Nazan Öncel'den Durum Şarkıları: Kısa çöpü çektim

Durum Şarkıları, duygusal anlamda bütünlüklü bir çalışma. Şarkılar ağır bir yas ve göç duygusuyla yorumlandığı gibi, evdeki göç havası da dışarıya taşıyor. Dolayısıyla, şarkıların öyküsüne anılar, geçmişten kesitler, çağrışımlar da karışmış. Öncel'in yer yer sayıklar gibi şarkıları yorumlaması, sesinin kimi zaman düz bir çizgide ilerlemesi, aradaki boşluklar, düşmeler o yas duygusunu yansıtıyor.

Abone ol

DUVAR - Kapıdan çıkarken son kez dönüp baktım Nazan Öncel’e, bana bakıyordu, bir veda, bir yas, ağır bir hüzün, bir uğurlama bakışıydı bu. Aramızdaki o birkaç saniyelik bakışta kuşlar havalandı ve gitti. Kimden ayrılsa, acısı tazeleniyor gibiydi. O buruklukla kapıdan çıkarken başka bir kapıyı açıp Durum Şarkıları’na girdim. Ana kapı Girizgâh’dı. Albümün tüm duygusuna bir giriş, bir saygı töreni minvalindeydi.

Öncel’in bir süre önce kaybettiği, yol arkadaşı Akşit Togay’ı uğurladığı ve o veda merasimini iliklerinize kadar hissettiğiniz muazzam bir kompozisyon Girizgâh. Albümün tamamı Akşit Togay’a bir saygı duruşu niteliğinde. Dolayısıyla Durum Şarkıları’na bir yas albümü demek yanlış olmaz sanırım. Öncel’in söylemi de bu atmosferi yansıtıyor. Yer yer sayıklar gibi şarkıları yorumlaması, sesinin kimi zaman düz bir çizgide ilerlemesi, aradaki boşluklar, düşmeler o yas duygusunu yansıtıyor.

Yaşadığı kayıp, ansızın gelen ölüm ve şok duygusu, içe kapanma, geriye dönüp bakma, söyleyemedikleri, yani sustukları, unutamadığı her ne varsa Yaniler şarkısında dile geliyor. Dolayısıyla sesine, yorumuna yansıyor bu kayıp. Tüm iç çekmelerini, tüm titremelerini, kayboluşlarını yorumunda hissediyorsunuz. Şarkının en can alıcı tarafı “Donup kalmışlığım/ zamansız kayıplarım var benim” sözlerinde yatıyor. Donup kalması, ölümün şokuyla yaşanan bir travma. Ama donup kalan sadece Öncel değildir, bu ifade, yaşadığı an’ın donması arzusunu da işaret eder; dümdüz bir çizgide daralmayı, yani an’ı durdurma isteğini. Zaman durduğunda ya da donduğunda, tüm bu olanlar da duracaktır. Belki geriye doğru akacaktır hayat. Ama bellek devreye girer. Anılar, zihnindeki görüntüler hareket halindedir çünkü. Üstelik Öncel, şarkıda unutmayı bilmediğinden söz eder ve bunu bir sorun olarak görür.

Nazan Öncel ve Akşit Togay...

Bellek “yaratımın hareket noktasıdır” ve bunun da farkındadır Öncel. Onun oluşu devam ettiğine göre gerçekliği de yeni anlamlarla değişime uğramıştır artık. Zamana yüklediği anlam gibi, keder karşısında takındığı tavır da, yüklediği anlam da değişir. Daha önceki albümlerde keder karşısında yaralarını saran bir kadın varken, bu sefer yaralarını açan bir kadın buluruz karşımızda. Bu bir teslimiyet değil, aksine hesaplaşma meselesidir. Aynı zamanda keder, yazgı, uyumsuzluk ve (belki de) şansızlıkla bir arada ele alınır. “Kısa çöpü çektim yine” ya da “Ben bir küçük harfim, hiç büyük harf olamadım” sözlerinde olduğu gibi.

Durum Şarkıları, duygusal anlamda bütünlüklü bir çalışma. Bir tane es geçilecek şarkı yok. Şarkılar ağır bir yas ve göç duygusuyla yorumlandığı gibi, evdeki göç havası da dışarıya taşıyor. Dolayısıyla, şarkıların öyküsüne anılar, geçmişten kesitler, çağrışımlar da karışmış. Boşuna Durum Şarkıları dememiş Nazan Öncel bu albüme. O yüzden hızlı bir akış yok anlatımda. Bu durum, anıları çağırmakla, unutmamakla da ilgili. Oysa (ortak algımızda) zaman hızlı akar. Hiçbir görüntünün kaçmaması için o hızı biraz yavaşlatmak, yaşanmışlıkların arasından bir resmi almak, büyütüp karşısına geçmek, yani görüntüyü dondurup ona dikkatlice bakmak duygusuyla hareket eder Öncel. Bu an’a bakmaktır. Geçmişteki an’a bakmanın, anılara dönmenin, şimdi ve sonra ne yapacağımıza karar vermekle bağlantısı da var. Belki de baktığımız “an” hatırladığımız gibi değildir. Bellek değişir, çünkü biz değişiriz.

'MANZARA GÜZEL AMA GERÇEKLER ÖYLE DEĞİL...'

Nazan Öncel’in tavrında toplumsal hafızayı diri tutma çabası da hâkim. Onun şarkılarına, kendi kişisel birikiminin yanı sıra toplumsal birikim de yansır. Ortak acılar da vardır şarkılarında, ortak mutluluklar da. Evet, Durum Şarkıları bir iç döküştür, ama hepimizin duygusuna, içinde bulunduğumuz hal ve gidişe dokunan şarkılardır bunlar. Hangimiz çok sevmedik ki, hangimiz çok acı çekmedik, çaresiz kalmadık, anılarımıza, geçmişimize, bugünümüze bakıp sarsılmadık, “yani”leri sıralamadık ki… Ama yine de umut diyoruz, diliyoruz; kendimiz için, insanlık için, evren için... Umut şarkısı, tam da bu duyguları açığa çıkartıyor. “Uzun geçen bir kış için umut, yalnız içen adam için umut, kırılan kalbim için umut…” diyor Nazan Öncel.

Her ne kadar gelecek için umut dilese de, yaşadığı an’daki hayal kırıklığı da sızıyor şarkının içine. Umut motivasyon için bir direnç, bir yanıyla da ütopyadır. O yüzden şarkıda “umut, umut” diye seslenirken, umut, unut olarak da tınlıyor kulağımızda. Bu umut etmekten, hayal etmekten vazgeçmek anlamına gelmiyor; var olan gerçeklikle beraber umut duygusunu da ele alıyor Nazan Öncel. O yüzden “Manzara güzel ama gerçekler öyle değil…” diyor Mükemmel Kusur şarkısında. Siyahlar şarkısında “Siyahlar giyip hayal kuralım beraber” derken de aynı duyguyla karşılaşıyoruz. Umut etmek, hayal kurmak bu çağın ve insanın karanlığını yüklenerek karşımıza çıkıyor onun şarkılarında. Albümün ana izleği aşk ve yas; ama alt metni, an, bellek, bilinçaltı ve umut olarak okumak gerek.

Nazan Öncel iyi bir şarkı yazarı. Sözü, müziği kıymetli, önemli. O, pop müzikte, her zaman alışılmışın dışında işler yaptı. İçindeki tüm katmanları açarak “sahici benliğini” ortaya çıkardı. O yüzden hep başka yerde durdu. Durum Şarkıları’yla daha da ileri gidiyor, arayı iyice açıyor Nazan Öncel. Kariyerinin en çarpıcı albümlerinden biri Durum Şarkıları. Sanatsal ve estetik kaygı her zamankinden daha fazla önemsenmiş, başat unsur olmuş bu albümde.

Özellikle düzenlemelerde çok kıymetli müzisyen, aranjör Hakan Kurşun’un olması, Öncel’in yaratmak istediği etkiyi daha da pekiştirmiş. Albümdeki şarkıların düzenlemelerinde nerdeyse tamamına yakınında Hakan Kurşun’un muazzam dokunuşları, deneyimi var. Yine Siyahlar şarkısının düzenlemesine genç kuşağın iyi müzisyenlerinden Can Güngör’ün eli değmiş. Girizgâh’da Janti, Manuş Baba’yla düet yaptığı Kimler Geldi şarkısının düzenlemesinde ise Bahadır Şimşek yer alıyor. Albümün kartonetinde ise her şarkının durumunu resmeden Ergün Gündüz’ün çizimleri yer alıyor.

O halde Nazan Öncel’in Durum Şarkıları’na kulak verelim. "Uzun geçen bir kış için, kırılan kalbimiz için" umut hep var.