Mülteci seyreltme projesi: Seçime dönük siyasi bir hamle

İçişleri Bakanlığı tarafından açıklanan 'mülteci seyreltme' projesinin insan haklarıyla bağdaşmadığını söyleyen mülteci dernek temsilcileri, bunu seçime dönük bir adım olarak değerlendirdi.

Abone ol

Burcu Özkaya Günaydın

DUVAR - İçişleri Bakanlığı, yabancıların mekânsal yoğunlaşmasını önlemek için 'seyreltme' projesi başlatılacağını açıkladı. Projeye göre, Ankara, Antalya, Aydın, Bursa, Çanakkale, Düzce, Edirne, Hatay, İstanbul, İzmir, Kırklareli, Kocaeli, Muğla, Sakarya, Tekirdağ ve Yalova’dan oluşan 16 şehirde yabancılar için kayıt kapatılacak. Kayıt kapama dışında atılan ikinci adımdaysa, yoğunluğun bulunduğu yerleşim yerlerindeki Suriyeliler farklı ilçe ve illere yerleştirilecek.

Mülteci dernek temsilcileri, projenin insan haklarına aykırı olduğunu belirterek eleştirdi.

‘PRATİKTE UYGULAMAK ÇOK ZOR’

Projenin detaylarına dair açıklama yapılmadı. 16 il hangi kriterlere göre belirlendi? Bu konuda mülteci dernekleri, mültecilerle ilgili çalışma yapan kurum ve kişilerin de bilgisi yok. Mülteci Medyası Derneği Yöneticisi Deysem Siti, projenin 'nerden tutulsa elde kaldığını' ve 'pratikte uygulamanın çok zor olduğunu' düşünüyor. Projede geçen “gönüllü olarak başka il ve ilçelere yerleşme" ifadesine dikkat çeken Siti, hiçbir mültecinin düzenini bozup, başka il ve ilçelere gitmeyeceğini söyledi.

Deysem Siti

Mültecilerin hep belirli mahallelerde, ilçelerde oturmasının 'demografik yapıyı değiştirme sorunu yaratması' projenin gerekçesi olarak gösteriliyor. Fakat mültecilerin belirli il ve ilçeleri, mahalleleri tercih etmesinin en büyük nedeni ekonomik olanaklar ve işsizlik. Deysem Siti, bunu İzmir’den örnek vererek şöyle anlattı: “İzmir’de mülteci mahalleleri belli. Mevlana, Basmane, Kadifekale mültecilerin yoğun yaşadığı yerler. Kiralar uygun olduğu için tercih ediliyor. Sen buradaki mülteciye ‘burada fazlasınız, birazınız Bostanlı’ya gitsin’ diyemezsin. Bostanlı’da kira 4 bin TL. Biraz gerçekçi olalım. Kimse yerini, düzenini, değiştirmeye gönüllü olmaz. Bugün bir ilden başka şehre, ilçeye taşınmak büyük masraf. Gittiği yerde hemen iş bulacak mı? Çocuklarını okula yazdırabilecek mi? Düzen oturtana kadar devlet bu ailelere bakabilecek mi?”

‘HÜKÜMET MÜLTECİLERDEN KAYBETTİĞİNİ DÜŞÜNÜYOR’

Peki pratikte uygulaması zor olan ve birçok boşluğu bulunan mülteci seyreltme projesi neden gündeme geldi? Deysem Siti, bunun siyasi bir karar olduğunu düşünüyor ve hükümetin seçime odaklı bir hamlesi olarak görüyor. Siti, hükümetin kendi iç muhasebesinde Adana, Mersin, İstanbul, Ankara gibi şehirlerde belediyeleri mülteci politikalarından dolayı kaybettiklerini düşündüklerini, seyreltme politikası adımının seçime dair atıldığını söyledi. Muhalefetin mülteci politikasının, Suriye savaşına bakışının ise 10 yıldır yerinde saydığını, değişmediğini söyleyen Siti, “Ben bu insanları nasıl entegre ederim” diye bir proje düşüneceğine sürekli geri göndermeyi konuştuğunu; hükümetin de muhalefetin bu tutumu nedeniyle bu adımı attığını söyledi.

‘SALDIRILARI TEŞVİK EDECEK ADIMLAR ATILIYOR’

Uluslararası Mülteci Yasaları’na göre bu yasa, seyahat ve iş bulma özgürlüğüne aykırı. Her mültecinin iş bulmak ve gezmek amacıyla istediği şehre gitmeye hakkı var. Siti, bu projenin en önemli sorununun insan hak ve hürriyetiyle bağdaşmaması olduğunu belirtti. Uygulanması durumunda binlerce insanın seyahat ve çalışma hakkının elinden alınmış olacağına dikkat çeken Siti, “Aynı zamanda tehlikeli bir proje. Mülteci mahalleleri defalarca Antep, Ankara, İzmir’de saldırıya uğradı. Daha yakın zamanda İstanbul’da Suriyeliler yakıldı. Hükümet saldırıları durduracak adımlar atması gerekirken saldırıları teşvik eden projeler ortaya çıkarıyor” diye konuştu.

‘ŞEHİRLERİN SEÇİMİNDEKİ KRİTERLER ANLAŞILMIYOR’

Deysem Siti projede belirlenen ve aralarında mültecilerin çok yoğun yer almadığı 16 kentin ne tür kriterler baz alınarak seçildiğini bilmiyor. Antalya, Muğla gibi turizm kentlerinin ‘görüntü kirliliği’ açısından projeye dahil edildiğini düşünüyor: “Antep, Kilis, Urfa mülteci sayısının fazla olduğu iller. Listede yok. Ne düşünülmüş çok anlayamadım. Listede yer alan turizm kentleri tahminimce ‘görüntü kirliliği’ açısından dahil edilmiş. ‘Çarşafla denize girip, plajda dolaşıyor' ya da 'plajda nargile içiyor’ haberleri çok çıktı. Bu yanı da düşünülmüş olabilir ama ana sebebin seçime dönük siyasi hamle olduğu düşüncesindeyim.”

Metin Çorabatır
'PROJE İŞ BULMA HAKKINA AYKIRI'

İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı Metin Çorabatır da projede belirlenen illerin hangi kriterler baz alınarak seçildiğini bilmediğini, proje açıklandığında detayların ve kriterlerin havada kaldığını söyledi. Birçok mülteci derneği ve mültecinin projeye dair basında çıkanlar dışında bilgisi olmadığını belirtti. Çorabatır, detay ne olursa olsun projeye bakılması gereken yerin, insan hak ve özgürlüklerinin tarafı olması gerektiğini vurguladı. Uygulamanın uluslararası mülteci hukuku açısından sakıncalı olduğunu dile getirerek, Cenevre Sözleşmesi'ne dikkat çekti. Çorabatır, seyreltme projesinin seyahat özgürlüğü ve iş bulma hakkına aykırı olduğunu sözlerine ekledi.