Murat Yetkin: TBMM açılmadan önce Ankara'daki görünüm
Gazeteci Murat Yetkin, 2 Haziran'da kapılarını açacak olan TBMM'nin ilk çalışmalarında nelerin ele alınacağına dair yazdı. Meclise yollanacak olası çalışmaları anlatan Yetkin, Erdoğan'ın seçenekleri ve AK Parti içindeki hareketlilikleri de aktardı.
DUVAR - Gazeteci yazar Murat Yetkin, Yetkin Report'ta yayınladığı yazısında, yarın TBMM'nin açılmasından önceki siyasi durumlara değindi. Erdoğan'ın önündeki seçenekleri sıralayan Yetkin, TBMM'ye Cumhurbaşkanlığı tarafından gönderilecek yasa teklifleri için "ekonominin toparlanması ve siyasetin demokratikleşmesi amaçlı mı olacak, yoksa AK Parti-MHP ittifakının iktidarını pekiştirilmesi amaçlı mı?" diye sordu.
"Erdoğan'ın işi hiç kolay değil" diyen Yetkin, Erdoğan'ın ekonomi ve dış politikayı ortağı MHP'yi kızdırmadan idare etmesi gerektiğini ifade etti. AK Parti'de de genel kurul öncesi hareketlilik yaşandığını aktaran Yetkin, bazı milletvekillerinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sebebiyle hükümet icraatına etki edememesinden rahatsızlık duyduğunu da belirtti. Erdoğan'ın bu süreçte özgürlükleri kısıtlama ihtimali olduğunu kaleme alan Yetkin'in yazısından bir bölüm şöyle:
"Siz bakmayın parlak demeçlere. AK Parti bünyesinde bütün işlerin Cumhurbaşkanlığındaki dar bir ekibin kontrolünde yürütülmesinden ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi uyarınca artık milletvekillerinin hükümet icraatına etki edememesinden rahatsızlık var. Kabinede ise birkaç bakan dışında diğerleri ha var, ha yok. Salgınla mücadelede öne çıkan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı ayrı yere koyalım. Diğerleri baş harflerine göre- Abdülhamit Gül, Berat Albayrak, Hulusi Akar, Mevlüt Çavuşoğlu ve popülaritesi her geçen gün yükselen Süleyman Soylu. Bir de MİT Başkanı Hakan Fidan var etkisi olan. Ama tabanda Genel Kurul öncesi bir hareketlenme gözleniyor. Malum, seçeneksiz de değiller artık, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu bu tablodan bıkanları karşılamaya hazır.
Erdoğan bu dengeleri korumak için kendisinden önce başka liderlerin de düştüğü hata ile iktidarını özgürlükleri (basın ve ifade özgürlüğü dahil) biraz daha kısıtlayarak pekiştirme yoluna başvurma yoluna gidebilir. Üstelik bunu yaparken ABD ve AB’yi de içine alan baskıcı ortamdan ilham alabilir. Yanlış olur, ama yapma ihtimali bulunuyor.
2 Haziran’dan itibaren Meclis gündemine taşınacak yasal düzenlemeler bu nedenle önem taşıyor."