Afrika ülkesi Burkina Faso, pek bilmediğimiz bir ülke. Ne kadar
bilmediğimize dair bir örnek verebiliriz: Yazar/yönetmen Ümit
Kıvanç, belgesel çekmek üzere Burkina Faso’ya gideceğini çevresine
söyler. Aldığı yanıt “Orası neresi?” yerine, “O ne?” olur*.
Oysa Kıvanç’ın da çekimlerinde vurguladığı üzere Burkina Faso’yu
en özel kılan yanlardan biri, 1980’lerde çok kısa bir süre
iktidarda kalmasına rağmen ülkeyi baştan yaratan Thomas
Sankara’dır. Afrika’nın en yoksul ülkelerinden biri olan, eski
Fransız sömürgesi ‘Yukarı Volta’, Sankara ile birlikte ‘Burkina
Faso’ya dönüşür. Bu isim, ülkede konuşulan iki yerel dilin
birleşimini imgeler. Dört yıl gibi dudak uçuklatan bir sürede ülke,
tarımdan tekstile üretimde büyük bir gelişim kaydeder. Ancak
Burkina Faso’nun sosyalist lideri bir darbe ile devrilecektir. Daha
önce Sankara’yı uzun uzun konuşmuştuk, dileyenler hem bu
yazıdan hem de Kıvanç’ın söz konusu belgeselinden
yararlanabilir.
Fakat bu ülkeyi ilginç kılan sadece tarihi değil, aynı zamanda
bu tarihin müzik kültürüne ne biçimlerde yansıdığı. Gelin çeşitli
sanatçıların şarkılarıyla Burkina Faso’yu daha yakından tanımaya
çalışalım.
CISSE ABDOULAYE
İlk dinleyeceğimiz isim, Cissé Abdoulaye bize Burkina
Fasoluların toplumsal gelişmelere dair bakış açısına dair
derinlikli bir fikir verecektir. Abdoulaye, 1978 yılında ilk
albümünü yayınlar. Albüm ile aynı ismi taşıyan ‘Les
Vautours’ yani ‘Akbabalar’ isimli şarkı sözleri
itibariyle dikkat çekicidir. Les Vautour bize Afrika’nın
nasıl sömürüldüğünü etkileyici metaforlarla anlatıyor.
“Köyün üzerinde, köy uyurken / bir akbaba gecenin içinde
süzüldü. / Ve sesiyle, evet, kasvetli sesiyle / gecenin
sessizliğini bozdu / Ve hâlâ uykulu insanlar bir alarm iğnesi gibi
kalktı. / Ve akbaba uçuşuna devam etti, / tekrar havalandı nereye
gitti bilinmez. / Afrika’nın gökyüzü huzurluydu / Afrika’nın
toprağı barışı biliyordu. / O günden beri silahlar saçıldı. / Evet,
o günden beri insanlar savaştı. / Ertesi gün, yine aynı saatte /
Yüzü aşkın akbaba gecenin içerisinde süzülüyordu / Ve köyün
çevresindeki ağaçlarda tüneyip sabahı bekliyorlardı. / Bütün köyü
şaşkına çevirdiler ve önlerine gelen her şeyi yakıp yıktılar. /
Köyü gözleyen cesur nöbetçileri aldatmayı başardılar. / O zamandan
bu zamana, Afrika halkları hala kaybettiklerini arıyorlar. /
Akbabalarla birlikte dünyada en çok değer verdikleri şey kayboldu,
/ ve her akşam odun ateşinin etrafında tamtam sesleri göğe
yükseliyor. / Hâlâ arıyoruz, akbabaların alıp götürdüğü bulunmaz
hazineyi. / Afrika’nın gökyüzü huzurluydu / Afrika’nın toprağı
barışı biliyordu. / O günden beri silahlar saçıldı. / Evet, o
günden beri insanlar savaştı.”

DEVRİMİN GÜVERCİNLERİ
Aslında bakarsanız Sankara’nın kendisi de bir müzisyendir,
askerliğinin yanı sıra elektrogitar çalar, besteler yapar. Hatta
bugün hâlâ Burkina Faso’da kullanılan milli marş yine Sankara’nın
eseridir. Belki biraz da bu ilgisinin etkisiyle 1983 yılında,
kadınlardan oluşan bir orkestra kurmak üzere Abdoulaye’yi yanına
çağırır. Fakat zaman kısıtlıdır. Gruba katılım için seçmeler
düzenlenir, testleri geçen yetenekli gençlerin isimleri açıklanır.
İşin en zor tarafı, bu kadar kısa bir süre içerisinde gruba
katılacakları profesyonel bir müzisyene dönüştürmektir.
Ancak yine de Devrimi Savunma Komiteleri içerisinde bir orkestra
yaratılır. ‘Les Colombes de la Révolution’ yani
‘Devrimin Güvercinleri’ ismi verilen grup kısa süre
içerisinde Burkina Faso’da ve dünyada çeşitli ülkelerde sahne
alacaktır.

Grubun üyelerinden Fatouma Diallo’ya devrim günlerine dair
fikirleri sorulduğunda, kendisi için en eğitici hatırasının iktidar
ile ilişki bağlamında olduğunu şu sözlerle: “Yoldaş Başkan Sankara
ile öyle bir ilişkimiz vardı ki, onunla sohbet ederken, tartışırken
karşınızda bir ‘başkanın’ durduğu aklınıza gelmezdi. İktidar ve
insan gücünün gizemini tamamen çözmüştü.”
Les Colombes de la Révolution’un en dikkat çekici, hatta belki
de en başarılı eserlerinden biri ‘Hommage à Mohamed Maïga’
yani ‘Mohamed Maïga Anısına’ isimli şarkıdır. Sözü edilen
Mohamed Maïga’nın hikayesi de ilginçtir. Sankara’nın iktidara
gelmesinden üç hafta sonra Malili gazeteci Maïga, kendisi gibi genç
bu komutanla bir söyleşi yapar. Bu söyleşi Sankara’nın verdiği en
uzun söyleşi olarak tarihe geçecektir. Sankara ile benzer devrimci
düşünceleri paylaşan Maïga 1984 yılında, zehirlenme şüphesiyle
henüz 33 yaşındayken hayatını kaybeder.

SANKARA’NIN ANISINA
Son olarak belki daha yakın bir tarihten bu sefer Sankara için
yapılmış bir şarkı ile veda edelim. Sankara, sadece 4 yıl ülkesinin
başında kalmış olmasına rağmen gerek başardıkları gerekse yeni
sömürgeci düzene karşı anti emperyalist tutumu nedeniyle, özellikle
Afrika’da hâlâ anılan bir lider. Ancak bu şarkıda Burkina Fasolu
reggae sanatçısı Sams'K Le Jah, diğer Afrika ülkelerinin devrimci
liderleri anılırken neden Sankara’nın kendi ülkesinde hak ettiği
değeri görmediğini sorguluyor.
Gelecek hafta farklı coğrafyaların, farklı müzik izleklerini
takip etmeye devam edeceğiz. Yazıda geçen bazı şarkıların ve daha
fazlasının bulunduğu çalma listesi için:
https://open.spotify.com/playlist/6AI9OGmCXxz1FvZEMukWSN?si=35e015fbc9a145d2
NOTLAR:
* Uzaktakiler 2: Burkina Faso, Thomas Sankara https://vimeo.com/110496814