Murat Yetkin: Sokağa çıkma yasağının arka planı

İki günlük sokağa çıkma yasağının arkasındaki olayları değerlendiren gazeteci-yazar Murat Yetkin, "Sonunda acı gerçeği 10 Nisan akşamı kabullenmek zorunda kaldı Erdoğan. Epey apar topar bir karar olduğu anlaşılıyor" diye yazdı.

Abone ol

DUVAR - 31 ilde iki günlük sokağa çıkma yasağı ilan edilmesini haftasonu havanın güneşli olmasıyla ilişkilendiren gazeteci Murat Yetkin, bu yasağın perde arkasıyla ilgili bir yazı kaleme aldı.

Cumhurbaşkanlığı ve hükümet çevrelerinde bir süredir sokağa çıkma yasağı konusunda bir iç tartışma olduğunu belirten Yetkin, "Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu başta olmak üzere tıp çevrelerinin sokağa çıkma yasağının genişletilmesiyle sosyal izolasyonun artacağını ve yayılmanın yavaşlayabileceğini savunuyorlardı. İçişleri ise işlerin tamamen kontrolden çıkmaması amacıyla daha sıkı önlemler istiyordu" dedi.

'Sokağa çıkma yasağı: Krizin arka planı' başlıklı yazısında "Sistem içinde bir 'Bir şey olmaz, yola devam' lobisi vardı" diyen Yetkin, ticaret ve turizm lobisi ile CHP'li belediyelerin karara etkisini yazdı. Yazının bir bölümü şöyle:

...

O günlerde (6 Nisan), yönetimde etkili, isminin açıklanmasını istemeyen bir kaynağımla bir telefon görüşmem oldu. Neden nüfusun geneline yönelik bir kısıtlama olmadığını sorduğumda aldığım yanıta doğrusu üzüldüm. Kaynağım “Ben 20 yaş altına da karşıyım, bunu söylüyorum da” diyordu. 65 yaş üstü de iyi olmamıştı, “Millete güvenmek lazımdı”. Kendisine de hatırlattım, sigara yasağını. “Millete güvenip” yasa çıkarılmamış olsaydı, şimdi kapalı mekanlarda dumana boğulmaya devam ediyor olacaktık diye. “Aynı şey değil” dedi, neden aynı şey olmadığını izah etmeden.

Tabii bir de sokağa çıkma kısıtlamasını isteyen belediyeler CHP’liydi. İmamoğlu ve Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın bağış kampanyası başlatmasının ertesi gün Cumhurbaşkanı da başlatmış ve belediyelerin kampanyasını yasaklatmıştı. Sokağa çıkma yasağı bir nevi onların dediğini yapmak olacaktı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan zaten alınması gereken önlemleri zamanında ve gereğince almamakla eleştiriliyordu. Hem can kaybı açısından hem ekonomi yönetimi bakımından eninde sonunda alacağı bu kararı geciktirmenin ağır can ve ekonomik kayıplara yol açacağı defalarca söylendi.

Sonunda acı gerçeği 10 Nisan akşamı kabullenmek zorunda kaldı Erdoğan. Epey apar topar bir karar olduğu anlaşılıyor. Daha iki saat önce gazeteciler Sağlık Bakanına sormuşlar, sokağa çıkma yasağının genişletilmesine işaret edecek bir yanıt almamışlardı. Bakan, gerektiğinde eczanelerden dağıtılacak ücretsiz maskelerle sokağa çıkılmasını öğütlüyordu. İki saat sonra gelen kararın Bilim Kurulu üyeleri bakımından da soğuk duş olduğu anlaşılıyor. Bu karara karşı olduklarından, istemediklerinden değil. İki aydır insanlara birbirlerinden en az bir-iki metre arayla durmaları gerektiğini söylerken, televizyonlarda yağma filmlerini andıran görüntülerde insanlar birbirinin üzerindeydi. Son iki aydır insanları birbirlerine virüs bulaştırmamaları için alınan önlemler neredeydi, yüz binlerce insanın adeta birbirlerine virüs bulaştırmak için koşuşturduğunu gösteren bu durum nerede? (HABER MERKEZİ)

YAZININ TAMAMI