Nazım'ın şiirindeki Hint devrimci Lenin'i ikna etmişti: Roy!
Toplumsal mücadeleler tarihine Komintern'in ikinci kongresindeki 'Asyalı işçiler için devrim zamanı geldiği' tezindeki ısrarıyla geçen Meksika ve Hindistan komünist partilerinin kurucusu, Manabendra Roy. Bu Hint devrimcisi Nazım Hikmet'in "Benerci Kendini Niçin Öldürdü" şiirinde karşımıza çıkıyor, ancak Nazım onun için "ruhunu satıp rahatı bulmak fırsatını ele geçirdi" diyor.
"Benerci Kendini Niçin Öldürdü" Nazım Hikmet'in en uzun şiirlerindendir. Hintli bir devrimci portresinin çizildiği şiirde, dönemin TKP'sine göndermelerin yanı sıra dünya komünist hareketinden önemli izler de karşımıza çıkar. Şiirdeki 'Roy Dranat' karakteri yapılan farklı benzetmelerin birleştiği noktadır. Komintern'in ikinci toplantısında sömürge ülkeler konusunda Lenin'i kendi tezlerine katılmaya ikna eden ve Doğu'nun bağımsız devrimci geleneğinin oluşumunda önemli rol oynayan ancak yıllar içinde mücadeleye küsen Manabendra Roy ile Roy Dranat arasındaki isim benzerliği dışındaki paralellikler de dikkat çekicidir.
Hem Meksika ve hem Hindistan komünist partilerinin kurucusu olan Manabendra Roy'un ilginç yaşamı ve Marksist tarih içindeki yerinden bahsetmeye başlamadan önce, Nazım Hikmet Roy Dranat'ı nasıl tanımlıyor? Şiirde Hikmet'in dipnotu Dranat'ı çok güzel açıklamakta:
"Okuyucularıma, ismiyle ilk defa karşılaştıkları ROY DRANAT hakkında kısa bir malûmat vermeyi münasip buldum. Roy Dranat, Benerci'nin eski bir kavga arkadaşıydı. Fakat sonra, galiba korktu, galiba sabrı tükendi ve galiba ruhunu satıp rahatı bulmak fırsatını ele geçirdi. Kavgadan ayrıldı. Şimdi ROY DRANAT, İngiliz emperyalizminin emrinde, sakalsız, pelerinsiz ve kılıçsız, rahatını arayan zavallı, mustarip bir Faust'tur."
Doğrusu bu sözlerin, Manabendra Roy'un hayatına Marksist açıdan bakıldığında yapılması, çok mümkün bir benzetme olduğunu hayatı incelendikten sonra daha iyi anlaşılıyor. Artık gelelim Roy'un bıraktığı izlere. Brahman bir rahibin oğlu olarak 1887'de Bengal, Hindistan'da doğar. Malum, Hindistan'da o dönem İngiliz sömürgeciliği etkili bir şekilde hissedilmektedir. Bölgedeki İngiliz varlığına karşı milliyetçi çizgide radikal eylemler organize eder, cezaevine girer. Ardından Birinci Dünya Savaşı öncesinde İngilizlere karşı cephane karşılığında savaşmak üzere Almanlarla ilişkiye geçer. Nitekim bu ilişkiler Roy'u ülke dışına çıkma durumunda bırakacak ama bu sayede sosyalizmle de tanışacaktır.
Endonezya'dan Japonya'ya, Batı Avrupa'dan ABD'ye... İngilizlere karşı örgütlenme için var gücüyle arayışa giren Roy, son durağında hayatını değiştirecek iki şeyle tanışır: Eşi ve sosyalizm! Roy'un gelecekteki eşi, sosyalist bir kadın olan Evelyn Trent, onun fikirlerini Marksizm'e yöneltmekte oldukça etkili olur. Tarih tesadüflere ancak belli ölçülerde imkan verir... Krizdeki dünyada yükselen sosyalizm, o dönem sömürge halklar için de önemli bir seçenek haline gelmekteydi. Anti emperyalist tezlerin ezilen halklarda karşılık bulması şaşılacak şey değildi.
Fakat İngilizler peşini bırakmaz ve Roy, eşi Trent'le birlikte Meksika'ya geçer. Rusya'da 1917'de Ekim Devrimi'nin gerçekleşmesin ardından Meksika'da Komünist Partisi'nin kuruluşunda yer alır. Bolşevik Mihail Borodin ile de yine Meksika'da tanışır ve Moskova'nın ilgisini çeker, Komintern'in 2'inci kongresine Lenin tarafından davet edilir.
Toplantıya damgasını sömürge dünyadaki komünistlerin izleyeceği yol ve stratejiler vurur. Konu tartışılırken kimi Avrupalı delegeler 'Avrupacı', Roy 'Asyacı', Lenin, Rus ve kimi başka Avrupalı delegelerse ikisinin arasında bir tutum izlemektedir. Çoğunluğun görüşü Asya'da proleter bir devrimin ancak Avrupa'daki devrimleri takiben gerçekleştiği şeklindeydi. Lenin de bu açıdan 'demokratik burjuva hareketlerinin desteklenmesi' fikrini savunuyordu. Roy'un savıysa Asya'da emekçiler ve köylülerin komünist bir devrime önderlik edilebileceğiydi. Bu görüşünün de somut nedenleri vardı. Hindistan'da nüfusu 5 milyonu geçen işçi sınıfı, yoğun katılımlı grevler, direnişler organize ediyordu, topraksız köylülerin nüfusu oldukça fazlaydı. Haliyle Hint komünistler proleter güçlerine güveniyor ve burjuva milliyetçi hareketlerle ortak bir zeminde yer almak istemiyorlardı.
Lenin hakkında genelde yapılan 'uzlaşmaz bir karakteri' olduğu yorumları zaman zaman fazla abartılmaktadır. Devrimci kararlılığı onu sekter biri yapmamıştır. Nitekim bu durumun bir örneği burada ortaya çıkar. Roy'un sözlerini dinledikten sonra tezlerini yeniden kaleme alır! Gel gelelim Sovyet yönetiminin ileride bu tezlerle çok mutabık kalmaz. Roy Komintern tarafından Çin'e gönderilir. Burada eski arkadaşı Borodin ile aynı tezler üzerindeki görüş ayrımları derinleşir. Borodin eski tezlerden yola çıkarak Çinli komünistlerle sağcı milliyetçi Kuomintang grubu arasında birleşik cephe kurma görüşündedir. Çinli komünistlerin çoğunluğu ise Roy'un tezlerini haklı bulur.
Roy daha sonra Stalin'in eleştirileri üzerine Komintern'den atılır. Avrupa'da bir süre kaldıktan sonra ülkesine döndüğünde İngilizler tarafından tutuklanır ve 6 yıl cezaevinde kalır. Daha sonra Nehru ve Gandi'nin fikirlerine karşı çıkar ancak tam da bu sıralarda, sosyalist düşünceden bir hayli uzaklaşıp 'hümanist' bir filozof olur. Himalaya dağlarında bir köyde hayatını kaybetti.
Roy'un Komintern'den atıldıktan bir süre sonra sosyalizme küsmesi ve filozof oluşu, yazının başında bahsettiğimiz Nazım Hikmet'in 'Roy Dranat'ına olan benzerliğini gözler önüne seriyor. Fakat devrimci kahramanımız Benerci'yi kendi felsefi bakışıyla eleştiren Roy Dranat, hikayenin bir bölümünde tekrar ortaya çıkar:
"Bir köşebaşında Roy Dranat'la karşılaştılar. Havagazı fenerinin altında durdular. Roy Dranat sarhoştu. Benerci'nin ellerini tuttu:
— Benerci, belki siz haklısınız, dedi. Belki haklısınız. Fakat, ben «dünyayı düzeltecek ben mi kaldım»a kadar düştüm. Mümkündür ki, «beş parmak bir olmaz»a kadar da alçalayım. Amma, bana öyle geliyor ki, sizin hakkınız var. Allahaısmarladık Benerci. Ben bu tarafa sapıp yoluma gidiyorum, sen de yoluna git..
Roy Dranat, Benerci'nin ellerini bıraktı. Şapkasını çıkardı. Yerlere kadar eğilerek Benerci'yi selamladı"
Manabendra Roy, Hindistan'ı sosyalizme taşıma gayretini yitirmesinden dolayı, mücadelede ısrarcı, döneminin 'Benercileri' önünde belki eğildi belki eğilmedi. Ancak yine sosyalizm için Lenin'i ikna edecek kadar hatırı sayılır katkıları ile toplumsal mücadeleler tarihinde yer aldı.