Müjdat Gezen: Oğlum sen Osmanlı için ne yaptın?

Müjdat Gezen, sanat merkezini kundaklayan şüphelinin yakalanmasının ardından konuştu. Gezen, şüpheli için üzüldüğünü dile getirdi.

Abone ol

DUVAR - Kadıköy’deki Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin kundaklanmasıyla ilgili şüpheli yakalandı. Müjdat Gezen, emniyet güçlerinin kendisini haberdar ettiğini ve yakalanan şüpheli için üzüldüğünü dile getirdi. Gezen, "Okulumun girişinde hem Osmanlı Sadrazamı Ahmet Vefik Paşa’nın hem de Osmanlı’nın en büyük bestekârı Dede Efendi’nin büstü var. Osmanlı’nın geleneksel tiyatrosu ortaoyununu yaşatmak için neler yaptım. O kundaklayan çocuğa "Oğlum sen Osmanlı için ne yaptın" diye sormak istiyorum" dedi.

Hürriyet'ten Gülben Ergen'e konuşan Müjdat Gezen şunları söyledi:

Müjdat Abi çok geçmiş olsun… Hepimiz çok üzüldük.

Çok teşekkür ederim. Ayrıca Doğan Medya’nın kurumlarıyla bu işin yanında olmasından gurur duydum. Onlara da özel olarak teşekkür ederim. Olay olduktan sonra üniversite öğrencileri ve entelektüel kesim dışında hiç beklemediğim kesimlerden destek gördüm.

Anadolu’nun her yerinden insanlar otobüslerle geldi. Genç Fenerbahçeliler ile Beşiktaş Çarşı grubu bayraklarla birlikte yanımızdaydı. İnsanlar gece yarılarına kadar burada kaldı. Bazı insanlar kapıda polis olmasına rağmen sivil olarak sabah kadar beklemek istedi. Desteği anlatamam. Ben çocukluğumdan beri kin ve nefret duygularının kepenklerini kapatmış bir adamım. Geçen gün Yılmaz Özdil’le telefonda konuşuyorduk. Dedim ki "Yılmaz, kundakçı çocuğu yakalamışlar, çok üzüldüm." Yılmaz da bana döndü "İyi ki yakmış o zaman abi, nasıl acırsın, adam elinde tüfekle seni öldürmek istediğini söylemiş" dedi.

Gece mi haber aldınız?

Gece 02.00’de eve telefon gelmiş. Ben uyuyordum. Eşim Leyla beni uyandırmamış. Sabah 07.00’de artık dayanamamış ve beni uyandırdı. "Müjdat, okula bir kundaklama olmuş, kapının bir kısmı yanmış" dedi. Sonra sabah 08.00’de okula geldik. Şevket Çoruh, İlker Ayrık, Günay Karacaoğlu, ne kadar mezun öğrencim varsa hepsi okulun bahçesindeydi. Şevket o kadar kızgındı ki hâlâ kendini dizideki polis sanıyordu. Okuldaki öğrenciler "Müjdat Gezen yalnız değildir!" sloganları atıyordu. "Çocuklar burası eskimişti, zaten yaptıracaktım" dedim.

Polisten öğrendiğiniz, bizim bilmediğimiz ayrıntılar neler?

Benzinciden benzini alıp tek başına buraya gelmiş. Siyah şapkayla başını örtmüş. Bizim okulun kamerası ile sokağa bakan başka bir kamerada her şey açıkça görülüyor. Üstelik ertesi gün de gelmiş bakmış. Bir okulda servis aracı kullanıyormuş. Öğrenci taşıdığı aracı bu işte de kullanmış. İfadesinde benim Osmanlı’ya hakaret ettiğimi ve o yüzden yaptığını söylemiş. Mustafa Kemal bir Osmanlı paşasıydı. Osmanlı’nın iyi yanlarını alıp korumamız lazım. Şu an bulunduğumuz bina bir Osmanlı köşkü.

Okulumun girişinde hem Osmanlı Sadrazamı Ahmet Vefik Paşa’nın hem de Osmanlı’nın en büyük bestekârı Dede Efendi’nin büstü var. Osmanlı’nın geleneksel tiyatrosu ortaoyununu yaşatmak için neler yaptım. O kundaklayan çocuğa "Oğlum sen Osmanlı için ne yaptın" diye sormak istiyorum. Haberi yok ki. Ben her Fatih Camisi’ne gittiğimde Fatih Sultan Mehmet’in türbesine girer "Sana teşekküre geldim ey Fatih, bu güzel şehri bize armağan ettiğin için" derim.

Dünyanın en güzel şehrini bize veren 21 yaşındaki bir çocuk. Avni mahlasıyla şiir yazıyor. Dört dili ana dili gibi konuşuyor. Reformlar yapıyor ve bir tarihi çağı kapatıp yenisini açıyor. Şimdi bunları inkar mı edeceğiz? A dangalak, morfinlenmiş çocuk, biraz kitap oku. Merak et. Altan İrtel adında piyanist bir arkadaşım vardı. Devekuşu Kabare’nin müziklerini yapardı. Bir gün yolda bir kavga görmüş ve bana "Düşünce, düşünce ayağa, dayanırsın dayağa" dedi. Bir de şunu söylemek istiyorum. Biz Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir okuluz. Milli Eğitim ve Kültür Bakanlarından bir 'geçmiş olsun' telefonu beklerdim.

Katiller de cinayeti işledikleri yere giderlermiş…

Aynen öyle. Bu da bir cinayet. Gelmiş yanan yerin fotoğrafını çekip "Nasıl yaktık" diye sosyal medya hesabına koymuş. Fotoğrafta bir de elinde tüfek var. Videoda bir kaçma görüntüsü var. Gerçekten onun adına üzüldüm. Yakalandığını ben basına yansımadan önce emniyetten öğrenmiştim. Açıkçası üzüldüm de. Çünkü biz sevgiyle büyüdük. Ben konservatuvarlıyım. Ben trompet seslerinin içinde, "Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa" marşlarıyla büyüdüm.

'KURA ÇEKTiM, OKULU 10 ÖĞRENCiME VERDiM'

Okulu kaç sene önce açtınız?

26 sene oldu. En az 5 bin öğrenci geldi geçti.

Bugüne kadar kazandıklarınızı buraya mı yatırdınız?

Evet hatta fazlası. Çok borç ödedim. Bir gün televizyon izliyordum. Özdemir Sabancı’nın öldürüldüğünü öğrendim. Çok severdim o çocuğu. Dünyanın en zengin 100 ailesinden biriydi. Hiçbir şey götüremedi yanında. O gün okula geldim. Kura çektim ve 10 öğrencime bıraktım okulu. Okulu ben öldükten sonra onlar devam ettirecek. Leyla zaten biliyorsun Eğitim Denetimi ve Yönetimi bölümünde yüksek lisans yaptı. Dekor-kostüm hocası. Benden sonra okulun başına o geçecek ve 10 öğrenci yürütecek.

HABERİN TAMAMI İÇİN...