Mutluca GES Projesi Meclis gündeminde
CHP'li Kadim Durmaz, Tokat'ın Mutluca köyündeki GES projesini TBMM gündemine taşıyarak, konuyla ilgili meclis araştırma önergesi verdi.
DUVAR - CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, Niksar Mutluca köyündeki GES projesini TBMM gündemine taşıyarak, konuyla ilgili meclis araştırma önergesi verdi.
Durmaz; “Kelkit Vadisi koruma altına almamız gereken bir değerken, herhangi bir üst ölçekli havza yönetim planı olmaksızın, vadi boyunca onlarca HES projesi yapıldı. Yüz yıllardır Tokat’a, halka ve doğaya yaşam veren Yeşilırmak suyu, HES projeleriyle adeta talan edildi” dedi.
Kelkit Irmağı ve D-100 transit yolunun da geçtiği Mutluca Köyü’nde geçmişte birçok HES kuran AYDEM enerji şirketinin, bu kez de köyde kurmayı planladığı Akıncı HES Yardımcı Kaynak GES İlavesi Projesi ile köylülerin tarım arazisini Güneş Enerji Panelleriyle kapatmak istiyor. Projeye itiraz eden köylüler, verimli tarım arazilerinin yok edilmesine karşı çıkıyor.
Şirketin araziye GES (Güneş Enerji Santrali) projesi yapmak için girişimlere başladığını belirten CHP’li Durmaz, “Bölge halkına ve ilgili kuruluşlara başvurmadan, 136 dönüm araziyi kapsayan bu projenin; arazilerin jeolojik, hidrolojik ve doğal özellikleri; ekosistem hizmetlerinin sağlığı ve bütünlüğü, yerel ekonomide su kaynaklarının önemi ve yeri; söz konusu projelerden akarsu sisteminin ve yöre halkının ne düzeyde etkileneceği ekseninde değerlendirilmesi yapılmadan, keşif ve bilirkişi raporu olmaksızın CED olumlu raporu çıkması tartışmalıdır” dedi.
'MEVZUATA AYKIRI'
Açıklamasının devamında bölge halkının santral kurulmasına karşı çıkarak, Tokat İdare Mahkemesi'ne dava açtıklarını da hatırlatan Durmaz; “Gerekli incelemeler yapılmaksızın aktif tarım alanlarını, marjinal tarım alanı olarak raporlamak mevzuata aykırıdır. Tarım alanlarında yeni bir inceleme yapılmıştır. Bunların sonucunun beklenmesi gerekmektedir” dedi.
'CİDDİ SU SORUNU YAŞANABİLİR'
Projenin gerçekleşmesi durumunda ciddi bir su sorunu da yaşanabileceğini belirten Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, “Yeşilırmak’tan akan suyla can bulan köylerde yaşayan binlerce insan susuz kalabilir. Suyu olmayan, deresi kurutulan halkın geçim kaynakları yok edilirse, bölgede tarım ve hayvancılık büyük ölçüde zarar görür.” dedi.
Önergesinde Çevre Kanunu ve Ramsar sözleşmesine değinen Durmaz; “Kanunda açıkça ifade edildiği gibi, doğayı ve çevreyi ilgilendirecek her türlü proje ve yatırımın, sürdürülebilir kalkınma ilkelerine bağlı kalarak; doğal kaynaklara, kentsel ve kırsal arazilere uygun şekilde, hava, toprak ve su kirlenmesinin önlenmesi, bugünkü ve gelecek kuşakların sağlık ve yaşam düzeylerinin güvence altına alınması ilkesini dikkate alacak şekilde hukuki ve teknik esaslara uygun olmalıdır” dedi.