Neden Cerablus, neden şimdi?
Suriye savaşında gözler bir kez daha Türkiye sınırında. Peki son dönemdeki gelişmeler ne anlama geliyor? Cerablus neden önemli, büyük resimde neler oluyor?
DUVAR - Suriye'deki iç savaşta gözler Türkiye sınırındaki stratejik hamlelere çevrildi; son olarak muhalifler, Cerablus'ta TSK'nın desteğiyle IŞİD'e karşı operasyon başlattı.
Bir yandan da, hem diplomasi cephesinde hem sahada, klişe habercilik deyimiyle 'baş döndürücü bir trafik' yaşanıyor. 'Fırat'ın batısında'ki Cerablus'ın yanı sıra doğusundaki Haseke'de de farklı taraflar arasında gerilim geçen hafta tırmandı. Bu sırada Türkiye bir yandan İran ve Rusya'yla temaslarını sıklaştırırken, bir yandan da Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ile ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ı ağırlıyor. Peki tüm bunlar ne anlama geliyor?
NEDEN ŞİMDİ, NEDEN CERABLUS?
Sahadaki gelişmeler, ağırlıklı olarak Kürtlerin oluşturduğu ve ABD'den destek alan Suriye Demokratik Güçleri'nin, 'Fırat'ın batısındaki' Menbiç kentini 12 Ağustos'ta IŞİD'den temizlemesi üzerine hızlandı. Bu gelişmeyle IŞİD, Türkiye-Suriye sınırının 'Fırat'ın batısında' kalan bölümünde Cerablus kentine sıkıştı; Suriye'deki kalesi Rakka'yla bağı, Rakka'nın da Türkiye sınırıyla doğrudan bağlantısı kesildi.
PYD açısındansa, Cerablus'u da alarak doğudaki Kobani'yle batıdaki Afrin kantonlarını 'kısa yoldan' birleştirme, yani Türkiye sınırında Irak'tan başlayarak yekpare bir kuşağa yayılma ihtimali daha da somutlaştı. Ancak; yekpare bir 'Kuzey Suriye'nin Ankara'nın geleneksel güvenlik algısında 'kırmızı çizgi' olduğu bilinirken, Cerablus'u IŞİD'den temizlemeye hazırlanan tarafın Kürtler değil, Türkiye destekli Suriyeli muhalifler olduğu haberi geldi. Üstelik, ABD'nin de onayıyla...
TSK, ABD'NİN KÜRTLER İÇİN YAPTIĞINI MI YAPIYOR?
Bu sabahki operasyonun düzenleneceği üç gündür biliniyordu. IŞİD'in Gaziantep'te yaptığı düğün katliamından bir gün sonra Reuters'a düşen habere göre, söz konusu muhalifler bir süredir Cerablus'u almak üzere Gaziantep'in Karkamış ilçesine yakın bir askeri üste toplanıyordu. TSK ise bu sırada, ABD'nin IŞİD'e karşı Kürtler için yaptığını Cerablus'ta Arap muhalifler için yapmaya, Reuters'a konuşan bir yetkilinin deyimiyle 'ılımlı muhaliflere koridor açmak' için Cerablus'ta IŞİD'i bombalamaya başladı... (Aynı bombardımanda, Menbiç'in kuzeyindeki YPG mevzileri de TSK tarafından vuruldu.)
CERABLUS OPERASYONU NASIL DÜZENLENİYOR?
Sızan bilgilere göre, Karkamış'ta bir 'Türk askeri üssü'nde toplanan Suriyeli muhalifler birkaç gün içinde Cerablus'a saldıracak. Sınır şimdiden, IŞİD'in attığı roketler ve TSK'nın top atışlarıyla hareketli. Tanklar da devreye girmiş durumda. Türkiye'de toplanan muhaliflerin sayısı, farklı kaynaklarda 500 ila 1500 arası olarak veriliyor. Reuters'a konuşan bir muhalif komutan, IŞİD'den direniş beklediklerini ve örgütün kenti mayınlamış olduğunu söyledi. Yani Gaziantep'in sıfır noktasındaki Cerablus'un IŞİD'den temizlenmesi 'tereyağından kıl çeker gibi' olmayacak...
ABD CERABLUS OPERASYONUNUN NERESİNDE?
Peki tüm bunlar, 'Fırat'ın batısı' için bir anlaşmaya, IŞİD karşıtlığında birleşen bir tür danışıklı dövüşe işaret ediyor olabilir mi? Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi 23 Ağustos tarihli yazısında, sahada Kürtlerle ortak olan ABD'nin Cerablus'u Türkiye destekli muhaliflerin almasına ikna olduğunu yazarken, Pentagon sözcüsü Peter Cook'dan da TSK'nın Cerablus'u vurmasına 'onay' geldi: “Suriye’nin herhangi bir yerinde, özellikle de böyle önemli bir yerde, IŞİD’e yönelik baskı önemlidir. IŞİD’in Cerablus dahil, Suriye’nin her yerinden atılmasını görmeyi istiyoruz."
Cook, "YPG’nin de vurulması ABD’de endişeye yol açtı mı?” sorusuna 'yumuşak' bir yanıt verdi: "Operasyonlarını, amaçlarının ne olduğunu değerlendirmeyi Türklere bırakıyorum. Bize göre odak noktası IŞİD olmalı. Gördüğümüz kadarıyla bu da yapılıyor." Dahası, Cerablus'a Türkiye destekli muhaliflerin gireceği haberi, PYD'den de tepki çekmemiş görünüyor.
KÜRTLER DE ONAY VERDİ Mİ?
Peki PYD, yekpare Kürt kuşağı emelini Cerablus'ta niye bıraksın? Bu noktada akıllara, haziran ayında El Cezire Türk'te Ece Göksedef'in imzasıyla yayınlanan haber geliyor. 'IŞİD için yeni formül' başlıklı haberde özetle şu deniliyordu:
IŞİD'e karşı sahada en etkin güç olarak PYD'yle ortak çalışan ABD, Türkiye'nin de 'hassasiyetleri'ni gözeterek bir orta yol buldu. Buna göre, sınırda 80 kilometre uzanan, 20 kilometre kadar da güneye inen Azez-Cerablus hattını Arap ve Türkmenlerden oluşan Özgür Suriye Ordusu kontrol edecekti. Kürtler 20 kilometre güneyden 'dolanacak'; Kürt kuşağı, Türkiye sınırına sıfır noktasında değil güneyden 'kavuşacak'tı. 7 Nisan'da sahadaki Kürt, Türkmen ve Arap komutanlara dayanarak yayımlanan bu haber henüz yalanlanmış değil. Türkiye destekli muhaliflerin Cerablus'u alma hazırlığına Kürt saflarından da sert bir tepki gelmedi.
HASEKE'DE NE OLUYOR?
Eşzamanlı olarak, Fırat'ın doğusunda bulunan ve yönetimi Kürtlerle Şam arasında bölünmüş durumdaki Haseke de hareketli. Ancak aktörler bambaşka ve ABD'yle Esad'ı beş yıldır süren savaşta ilk kez doğrudan karşı karşıya getirme riskini taşıyan gelişmeler yaşanıyor. Burada IŞİD'in belirgin bir varlığı yok. Fakat Haseke vilayeti, IŞİD'in Suriye'deki kalesi Rakka'nın komşusu. Dahası, ABD'nin resmen kabul etmese de Haseke'deki eski bir sivil havalimanını üsse çevirdiği biliniyor. Yani Haseke'de Amerikan güçleri de var.
Hal böyleyken, Şam yönetimi geçen hafta kentteki Kürt mevzilerini ilk kez havadan vurdu. Suriye ordusunun açıklamasında, Kürtlerin hükümet kurumlarına saldırdığı, petrol ve pamuk çaldığı, insan kaçırdığı belirtiliyordu. Açıklamanın en dikkat çekici kısmı, 'fail' olaral PKK'nin adının anılmasıydı. İki gün süren bombardımanın ardından ABD 'kendi kuvvetlerini koruma gerekçesiyle' kentin üzerinden kendi uçaklarını uçurdu; son olarak da Pentagon sözcüsü Peter Cook fiili bir 'uçuşa yasak bölge' dayatarak Suriye'ye 'uçaklarınızı burada uçurmayın' mesajı verdi.
Mesaj, Rusya aracılığıyla gönderilmişti; iddiaya göre taraflar şimdilik ateşkes sağladı; yani 'ABD'yle müttefik olan Kürtlerin Beşar Esad'la ateşkes halinde olduğu' statükoya en azından bir süreliğine geri dönüldü.
DİPLOMASİ TRAFİĞİNİN ANLAMI NE?
Sahada tüm bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye hem Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'yi hem de ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ı ağırlıyor. Biden'ın Ankara temaslarında en az Fethullah Gülen'in iadesi kadar Suriye'nin ve Suriyeli Kürtlerin konuşulacağı açık. Biden'dan önce Barzani'nin Ankara'ya gelmesi de, Türkiye içindeki barış sürecinin de gündemde olduğuna işaret olabilir.
Madalyonun öteki yüzünde, Türkiye, Suriye krizinin başından bu yana Şam'ın en yakın ve güçlü müttefikleri Rusya ve İran'la hiç olmadığı kadar yakın. İran'la iki hafta içinde üç temas gerçekleştirildi; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Tahran'a gidecek. Rusya'yla Suriye konusunda 'barış' sağlanmış olmasa da, Türkiye Suriye'de 'Moskova-Tahran-Şam' eksenine göz kırpmaya başlamış görünüyor. Ankara'nın denklemin bu ayağına yaklaşmasının ardında da, IŞİD sonrası bir Suriye'de Kürtler konusunda bir 'ortaklık' arayışı olduğu ortada.
Öte yandan, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Rusya'yla haftalar süren görüşmenin ardından IŞİD konusunda anlaşmaya yakın olduklarını açıkladı. Kerry'nin Rus mevkidaşı Sergey Lavrov'la 26 Ağustos'ta biraraya gelmesi bekleniyor. Bu görüşmeler, IŞİD ve El Nusra'nın (yeni adıyla Fetih el Şam), yani Suriye'deki son iki 'kördüğüm' olarak görünen Halep ve Rakka'nın kaderini belirleyebilir.