanımı yasaklandı. Daha önce kripto varlıklara yatırım konusunda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu ve Hazine’nin yapmış olduğu bazı uyarılar oldu ve bunlar çok zayıf uyarıdan ibaret kaldı. Somut adımlar atılmadı. Nasıl bankacılık, banka dışı mali kuruluşlar, sermaye piyasaları, sigortacılık gibi alanlardaki kurumların faaliyetleri ile ilgili bir düzenleme ve denetleme çerçevesi söz konusu ise kripto varlıklarla ilgili de sağlam bir düzenlenme ve denetleme altyapısı kurmak gerekiyor. Bu düzenleme ve denetimin bir yandan küçük yatırımcıları koruyacak diğer yandan özellikle finansal teknoloji alanındaki girişimlerin önünü kesmeyecek bir anlayışla tasarlanması lazım.”