Nazlı Ilıcak, Erdoğan'a mektup yazmış: Beni bu kuyudan çıkarabilir misiniz?

Darbe girişimi sonrası tutuklanan Gazeteci Nazlı Ilıcak'ın, bir yıl önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a mektup yazarak yardım istediği ortaya çıktı. Ilıcak, "Beni bu kuyudan çıkarabilir misiniz?" diye seslenmiş.

Abone ol

DUVAR - 15 Temmuz darbe girişimi sonrası tutuklanan ve cezası onanan gazeteci Nazlı Ilıcak’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a geçen yıl mektup yazarak, hapisten çıkarılması için yardım istediği ortaya çıktı.

internethaber.com'un yayınladığı mektuba göre, “Ben ne darbeciyim ne FETÖ'cü” diyen Ilıcak, Erdoğan'dan özür diledi. Ilıcak'ın oğlu Mehmet Ali Ilıcak Independent Türkçe'ye verdiği bilgide söz konusu mektubun geçen sene yazıldığını söyledi. Ilıcak'ın Erdoğan'a gönderdiği mektuptan bazı bölümler şöyle:

“Acaba aramızda 2.5 yıldır cezaevinde çektiğim çileyi, yalnızlığı hissedebilecek bir duygusallık hâlâ mevcut mu? Köprülerin altından çok sular aktı ama, inanıyorum ki o köprüler yıkılmadı.

Ben ne darbeciyim, ne de FETÖcü. Yıllarca, AK Parti’yi desteklememin sebebi, zaten askerin siyasete müdahalesinden duyduğum rahatsızlık. Sizin önünüz, 312 ile kesilmeye çalışıldığında, AK Parti hakkında kapatma davası açıldığında, ya da İmam Hatiplilere ve başörtülülere karşı yürütülen kampanyalarda, demokrasi ve hukuk neyi gerektiriyorsa, o noktada durdum. Bu mücadeleyi el ele vermedik mi?

Meclis’i bombalayan askerlerle aynı kefeye konulmak çok acı. Üstelik, 40 yıllık gazetecilik hayatımda, demokrasi adına sürekli bedel ödemişken, böyle incitici bir iddiayla karşı karşıya kalmak!

Sizi Belediye Başkanlığınızdan beri tanıyorum. Bazı duyarlı noktalara dokununca, çabuk inanırım. Meselâ muhafazakar insanlar hakkındaki hassasiyetim, maalesef yanılmamı kolaylaştırdı. Bu arada size de çok haksızlık ettim. Özür dilerim.

'SIK SIK SİZİ VE EMİNE HANIM'I DÜŞÜNÜYORUM'

Bir de sık sık, sizi ve Emine Hanımı düşünüyorum. Sanki durumumu tam olarak bilseniz, bu haksızlığa müdahale ederdiniz gibi geliyor. Bu yüzden, yoğun işleriniz arasında farkına varamadığınız mağduriyetimi size yazmayı tek çare olarak gördüm. Dağ başında bir kuzu kaybolsa, Hz. Ömer’den sorulurmuş. Bu devletin başı olduğunuz için de size müracaat ediyorum. Mağduriyetimi size anlatıyorum, zira, adaletin yitirdiği vicdanı, ancak siz yeniden tesis edebilirsiniz.

'MAALESEF BEN BU TUZAĞIN İÇİNE DÜŞTÜM'

Size karşı ne tuzaklar kuruldu! Bir tuzağı da FETÖ kurdu. Ve maalesef ben de bu tuzağın içine düştüm. Ama ben suç işlemedim. Size haksızlık yaptımsa –ki yaptım- bu Yargı’nın konusu olmamalı. Sizinle benim hal etmem gereken bir mesele.

Maddi yetersizliklerin yanı sıra, bir de duygusal açıdan paramparçayım.

Çıktığımda, sizinle bir araya gelebilirsek, bir vicdan muhasebesi yapmayı, helalleşmeyi çok arzu ederim. Cezaevinde zeytin çekirdeğinden yaptığım tesbihi de size takdim etmek isterim. Yargıda bulamadığım adaleti sizde arıyorum. Acaba elimden tutup, hak ve hukuk adına, beni bu kuyudan çıkarabilir misiniz?” (HABER MERKEZİ)