Mustafa Yeneroğlu, AK Parti'den istifa ettiği mektubu ilk kez paylaştı
İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, “Muhataplarıma onur kırıcı ithamlarda bulunmaları durumunda mektubumu kamuoyuna açıklayacağımı belirtmiştim” diyerek 15 ay önce ettiği istifanın mektubunu paylaştı.
DUVAR - DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı ve milletvekili Mustafa Yeneroğlu, AK Parti MKYK üyeliğinden istifa mektubunu ilk kez kamuoyuyla paylaştı.
28 Ekim 2019’da ettiği istifa mektubunu şimdiye kadar yayımlamayan Yeneroğlu Twitter’dan “Muhataplarıma onur kırıcı ithamlarda bulunmaları durumunda mektubumu kamuoyuna açıklayacağımı belirtmiştim. Bugün o gün geldi” dedi.
Mektubunu yakın tarihe düştüğü not olarak değerlendiren Yeneroğlu, “15 ay olmuş, bugün ülkem çok daha kötü bir durumda maalesef” ifadelerini kullandı.
'İNANDIĞIM DEĞERLERE SAYGISIZLIK...'
Mektubuna “Sayın Cumhurbaşkanım, Saygıdeğer Genel Başkanım” diye başlayan Yeneroğlu şunları ifade etti:
"Ümit ederim ki, sözlerimi çok genç yaşlardan beri tanıdığınız ve güvendiğiniz, bu sebeple de farklı görevler verdiğiniz bir kardeşinizin gelinen nokta karşısında feryadı olarak okursunuz. 18.08.2018 tarihindeki 6. Olağan Kongremizde layık gördüğünüz MKYK üyeliğimi artık daha fazla taşıyamamanın üzüntüsü içinde sizlere yazdığımı bilmenizi isterim. Ne yazık ki öz eleştiri talebinin küstahlık ve kibir olarak algılandığı bir ortamda her şeye rağmen doğru bildiklerimi tekrar etmenin sorumluluğu içinde sizlere yazıyorum Doğduğundan beri Ak Partiyi milletin gönlünde Ak Parti yapan o Ulvi değerlere hizmet eden bir kardeşiniz olarak ve o değerlere tam bağlılık içinde cümlelerimi kurmaya çalışıyorum. Son iki yılda geceleri büyük bir huzursuzluk içinde geçiren, sırtlandığımız yükün ağırlığı ve her gün önüme gelen sayısız hukuksuzluklar karşısında gözyaşı içinde kıvranan bir dava adamı olarak sizlere yazıyorum. Artık sözümüzün değeri olmadığı, artık göz hizasında konuşma imkanı kalmadığı için yazıyorum. Konuştuğum zaman saygısızlık olarak kabul edildiği, konuşmadığım takdirde kendime, inandığım değerlere saygısızlık olarak kabul edeceğim için yazıyorum.
Ülkemde bu kadar yoğun haksızlıklar varken, iktidar partisi MKYK üyesi olarak bunların karşısında elimden herhangi bir şeyin gelmemesi ve hiçbir şekilde ciddiye alınmamamız karşısında MKYK üyeliği statüsünü taşımanın bir anlamını göremiyorum maalesef. Haksızlıkların dile getirilmesi karşısında ötekileştirilmemiz ve aşağılanmamız bir tarafa, istişare mekanizmalarımız olmayacaksa, yüz binleri aşan ağır mağduriyetler karşısında çözüm mekanizması olamayacaksak, ülkem adeta bir korku iklimine bürünmüşse, fikir, basın ve toplanma özgürlüğü gün geçtikçe daha fazla ezilmesi karşısında masumiyet karinesinin yok sayılması ortamında görüşümüzün bir kıymeti olmayacaksa, koltuk işgal edip zaman tüketmenin anlamını göremiyorum. Lütfen Erbakan hocamıza yönelik eleştirilerinizi hatırlayın ve günümüzdeki durumumuzla mukayese edin.
On yılların mücadelesi, duası ve gözyaşı ile yoğrulmuş içinde doğduğum hareketimizin çıkışı, Anadolu mozaiği ve milletimizin irfanıyla yoğrulmuş adalet, özgürlük ve yenilik iddiası ve bu iddialarımızın kurumsallaştırılması idealinin tükendiği, adeta kendimizi tanıyamadığımız bir süreçteyiz. Bu durum bana büyük acı veriyor. Ancak maalesef düzeltilmesi konusunda kendimce büyük uğraş vermeme rağmen samimi istişare mekanizmaların varlığını göremiyorum ve dolayısıyla faydalı olamıyorum.
Bu sürecin bir an evvel aşılması ve tekrar adalet bayrağını en yüksekte tutan, özgürlükçü ve reformcu çıkışıyla bugün de milletimize yeniden ümit olacak Ak Parti'yi ve hareketimizin özgürlükçü ve katılımcı demokratik Türkiye hayalini özlüyorum. Siyasetin konuşulmadığı ve öz eleştirinin yapılmadığı MKYK bünyesinde bulunmanın anlamını göremiyorum maalesef.
Bu sebeple, MKYK ve Seçim İşleri Başkan Yardımcılığı görevimden büyük üzüntü içinde istifa ediyor, görevde olan arkadaşlarıma üstün basanlar diliyorum.
Affınıza sığınarak yüksek saygılarımı arz ederim."
Yeneroğlu ayrıca mektubuna ilişkin, “Vatanına ve milletine karşı sorumluluk hisseden herkes bu mektubu aynı zamanda bir çağrı olarak okuyabilir” diyerek, “Hep birlikte devleti yaşatan yegane değerlere, demokrasimize ve hukukun üstünlüğüne sahip çıkmalıyız. Daha büyük felaketlere doğru bu gidişatı milletimiz hak etmiyor” ifadelerini kullandı.