Müsavat Dervişoğlu: Cumhurbaşkanı ile İmralı arasında kırmızı hat mı var?

İYİ Partili Müsavat Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Abdullah Öcalan ve Selahattin Demirtaş’a ilişkin sözlerini eleştirdi: "Cumhurbaşkanı ile İmralı arasında bir kırmızı hat mı vardır?"

Abone ol

ANKARA - İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Öcalan’ın, Demirtaş’ın açıklamalarından rahatsız olduğu bir gerçek” sözlerine tepki gösteren Dervişoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve onu yönetenler, kendisine savaş açmış bir teröristin posta güvercini olamaz” dedi.

‘TÜRKİYE KRİZLERLE KARŞI KARŞIYA BIRAKILDI’

Korona virüsü (Covid-19) testi pozitif çıkan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in sağlık durumuna ilişkin bilgi veren Dervişoğlu, “Sağlık durumunun çok iyi olduğunu, mevcut durumun rutin prosedürlerden kaynaklandığını ve en yakın zamanda aramızda olacaklarının müjdesini de aziz milletimizle paylaşıyorum” diye konuştu.

Türkiye’nin içinde bulunduğu dönemde, tarihinde hiç tanık olmadığı krizlerle karşı karşıya bırakıldığını savunan Dervişoğlu, “Krizler bazen göz göre göre gelmekte, bazen de hiç beklenmedik anlarda karşımıza çıkmaktadır. Mevcut iktidarın, muhtemel krizlerle ilgili herhangi bir öngörüsü olmadığı gibi, kriz anlarında hayata geçirmeyi düşündüğü gerçekçi bir eylem planı da yoktur. Tek dertleri vardır o da krizlerin oluşturduğu vasattan siyaseten nasıl beslenecekleridir” ifadelerini kullandı.

‘BUNUN ADI YÖNETMEK DEĞİL YÖNETEMEMEKTİR’

İran’dan doğal gaz temin edilememesinin ardından sanayide yaşanan iş durdurmaları hatırlatan İYİ Partili Dervişoğlu, “Koca bir ülkenin üretim kabiliyeti ve kapasitesinin sınırı şansa bırakılmıştır. Devlet yönetmek ciddiyet ister. Vatandaş sizden kriz meydana geldikten sonra önlem almanızı değil, krizin hiç meydana gelmemesi için çalışma yapmanızı bekler. Her şeyden önce böyle bir durumla karşılaşıldığında kısıtlama yapılacak sektörler de bellidir. Kısıtlamaya önce bilinen sektörlerden başlanır. Topyekûn tüm sektörleri içine alacak bir kesintiye gidilmesi, hükümetin kriz yönetme konusunda da beceriksizliğini ortaya koymaktadır. Bunun adı yönetmek değil yönetememektir” dedi.

‘DEVLETİ YÖNETENLER TERÖRİSTİN POSTA GÜVERCİNİ OLAMAZ’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı televizyon programında kullandığı “Öcalan’ın, Demirtaş’ın açıklamalarından rahatsız olduğu bir gerçek” şeklindeki açıklamasına tepki gösteren Dervişoğlu, “Daha önce ‘Edirne’dekinden hesabı İmralı’daki soracak’ diyerek hükümlü teröriste iş taşere eden Sayın Cumhurbaşkanı, mevzuyu bir adım daha ileriye götürerek ‘Öcalan’ın, Demirtaş’ın açıklamalarından rahatsız olduğu bir gerçek’ değerlendirmesinde bulundu” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizim öğrendiğimiz ve bildiğimize göre İmralı’daki terörist başı ile avukatları ve yakınları dahil görüşme trafiği oluşturamamaktadır. Bu bilgiler ve terörist başının görüş ve kanaatleri Cumhurbaşkanına nasıl iletilmektedir? Cani başının şu anki mevcut ziyaretçileri, görevlendirilmiş kuryeler midir? Yoksa daha tehlikelisi Cumhurbaşkanı ile İmralı arasında bir kırmızı hat mı vardır? Türk milletine ve onun milli birlik ve beraberliğine savaş açmış, elinde binlerce şehidimizin kanı bulunan bir caninin sözlerinin referans alınması ve siyasete malzeme kılınması, hangi aklın ve vicdanın ürünüdür? Bu izaha muhtaç sorulara cevap vermek yerine, her fırsatta muhalefete isnat, itham ve iftirada bulunmak devlet adamlığı ile asla bağdaşmaz. Herkes haddini bilmek zorundadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve onu yönetenler, kendisine savaş açmış bir teröristin posta güvercini olamaz.”

‘BİRLİK VE BERABERLİĞİN YOLU DİYARBAKIR'DAN DA GEÇER İZMİR'DEN DE’

Dervişoğlu basın açıklamasının sonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ““Bu ülkeye demokrasi gelecekse yolu Diyarbakır’dan geçer” sözlerinin ardından İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu’nun tepkisi hatırlatılan Dervişoğlu, şunları söyledi:

“Daha önceden de benzer beyanlarda bulunulmuştur. Ben bu ülkede Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık yapmış kişilerin 'Realiteyi tanıyoruz. Avrupa Birliği’nin yolu Diyarbakır’dan geçer' gibi söylemlerine de geçmiş zamanda şahit olmuş birisiyim. Bunlar günlük siyasetin içinde kullanılabilir ama bize sorarsanız Türkiye’nin sorunlarının tartışılacağı yer TBMM’dir. Avrupa Birliği’nin yolu da, Türkiye’nin kalkınmasının yolu da, Türkiye’nin milli birlik ve beraberliğinin yolu da Diyarbakır’dan da geçer, Hakkari’den de geçer, Yozgat’tan, Trabzon’dan, Ordu’dan, İzmir’den Aydın’da da geçer. Ancak Türkiye’nin başkenti Ankara’dır. Kararların alınacağı yer TBMM, uygulanacağı yer de başkent Ankara olacaktır.”

'BAHSETTİĞİNİ AÇIKLAMA İTTİFAK RUHUNA ZARAR VERMEZ'

“Bu açıklamalar CHP ile İYİ Parti arasında bir probleme neden oldu mu?” sorusu üzerine Dervişoğlu, "İttifakın içindeki problemler kişisel taleplerden kişisel beklentilerden kaynaklanmaz. Ben İzmir milletvekiliyim ve yerel seçimler aşamasında partimin mahalli idarelerden sorumlu genel başkan yardımcısıydım. Biz o ittifakın hangi şartlarda kurulduğunu çok iyi biliyoruz. Biz CHP ile bazı yerlerde ittifak yaptık bazı yerlerde de rakip olduk, karşılıklı aday çıkardık" yanıtını verdi.

"Karşılıklı aday çıkardığımız yerlerdeki belediye başkanlarından bile gerekli saygıyı görüyoruz" diyen Dervişoğlu, "Dolayısıyla bahsettiğiniz açıklamanın ittifakın ruhuna zarar vereceği kanaatini taşımıyorum. Ya bir talep kusuru vardır ya da bir diyalogsuzluk vardır. Bunların da giderilmesi zor şeyler değildir" ifadelerini kullandı. (DUVAR)