Nevin Koçoğlu: 'Küllerim Ganj’a savrulsun istiyorum'

Özkan Özgür ile 23 Soru'nun konuğu şair Nevin Koçoğlu...

Abone ol

1. Sizin için kullanılan hitap biçimlerinden hangisi daha çok hoşunuza gidiyor?

Bana ismimle seslenilmesi hoşuma gider ama politik mücadelem ile ilişkilendirilerek takılan “Eşkıya” hitabı vardır, işte onu çok severim… Bir de çocukluğumda mahallede yaşlı komşu teyzenin bana taktığı bir hitap var. O beni anlatır, sırdır, tek kişi bilir. Yine öyle kalsın…

2. Sizden daha zeki olduğunu düşündüğünüz arkadaşlarınız var mı?

Arkadaşlarım zeki olduğumu söyler ama daha zeki olduğunu düşündüğüm arkadaşlar illa ki var, iyi ki de var. Aksi hâlde çok sıkıcı olurdu her şey… Zekâ seviyesinden çok olanı olumlu kullanmak önemli, buna inanırım...

3. Arada sırada saçma şeylerle uğraşmak zorunda olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Elbette ki oluyor. Sonra kendime gülüyorum neden yaptım diye. Bunların büyük bölümünün karşı pencereden taleplerle ilgili olduğu söyleyeyim bu arada…

4. ‘Tüm yaşadığım sıkıntılara değdi bu!’ dediğiniz olaylar yaşadınız mı?

Çok sık. Ne kadar sıkıntılı olursa olsun başladığı bir şeyi asla yarım bırakmayan biriyim. Bitirme sürecinde ise bu sözü sık sık söylerim…

5. Bir evcil hayvanın insanı mısınız? Geçmişte böyle bir deneyiminiz oldu mu, ileride bir gün düşünür müsünüz?

Bütün hayvanların insanıyım sanırım, evcil olan olmayan her hayvana sarılırım nerdeyse… Bir kafeden sokağa fırlayan farenin ardından elinde süpürge ile koşan garsona “Yapma yapmaa” dediğimi hatırlarım çok kişiyle birlikte koro halinde… Ve geç vakit metrodan çıktığımda eve dönerken yanımda yürüyen sokak köpeği, tanımadığı hâlde bana eşlik eden, bahçeme girip kapıma doğru yürüdüğümde durup kapıyı açana dek beni izleyen, sonra geri dönüp giden… Sanırım ben onun insanıyım…

6. Çocukluğunuzdan kalan ve ilk fırsatta tatmak istediğiniz özel tat var mı?

Düşündüm de, yok… Şu an keşke olsa dediğim bir şey yok ama çok aç olduğumda çılgın gibi aradığım tek bir tat var, siyah zeytin ve ekmek… Hiçbir tat onun yerini alamaz …

7. Sanatın ya da sanatınızın neresindesiniz?

Sevdiğim şeyi yapıyorum, şiir yazıyorum. Şiir benim için nefese denk. Nerede olduğum ya da olacağım hiç önemli değil, yaşadıkça bana eşlik etmesi önemli olan… Beni terk etmemesi…

8. Ezberinizde şiir var mı? Hangi şairin hangi şiiri?

Ezber konusunda sıkıntılıyım. Okul yıllarını saymazsak ilk ezberlediğim şiir, ani okuma davetlerini kazasız belasız atlatmak adına, kendi şiirim olan Yaralı Baykuş şiiridir.

Yaralı Baykuş

-metanetine sığındım

ateşiyle kavuran hüküm-

farkındayım

yaralı bir baykuş kemiriyor şah damarımı

içimden bir tırpan geçiyor geceden daha soğuk

ve bulutlardan ağıyor verimli bir delilik

tozlu çölü ve ateşi giyiniyor tenim

akmayan o nehrin gölgesinde serinliyorum

kalbimden besleniyor bir semender

kapatıyorum kahinliğin kitabını ve gözlerimi

toprağa gömdüğüm yüzüğün gerisinden

ateşe ve küle haykırıyorum kemiklerin diliyle

ejderha eşiğindeyim!

9. Okuduktan sonra çok etkilendiğinizi düşündüğünüz bir kitap var mı?

Frank McCourt'un Angela’nın Külleri kitabını okuduğumda şahit olduğum yoksulluk ve acı içimde deprem yaratmıştı.

10. En son ne zaman tiyatroya gittiniz?

Sanırım iki ay önceydi ve sokak tiyatrosu idi…

11. Belleğinizde yer eden ve tavsiye edeceğiniz bir film var mı?

“Seninle konuşabilmek için sana yazıyorum. Mektuplarımın sana asla ulaşmayacağını biliyorum ama onları son geçen trene bırakacağım ki, buzlarla örtülü bozkırı boydan boya geçerek ta hücrene kadar ulaşıp seni bulabilsinler.” Bu şiirsel repliğe ev sahipliği yapan “Zamanın Tozu” filmi nasıl yerleşmez kalbime… Bir Angelopoulos filmi…

12. Size göre ‘yabancı’ kimdir?

İnsanın bazen kendini tanıyamadığı bir an olur, o kişi yabancıdır işte…

.

13. En son ne zaman haksızlığa uğradığınızı düşündünüz?

Bireysel bakmıyorum, genele ve gündeme baktığımızda ne çok haksızlık… Biz de bunun illa ki bir parçasıyız.

14. Hak etmediğini düşündüğünüz birilerine saygı göstermek zorunda kaldığınız oldu mu?

Hayır, buna kimsenin gücü yetmez.

15. Günlük hayatta görünce nefret ettiğiniz hareket nedir?

İnsanın insana ve hayvana zulmü… Bunlara tahammül edemiyorum.

16. Sizi umutlandıran bir duruma örnek verir misiniz?

Yaralı bir hayvana yardım eden birisi ya da ölmesin diye bir yoğurt kabına çiçek diken birisi, ekmeğini bölüşen birisi… İşte o zaman benim hâlâ umudum var diyorum…

17. Hayallerinizin peşinden koştunuz mu? Hayal kurmaya devam ediyor musunuz?

Evet, çoğunu da gerçekleştirdim… Hayal biterse her şey kısırlaşır sanki, bu yüzden devam etmeli

18. Rekabetçi olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Hayır düşünmüyorum, herkes şahsına münhasır ve herkesin kendince bir rotası var… Ben omuz omuza yürümeyi tercih edenlerdenim...

19. Özür dilemeyi ve teşekkür etmeyi ihmal ettiğiniz olur mu?

Normal şartlarda hayır ama bir kargaşa ya da ivedilik sonucu eksik kalan bir durum olduysa illa ki telafi ederim.

20. Neyi ya da kimi özlüyorsunuz?

Şu an Ankara’da yaşıyorum. Çocukluğumun geçtiği İstanbul’u özlüyorum, sokaklarında kalan ruhumu. Üsküdar’ı, içindeki prensesi görmek için çırpındığım ve bugün taşlarına asla ayak basmayacağım Kız Kulesi’ni çok özlüyorum.

21. Stres atmak ya da kafanızı dağıtmak için ne yaparsınız?

Dingin bir ortam yaratırım kendime. Tüm ışıkları kapatır, birkaç mum yakarım ve klasik müzik dinlerim gözlerimi kapatarak. İşe yarıyor…

22. Şu ana kadar geçen hayatınızı özetleyen kelime hangisidir?

Direnç…

23. Allah gecinden versin, hak vaki olursa, geride kalanların sizi nasıl anacağını düşünüyorsunuz?

Küllerim Ganj’a savrulsun istiyorum… Sanırım tek duyacağım su sesi olur…