AKP'nin İBB Adayı Murat Kurum'un üç büyüklere yaptığı ziyaretler
birtakım gaflar nedeniyle tartışma konusu oldu. Öncelikle
hatırlatmak gerek, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da geçtiğimiz ay üç
büyükleri ziyaret etmişti. Adaylıklar netleştikten sonra bu tür
ziyaretlerin yapılması artık prosedür gibi oldu.
Başkan adayları açısından hem takımların taraftar kitlelerine
isme özel formalarla poz verilip imaj çalışması yapılıyor hem
kulüplerin rekabetinde tarafsızlık mesajı veriliyor. Kulüplerin de
özellikle tesislerle ve gayrimenkullerle ilgili belediyeye sıklıkla
işleri düşüyor. Karşılıklı çıkar ilişkisi çerçevesinde sakıncalı
konulara girmeden yapılan bu ziyaretler genellikle pozitif
atmosferde geçiyor.
İmamoğlu'nun kulüp ziyaretlerinde de belediye ve kulüpler
arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine vurgu yapılmış, olimpiyat
oyunlarının İstanbul'a getirilmesi çalışmalarında işbirliği
mesajları verilmişti.
Ancak Kurum'un son ziyaretlerinde alışılmışın dışında bazı
cümleler sarf edildi. Beşiktaş'ı ziyaretinde hem kulübün adını hem
başkanın adını yanlış telaffuz etti. Fenerbahçe'yi ziyaretinde
Ali Koç, beraber yapabilecekleri projeleri konuştuklarını
belirterek Kurum'a seçimlerde başarılar diledi. Koç'un aklı hala
Süper Kupa'daydı. Kurum'a maçın deprem bölgesinde oynanmasını
teklif etti.
Galatasaray'ı ziyaretinde Kurum'la birlikte kameraların
karşısına geçen Dursun Özbek ise neredeyse Kurum'a oy çağrısı
olarak algılanacak şekilde, "Şahsi kanaatim, Sayın Bakan'ın
İstanbul için bir şans olduğudur. Faaliyetlerini özellikle
İstanbul'un ihtiyaçları çerçevesinde sürdüreceğinden ben son derece
eminim. Bu konuyla ilgili olarak, 31 Mart seçim gününün Türkiye
için, İstanbul için hayırlı olmasını diliyorum ve Sayın Bakanıma da
başarılar diliyorum" diye konuştu.
Biz iyi niyetli yaklaşarak Özbek'in "şahsi kanaatinin" son
yaşanan hakem krizinden, Süper Kupa skandalından ve ligde
Galatasaray ile Fenerbahçe arasında kafa kafaya giden şampiyonluk
yarışından bağımsız olduğunu varsayalım. Özbek'in böyle bir şahsi
kanaat belirtmesinin en basit haliyle bir kulüp başkanı ile bir
belediye başkanı adayı arasında olması gereken ilişkinin
sınırlarını aştığı aşikar. Yoksa eski bakan oluşuna vurgu yapılan
Kurum, Özbek için hangi konuda şans olabilir?
'BU SAHADA FUTBOL OYNAMAK VİCDAN DIŞI'
Türkiye'de profesyonel futbol ligleri, isminin hakkını pek de
veremeyecek şekilde kronikleşen sorunlarıyla, kural dışılıklarıyla,
yöneticilerinin mantık sınırlarını zorlayan hareketleriyle her
hafta bir şekilde gündeme gelmeyi başarıyor. Geride bıraktığımız
hafta da bu konudaki örneklerle doluydu.
Anadolu kulüplerinin birçoğunun yeni yapılmış görkemli
statlarının bataklıktan bozma zeminlerini her kış izlemek zorunda
kalıyoruz. Geçtiğimiz hafta sonu Rize'de kar yağışı altından
oynanan maçı izleyenler de balçığa dönen zeminde çaresizce mücadele
etmek zorunda kalan futbolcuların hallerine üzülmüştür. Konuk Adana
Demirspor'un futbolcusu Yusuf Erdoğan da yaşadıklarına
dayanamayarak maçtan sonra, "Artık biraz vicdan istiyorum vicdan.
Yıllardır bu ligde oynuyorum. Artık son noktaya geldim. Bu sahada
futbol oynatmak mantık dışı. Vicdan dışı. Bu saatte kar yağacağı
belli. Belki daha önceye alınabilirdi. Bir futbolcunun ayağına bir
şey olsa bize kim sahip çıkacak?" diye isyan etmişti. Sadece Rize'de değil,
Galatasaray'ın puan kaybettiği Sivas deplasmanında da,
Fenerbahçe'nin zor çıktığı Antep deplasmanında da benzer zemin
sorunlarını gördük. Öyle görünüyor ki bizler izlemeye, futbolcular
da sağlıklarını riske atarak bu zeminlerde oynamaya devam
edecekler.
JEHEZKEL'İN POLİTİKAYLA İŞİ YOK, POLİTİKANIN JEHEZKEL'LE İŞİ
VAR
Antalyaspor'un İsrailli futbolcusu Sagiv Jehezkel, Trabzonspor'a
attığı golden sonra, ülkesinin Gazze'de binlerce insanı katlettiği
saldırıların 100'üncü günüyle ilgili koluna yazdıklarını kameralara
gösterdi. Jehezkel hakkında savcılık tarafından "halkı kin ve
düşmanlığa tahrikten" soruşturma açıldı. Antalyaspor da oyuncuyu
kadro dışı bıraktı. Gözaltına alınan Jehezkel ifadesinde, "Ben bu
100 günlük sürecin artık son bulması gerektiğine inanan biriyim.
Savaşın bitmesini istiyorum. O yüzden buradaki işareti gösterdim.
Politikayla işi olmayan birisiyim" dedi. Ama artık politikanın
Jehezkel'le işi vardı. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest
bırakıldıktan sonra hakkında sınır dışı edilme kararı verilen
Jehezkel, özel uçakla ülkesine döndü. Jehezkel'in ülkeden
ayrıldığını ise İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya duyurdu.
Mainz'da oynayan Faslı futbolcu Anwar El Ghazi de Filistin'e
destek paylaşımları nedeniyle Almanya'da Jehezkel'in buradaki
durumuna benzer bir linç yemiş ve sözleşmesi feshedilmişti.
Jehezkel'e açılan soruşturma, El Ghazi'nin durumuna karşı bir
misilleme miydi, kim bilir? Ama Antalyaspor'un başının FIFA ile
derde gireceğini biliyoruz. Üstelik El Ghazi ve Jehezkel örnekleri
bir kez daha gösterdi ki ne futbol ne de futbolcular, ülkedeki
siyasetçilerin konjonktürel hesaplarından muaf değiller.
KADIN LİGİNİN ERKEKLERİ
Henüz emekleme aşamasında olan kadın futbolu da kriz yaratma
konusunda erkek futbolundan geri kalmayacağının ipuçlarını verdi.
Beşiktaş, Gaziantep ALG Spor'a mağlup olduğu maçta Antep ekibinin
galibiyet golünü atan Patricia Seteco’nun cinsiyetinin
araştırılmasını istedi. Maçın ardından Beşiktaşlı yöneticilerin
Seteco'nun Facebook profiline kadar baktıkları ve erkek olduğundan
şüphelendikleri iddia edildi. Kulüp ise herhangi bir yöneticisinin
açıklama yapmadığını ancak federasyonun, Seteco'nun cinsiyetiyle
ilgili iddiaları netliğe kavuşturmasını istediğini belirten bir
açıklama yayınladı. Hem de bu isteğin
"adil rekabet" için olduğu vurgulanarak.
Toparlayacak olursak, İBB Başkanlığıyla ilgili şahsi kanaatini
açıklamakta beis görmeyen Dursun Özbek, son 4-5 günde futbol
dünyasında yaşanan bu absürtlüklerin hiçbirinde fikrini açıklama
gereği duymadı. Özbek, ertelenen Süper Kupa Finali'yle ilgili bile
hala konuşmadı. Üstelik yapacağı açıklamalarla olayların gidişatına
doğrudan yön verebilecek bir pozisyonda bulunmasına rağmen. Kulübü
aleyhine yapıldığını düşündüğü hakem hataları dışında şahsi
kanaatini pek duymadığımız Özbek'e sormak lazım, futbol dünyası
için kim "şans" olacak?