Ne Pablo ne de Escobar!

Escobar gibi dünya tarihinin gördüğü en büyük, en şiddetli suç örgütlerinden birisinin başındaki adamla bu kadar yakın olmuş birisinin hatıralarının çok önemi var hiç kuşku yok ki. Ancak, Vallejo’nun otobiyografik bir roman olarak kaleme aldığı bu hatıralardan dramatik yapısı güçlü, “Narcos”un altında ezilmeyecek bir film çıkarmak da o kadar zor.

Şenay Aydemir sinesenay@gmail.com

Javier Bardem’in Pablo Escobar’ı, Penelope Cruz’un da bir dönem birlikte olduğu televizyon yıldızı Virginia Vallejo’yu canlandırdığı “Pablo Escobar’ı Sevmek”in son sahnesinde ABD’li ajan Shepard soruyor: “Onu gerçekten sevdin mi?” Vallejo cevap veriyor: “Pablo’yu çok sevdim, Escobar’dan nefret ettim!”

Film de zaten Vallejo’nun yıllar sonra kaleme aldığı “Pablo’yu Sevmek, Escobar’dan Nefret Etmek” kitabından hareketle hayata geçirilmiş. Açıkçası birkaç yıl önce izlediğimiz “Narcos” dizisinden sonra Pablo Escobar üzerine daha ne yapılabilir diye düşünmeden edemiyor insan filmi izlemeden önce. “Narcos”un iki sezona yayılan bölümleri boyunca Escobar’ın sıradan bir adamdan ülkesine savaş açabilecek kadar büyük bir suç örgütü yaratmasına ve sonra da adım adım çöküşüne giden süreci izlemiştik. Dizide muhtemelen kitabının haklarını sattığı için ismi kullanılamayan ve Valeria Velez adıyla ‘kurmaca’ bir karakter olarak resmedilen Virginia Vallejo “Pablo Escobar’ı Sevmek”in odak noktasında duruyor.

İkilinin 82 yılında, Escobar henüz ‘hayırsever’ bir işadamı iken başlayan ilişkileri, uyuşturucu baronunun ülkeyi kan gölüne döndürdüğü 87 yılına kadar sürüyor. Ancak, kesintilerle de olsa görüşülüyor. Hatta filme göre Escobar’ın 1993’te yerinin bulunup öldürülmesinde de Vallejo’nun payı var.

Escobar gibi dünya tarihinin gördüğü en büyük, en şiddetli suç örgütlerinden birisinin başındaki adamla bu kadar yakın olmuş birisinin hatıralarının çok önemi var hiç kuşku yok ki. Ancak, Vallejo’nun otobiyografik bir roman olarak kaleme aldığı bu hatıralardan dramatik yapısı güçlü, “Narcos”un altında ezilmeyecek bir film çıkarmak da o kadar zor. Zaten filmin bunu başardığını söylemek de çok zor.

Film bir yandan Vallejo ile Pablo’nun ilişkilerinin çeşitli duraklarını anlatmaya çalışırken, diğer yandan da Escobar’ın suç dünyasındaki yükseliş ve düşüşünü getirmeye çalışıyor ekrana. Ancak bu kadar yoğun bir hayatın iki yanını birden anlatma telaşı, ortaya dramatik yapısı bir türlü kurulamayan bir film çıkarıyor. Escobar’ın suç hayatının önemli anları zaman atlamalarıyla anlatılırken, bu geçen zamanda Vallejo ele Pablo arasındaki ilişkinin sahicilik/ derinlik sıkıntısını baş gösteriyor. İlişkinin dinamikleri, ikilinin tutkusunun ne düzeyde olduğu, birbirlerinin hayatına ne kadar girip çıktıkları da havada kalıyor diğer yandan.

Muhtemelen Amerika vizyonu düşünülerek filmin aksanlı bir İngilizce ile çekilmiş olmasının ortaya çıkardığı ses kirliliği bir yana, bazı anlarda İspanyolcaya dönülmesi de buradaki sıkıntıyı büyütüyor. Virginia Vallejo, 2 Ekim 2017 tarihinde artık yayın hayatına son vermiş olan Habertürk gazetesinden Nalan Koçak’a verdiği röportajda Javier Bardem ile filmin çekimi için 2012 yılında konuştuklarını ifade ediyor. Belki arada “Narcos” ortaya çıkmamış olsaydı, film yine de anlamlı olabilirdi ama dizinin varlığı filmi çok gölgede bırakıyor haliyle.

2002’de çektiği “Güneşli Pazartesiler” filmi ile gönlümüzdeki yeri ayrı olan Fernando León de Aranoa bir sonraki filmi “Princesas” ile benzer bir düzey tutturmuş olsa da sonrasında “Amador”, “Sabina” ve “Mükemmel Bir Gün” ile beklentileri karşılayamamıştı. Açıkçası bu film için de aynı cümleyi kurmak durumundayız.

Virginia Vallejo’nun "Pablo’yu çok sevdim, Escobar’dan nefret ettim!” cümlesi filmin sıkıntısını da ele veriyor diyebiliriz. Aranoa’nın senaryosu hem Pablo’yu hem de Escobar’ı anlatmak isterken bocalıyor. İkisini de tam anlatamıyor, bilinenlerin dışına çıkamıyor, karakterlerini derinleştiremiyor. Bu yüzden Bardem, Cruz ve Peter Sarsgaard gibi oyunculardan da verim alamıyor beklendiği kadar.

Nihayetinde ne Pablo’nun ne de Escobar’ın hakkını verebiliyor!

ORİJİNAL ADI: Loving Pablo

YÖNETMEN: Fernando León de Aranoa

OYUNCULAR: Javier Bardem, Penelope Cruz, Peter Sarsgaard, Julieth Restrepo

YAPIM: 2017 İspanya

SÜRE: 123 dk.

Tüm yazılarını göster