BÖLÜM 1: NEYSE Kİ
10:30 suları, fabrika, posa, meyve suyu fabrikası, narenciye posası, kamyon, arazi, boş arazi, kasalar, plastik kasalar, meyve kasaları, plastik meyve kasaları, kasaları almak isteyen kağıt toplayıcısı, kağıt toplayıcısı Halil, Halil Yeloğlu, posalar, dökülür, kamyon, kamyon sürücüsü, kamyon sürücüsünün ihbarı, kurtarma, sağlık, ekip, kurtarma ekibi, kurtarma ve sağlık ekibi, vatandaş, destek, kurtarma ekibine destek veren vatandaşlar, narenciye posası, narenciye posasının altında, altında kalır, çaba, büyük çaba, büyük çaba sarf ettiler, altında kalan, narenciye posasının altında, sonra, daha sonra, daha sonra ulaşılan, ulaşılan çocuk, çocuk, ambulans, Adana Şehir Hastanesi, çocuk, yoğun bakım, kamyon, sürücü, polis, göremeyince arayıp yardım istedim, polisi, yardım, göremeyince, neyse ki yaşıyor, yaşıyor, neyse ki.
BÖLÜM 2: ÇOCUKLAR
Arazi, boş arazi, kamyon, kamyondan dökülür, narenciye posası, tonlarca, narenciye posasının altında, altında kalır, kağıt, kağıt toplayıcısı Halil Yeloğlu (15), kağıt toplayıcısı (15), tedavi, hastane, (15), meyvesuyu fabrikası, kamyon, kamyona yüklenen, tonlarca, posa, boş arazi, atık, kağıt, atık kağıt, atık kağıt toplayıcısı (15), atık kağıt toplayıcısı Halil Yeloğlu (15), posaların altında, sürücü, kamyon sürücüsü, kamyon sürücüsünün ihbarı, kurtarma ve sağlık ekipleri, vatandaşlar, vatandaşların yardımı, 30 dakika, 30 dakikalık çalışma (15), posaların altından, Halil’i (15), Halil’i çıkarırlar, nefessiz, posaların altında nefessiz, nefessiz kalan, sağlık ekibi, sağlık ekibinin müdahalesi, müdahalesiyle hayata döndürülen (15), kağıt toplayıcısı (15), atık kağıt, Şehir Hastanesi, yoğun bakım, hayatî tehlike (15), sürücü, gözaltı, yük, yükü boşaltacaktım, arazide çocuklar, çocuklar vardı (15), kasalar, plastik kasalar, plastik kasaları toplamak, kasaları toplamak için, çocuklar, toplamak için beklerler, indim, araçtan, iner, uyarır, uyardım, tonaj, tonaj fazla, kaza olabilir, olabilir (15), kamyonun arkası, kaza, arkasından ayrıldılar, boşaltır, yük, yükü boşalttım, kaza, birini göremez, göremedim, çocuklardan birini (15), göremedim, telefon, polis, hemen, telefon, bilgi, taksir, adam yaralama, taksirle, Adliye, ambulans, hastane.
BÖLÜM 3: BU SABAH
Kağıt toplayıcısı, atık kağıt toplayıcısı Halil Yeloğlu, 13 Kasım (15), fabrika, meyve suyu, meyve suyu fabrikası, 01 DUP, kamyon, plaka, plakalı kamyon, tonlarca narenciye, arazi, boş arazi, dökülürken, dökülür, toplayıcı, kağıt toplayıcısı, atık kağıt toplayıcısı Halil Yeloğlu, Halil (15), sürücü, ihbar, ekipler, kurtarma ve sağlık ekipleri, vatandaşlar, yardım, 30 dakika, çalışma, 30 dakikalık çalışma, Halil (15) posaların altından, altından, nefessiz kalan, nefessiz (15), Halil, sağlık ekibi, müdahalesi, hayata döndürülerek, döndürülerek, hayata (15), Şehir Hastanesi, ünite, yoğun bakım, yoğun bakım ünitesi, tedavi, bugün, sabah, yaşam, bugün sabah, yaşam, yaşamı (15), yaşamını yitirdi, müdahale, müdahaleye rağmen, yaşamını, yitirdi (15), yaşam (15).
* * *
Adanalı atık kağıt toplayıcısı Halil’in takati bu kadarına elverdi. 15 yaşına kadar ulaşabildi. Sonra narenciye posasının altında kaldı. Narenciye posasının altında nefessiz kaldı. Kıçtan ısıtmalı kurşun geçirmez lüks otomobiller diyarında narenciye posasının altında boğuldu. Yurtdışından ısmarlama takım elbiselerin, afilli güneş gözlüklerinin diyarında nefessiz kaldı.
Bir onursuzluk ortamıdır, içinde yaşadığımız düzen. Mesele etmeye o kadar yüzeyinden başlıyoruz ki, derinine ilişilemiyor. Oysa dünyanın can alıcı sorusu şu: o çocuklar neden orada posa boşaltacak o kamyonu bekliyorlar, plastik meyve kasalarını almak için?
“Sen fazlasın” denmiş onlara, henüz hepsi bu kadar küçükken. “Sana ihtiyacımız yok, sana bakamaz bu millet, çok mühim işlerimiz var bizim, cihana hakim olacağız, falan.” Çocuklar plastik kasaların peşinde. Posa boşaltacak kamyonu bekliyorlar. Başka kimi beklesinler, neyi beklesinler? Ne yapsın Halil? Yakında durursam bir-iki kasa daha kaparım, diye hesap etmiş olmalı. Oysa biz hesap öğretmedik sana, Halil (15); öğretemeyiz, okullar meşgûl, çok mühim işlerimiz var. Fetihler, cihan hakimiyeti, medeniyet inşaatı, biz bunlarla meşgûlüz. 15’ine kadar getirdi seni bu millet, bu devlet işte. Ama kamyon bekleterek, ama kasa peşinde koşturarak. Narenciye posası, plastik meyve kasası. Az geride durmalıydın. Birkaç yıl daha yaşasan mutlaka öğrenirdin az geride durmayı; vakit olmadı. Az değil çok geride durmayı da öğrenirdin. Hele askere gitsen. Sen öne atılmayacaktın. Niye atıldın kamyona öyle? Seni zaten geri duracaktın, Halil. Ayaklar baş mı olsun Halil (15)? Başımız mı kalsın narenciye posasının altında? Başımız kalmaz narenciye posasının altında. Başlar kalmaz. Başlara güneş gözlüğü takılır, kıçlara alttan ısıtma yapılır. Sen bekleyecektin, Halil. Bekleyecektin. Eylemeyecektin. Az geride bekleyecektin. Kim bilir, belki de tehlikeliydin sen (15). Eylemek olmaz. Sana olmaz. Sen boş arazide kamyon bekleyecektin. Öyleydi. Öyleyken böyle olmaz. Olmazdı, Halil. Gördün mü ne oldu? Yaşamını yitirdin! Tedavi gördüğün yoğun bakım ünitesinde, müdahaleye rağmen gitti yaşamın. 15 yılmış zaten topu topu. Birinin üstüne döksen altında nefessiz kalmaz. Boş arazide uçuşup dağılıp gider.
Değer mi keyfimizi kaçırmaya, bu büyük milleti çıktığı şanlı yoldan döndürmeye? Haydi, sen bize kısacık yaşamından aklında kalan güzel bir anını anlat, Halil (15). Meselâ nasıl kağıtlar topluyordun? Renkli, resimli, güzel desenli olanları var mıydı aralarında? Bazılarını katlayıp yastığının altına koyuyor muydun? Yastığın var mıydı Halil (15)? Üstüne ne örtüyordun? Ha, unutmadan, portakal mandalina yiyor muydun? Meyve suyu içiyor muydun?
Aşk olsun Halil! Neden susuyorsun? Cevap veremez misin? Öldün mü? Ne münasebet! Biz cihana hakim olacağız, biz ölmeyiz Halil. Destanlarda yaşarız. Nasıl öldün? Yaşamını mı yitirdin? Yoğun bakım ünitesinde? Müdahaleye rağmen?
Fotoğraf paylaşmış da arkadaşım, tam olarak neyin altında kalmıştın sen, Halil (15)?